Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Rabbi belki affeder de, millet eder mi?
Cumhurbaşkanı konuştu. Daha önce “Allah affetsin” demişti. Çıtayı yükseltti. “Rabbim de, milletim de affetsin” dedi.
Konu Cemaat’in devlet içinde hem dikey, hem yatay örgütlenmesine destek olmanın vebali...
Şöyle açıkladı:
“Özal, Demirel, Ecevit ve bizler, farklı görüşten siyasetçiler olmamıza rağmen bu yapıya destek olduk... Bundan dolayı Rabbime ve milletimize verecek hesabımız var. Rabbim bizi affetsin...”
Bu bir özeleştiri mi, bir günah çıkarma mı, bir derin pişmanlık mı, yoksa yer gök bir terör, bir darbe örgütüne dönüşmüş Cemaat’in suçları ile çalkalanır; binlerce kişi şu ya da bu ölçüde bu örgüte yardım ve yataklıktan gözaltına alınır, tutuklanır; memursa açığa alınır ya da memurluktan kovulur; siyasetçiyse defteri dürülürken bir kendini aklama, ellerini yıkama çabası mı?
Zor soru. Niyet okuma bizim mesleğin işi olamaz.
Ancak hangi nedenle bu itirafa ihtiyaç duymuş olursa olsun, acaba sonunda darbe girişimine kalkışacak, kan dökecek hale gelmiş illegal bir örgütlenmeye destek olmanın bir sorumluluğu yok mudur?
Bu bir hukuksal tartışma da olabilir. Ama o düzlemdeki bir tartışma beni aşar. Ben siyasal sorumluluktan söz ediyorum.
Mesela ben ya da siz Cemaat örgütlenmesini yanlış, sakat, kendimizden çok uzak bulsak da silahlı bir terör ya da darbe örgütlenmesine dönüşebileceğini sezememiş, görememişsek bunun sonuçları yakıcı değildir. Ne yetkimiz, ne etkimiz önleyici bir değer taşımazdı.
Ama Cemaat’in devletin kılcal damarlarına kadar örgütlenmesinde payı, desteği olan etkili, yetkili ve devletlu siyasetçiler için de bu söylenebilir mi?
Cumhurbaşkanı “Bu yapıya destek olduk” derken Turgut Özal’ı, Süleyman Demirel’i, Bülent Ecevit’i ve kendini sayıyor.
Kimi uzun, kimi kısa bu ülkede başbakanlık koltuğunda oturmuş, hatta üçü başbakanlıktan sonra Cumhurbaşkanı koltuğuna, yani devletin en tepesine oturmuş siyasetçiler bunlar. Verdikleri kararları (mesela destek kararı) uygulatma olanağı ve yetkisi epey sınırsız dört siyasetçi...
İlk üçü artık öbür dünyadalar. “Rab” onların günahlarını, varsa suçlarını ne yaptı bilemeyiz. Ancak sonuncusu yaşıyor ve hâlâ devletin en yetkili makamında.
Her fani gibi o da bir gün (Allah gecinden versin) öteki dünyaya göç edecek. Orada “Rabbi onu affeder mi, etmez mi” sorusuna cevap arayacak değilim. Derler ya, Allah’la kulun arasına girilmez.
Ancak o milletin de kendisini affetmesini dilemekte.
15 Temmuz gecesine giden yolun taşlarını bölmeden de olsa döşemiş bir siyasetçiyi millet affeder mi?
Affetmeli mi?
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Türkiye'deki sağlık sistemi ne durumda? Mersin Tabip Oda
- Çorlu tren faciası davasında 6 yıl sonra karar çıktı!
- Beslenme çantalarının içi boş kaldı...
- Böylesi görülmedi: Tavuk mu horoz mu?
- Özel yeni üye kampanyasını başlattı
- Bugün 23 Nisan! Arşiv görüntüleriyle Meclis'in açılışı..
- Erdal Sağlam'dan ekonomi analizi!
- Belediye başkanı 'sıkıntı olmayan belediyemiz yok' dedi
- Özdağ'dan hükümete Dünya Bankası tepkisi
- Meclis'te gerilim
En Çok Okunan Haberler
- Kayyum rektörün paylaşımına tepki
- Milletvekili sayısı artacak
- Taksim bombacısı için karar çıktı
- Kadınları 'çarşaf'a çağırdılar
- Özgür Özel 'kırmızı motosiklet' sözünü tuttu
- Kapısı açık seyreden otobüsten böyle düştü!
- 'Dükkânı kapat gel diyor'
- Nihal Candan için yeni karar
- Perinçek’in danışmanı Adanur tutuklandı
- Arda Güler, Real Madrid formasıyla bir ilke hazırlanıyor