Barış süreci dersleri

28 Ağustos 2016 Pazar

Dağdan inmemiş değil de... Cangıldan hiç çıkmamış gençleri düşünün.
Silahlı çatışma dışında başka hiçbir şey düşünmemiş, sıradan yaşamları olmamış, bir gün çalışmamışlar...
Öyle anormal şartlarda yaşamışlar ki sırtlarına askeri giysi dışında kıyafet geçirmemişler...
Bogota ile 52 yıldır çatışan FARCKolombiya Devrimci Silahlı Güçleri’nin çoğu genç militanı bu konumda.
FARC liderleri ile Kolombiya hükümeti arasında Küba’da 24 Ağustos’ta sağlanan “barış anlaşması”ndan sonra baş mevzu, bu militanların encamının ne olacağı.
Bizde “terörist” addedilecek FARC, 1964’te soğuk savaşta, büyük toprak sahiplerine karşı güçsüz köylüleri harekete geçiren komünist partinin silahlı kolu şeklinde doğmuş. Süreçte daha sonra adam kaçırmaktan, haraç ve kokain ticaretine kadar her türlü karanlık iş ve şiddete karışan FARC grupları, Güney Amerika’da “gerilla” olarak biliniyor.
Adaletin şimdi kurbanlara nasıl iade edileceğinin yanı sıra; bu gerillaların nasıl silahsızlandırılacağı, affa uğrayıp uğramayacakları/ nasıl af kapsamına alınacakları ve süreçte FARC’ın nasıl siyasileşeceği tartışılıyor. “Küba anlaşması”nın özü bu.

Zihniyet değişikliği şart
Venezüella’nın eski devlet başkanı Hugo Chavez’in inisiyatifiyle 4 yıl önce başlayan ve Küba’da devam ederek Havana’da sonlanan “FARC ile barışı”, Kolombiyalılar önce neşeyle sokaklarda kutladı...
Ama Cumhurbaşkanı Juan Manuel Santos ile “Timoçenko” lakaplı FARC lideri Rodrigo Lodono Echeverri arasında varılan anlaşmanın “artırılmış gerçekliği” ülkeye çöktükçe, sorular arttı...
Hızla göz attığım Kolombiya gazetelerinin başlıklarında örneğin “af” en öncelikli tartışma konusu.
“Adam kaçırmak”, “işkence”, “tecavüz”, “halkı göçe zorlamak”, “savaş suçu” gibi cürümlere bulaşan gerilalar genel af kapsamı dışında tutularak özel “barış mahkemelerinde” yargılanacaklar. Ancak affa girmeyip cangıldan çıkanlar nereye, nasıl yerleştirilecek? Bu süreç hukuk sisteminde, siyasette, “resmi tarih”te ne değişiklikler yaratacak? İşte bunlar sorgulanıyor.
Marquez’in “büyülü gerçekçiliği” yanında bir “şiddet” ülkesi olarak anılan Kolombiya’da sadece uygar prensipler etrafında anlaşmaya varmak yetmiyor. Uygar prensipleri yaşama geçirecek bir zihniyet değişikliği gerekiyor.

FARC’sız nasıl oluruz?
“El Espectador” yazarı Francisco Real Buitrago örneğin; “Kolombiya tarihi boyunca Güney Amerika’nın en büyük şiddet ülkesi olmuştur” diye ekliyor: “FARC’la varılan anlaşma bu açıdan çok önemli ama bu sadece bir ilk aşamadır.”
Bir diğer yazar Ricardo Silva Romero da “Kolombiya yenilgiye alışık da olsa, bir rüyanın doruğundaki gibi artık Kolombiyalı olmanın bir narkotikçi, bir gerilla ya da paramiliter çeteci veya bir canavar olmak demek olmadığının şimdi dünya tarafından teyidini bekliyor” diyerek devam ediyor:
“Biz bu çürük ortama öyle alışmışız ki şimdi FARC’sız Kolombiya’nın nasıl olacağını kendimize soruyoruz. Biz savaş köpeklerine dokunmadan büyümeye alıştık. Tedavinin, hastalıktan kötü olabileceğini düşündük. Bildiğimiz şiddeti bilmediğimize yeğ tuttuk. On yıllardır okullarda tarih gerçekler doğrultusunda öğretilmiyor. Oysa ki şimdi bu noktaya nasıl geldiğimizi anlatmak gerekecek. Suçun sadece hep başkalarında, sırayla (sömürgeci) İspanyollarda, papazlarda, muhafazakârlarda, liberallerde, komünistlerde, askerlerde, Amerikalılarda, elitlerde, yolsuzluk yapanlarda ve ‘narko’cularda, derin devlet çetecilerinde, yararlı aptallarda olduğu bir ülkede sonunda sorumluluğu elimize almamız gerekecek.”
“Barış süreci”, Kolombiya’da “şiddet ve teröre son vermek”ten çok daha fazla bir şey olarak algılanıyor. Tarihle hesaplaşmak ve ülkeyi sil baştan inşa etmekle özdeşleştiriliyor. Boy ölçüşmenin çapı özetle çok büyük...  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Sevgiliye Mektuplar 24 Mart 2024

Günün Köşe Yazıları