Aydın Engin

Eyvah, Nobel aldık!..

23 Eylül 2016 Cuma

Biliyorum, sahicisi değil, Nobel’in alternatifini aldık.
Ve daha itibarlısını...
Soğuk savaş yıllarında sık sık, antikomünizmin ödüllendirilmesi gibi bir sabıka da taşıyan, “beyaz adam”ların “beyaz adamlara” öncelik ve önem verdiği, onları ödüllendirdiği için haklı ve sert eleştirilere uğrayan Nobel’e karşı bizim aldığımız Alternatif Nobel insan hakları, özgürlükler için yoksullukla mücadele ve sağlıklı bir çevre için çaba gösterenleri ödüllendiriyor.
Yani benim gözümde daha itibarlı. Ödüllendirilen için daha onur verici...
Yine de yazının başlığı “Eyvah” diye başlıyor.

***

Nasıl başlamasın?
Cumhuriyet Alternatif Nobel’le ödüllendirilip onurlandırılmadan önce birileri için zaten bir “nefret objesi” halindeydi.
AKP medyasının, üfürmeyi gazetecilik sanan kalemlerinden, kendilerini ulusalcı olarak adlandıran milliyetçilere kadar genişçe bir kesim için Cumhuriyet, Gülen Cemaati’nin ele geçirdiği, kadrosunda çok sayıda FETÖ’cü bulunan bir gazeteydi.
Kanıt mı?
Bunu söyleyen ve papağan gibi tekrarlayanların kanıta ihtiyaçları yok ki. “Öyle diyorsak öyledir” deyip aynı sakızı çiğnemeye devam ediyorlardı.
Çok zorlanırlarsa “MİT TIR’ları haberini Cumhuriyet’e kim verdi? Savcı ile jandarma subayları. Onlar şimdi FETÖ’cülükten tutuklu. Demek ki Cumhuriyet de FETÖ’cü” gibisinden bir mantıkla ses yükseltiyorlar.
Kendi adıma, MHP kongresini izleyince ülkücü-faşist, Abant toplantısı izleyince FETÖ’cü, CHP kurultayını izleyince sosyal demokrat, Afganistan iç savaşını izleyince KGB ajanı, Kandil’e gidince PKK’li ilan edilmeyi kanıksamış biriyim. O yüzden “Cumhuriyet’e FETÖ’cüler doldu” yollu tırışkadan cümleler kuranlar umurumda değil.
Ama benim umurumda olmaması, onların şimdi “Vay düşman bellediğimiz bugünkü Cumhuriyet’e Alternatif Nobel ödülü verildi ha” diye ayaklanıp kalem bileyeceklerini biliyorum ve “Ulan bunlar yine zıvanadan çıkacak, böğürtülerini yükseltip başımızı ağrıtacaklar” öngörüsüyle “Eyvah” diyorum.

***

Solculuğu, sosyalistliği tekellerine aldıklarını sanan kimi haddini bilmezler içinse Cumhuriyet “Kemalist faşizm”in kalesiydi ve ağzıyla kuş tutsa öyle kalacaktı. Bunlara “Yav faşizmin ne olup ne olmadığını anlatan klasik kitapları bir kez daha elden geçirseniz” demenin bir faydası olmayacağını kisişel deneylerimle biliyorum.
O yüzden onlara da gülüp geçeceğim ama bu onların “Vay, Alternatif Nobel Cumhuriyet’e ha. İşte görüyorsunuz, emperyalizm hizmetçisini ödüllendiriyor” yollu ince ağır ahkâm kesmelerine engel olmayacak.
Kürt milliyetçiliğinin şehvetine kendini kaptırmış kimi Kürtlerin de “Kürt düşmanı Cumhuriyet’e bu ödül nasıl verilir” diye yaygarayı basacaklarını da biliyorum.
Ve en kötüsü...
Besbelli ki bu ödülden sonra gözler daha da üstümüze çevrilecek. En küçük bir kusurda, atladığımız bir haberde, iyi yazılmamış bir röportajda, savruk konmuş bir başlıkta, dil ve yazım yanlışlarına rastlandığında parmaklarını bize uzatıp “Bu mu, Alternatif Nobel’e layık görülen gazete bu mu” diyeceklerin sayısında artış yaşanacak.
Bu bizler için daha çok ve daha titiz çalışmak demek.
Eh, benim gibi sultani bir tembel başta olmak üzere garibim Cumhuriyet amelesinin bu kadar yükü, eleştiriyi kaldırmak zorunda kalacağını görüp de “Eyvah, Nobel aldık” diye hayıflanmamak mümkün mü?  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

25 ay 13 gün sonra 16 Ağustos 2018

Günün Köşe Yazıları