‘Artık sizin çocuklarınız yönetmeyecek’

17 Ekim 2016 Pazartesi

On binlerce öğretmen görevinden alındı. Hapishaneler, yazarlarla, gazetecilerle doldu. Bütün okulların imam hatipleşmesinden söz ediliyor. “Çağdaş kültür”, “çağdaş eğitim” sözlerini duyunca eli silahına giden, sürekli yeni “kültür imha silahları” üreten bir yönetim bu. Bu silahların en yenisi “Proje okul”u gazetemizin yazarları ayrıntılarıyla irdeledi. Ben de değinmek istiyorum.
AKP liderliğindeki siyasal İslam çok iddialı ve acımasız: “Proje okul” ile toplumun siyasal İslam dışında kalan kesimine Artık sizin çocuklarınız yönetmeyecekdiyor. Bu yalnızca “devleti yöneten sınıfların” niteliğini değil, toplumun tüm katmanlarının yaşamını belirlemeye ilişkin bir iddiadır.

Eğitim ve iktidar
Eğitim ve iktidar, bilgi ve yönetim birbirlerine bağlıdır. Bilgi iktidarı üretir, korur, yeniden üretir- iktidar da bilgiyi... Bu ilişki, egemen sınıfın ekonomik siyasi iktidarının, üyelerinin, personelinin korunmasını, egemenlik altında olanın olduğu yerde kalmasını sağlayan koşulların üretilmesine, sürdürülmesine, yeniden üretilmesine bağımlıdır.
Bu hatırlatmalarımı, eğitimle, bilginin üretilmesi, transfer edilmesi, yeniden üretilmesi arasındaki ilişkiden hareketle, “Hakikat rejimi”, “Biyopolitik” (Foucault) ve “Siyaset rejimi” (Jacques Ranciere) kavramlarından yararlanarak derinleştirebiliriz.
Foucault’a göre “her toplumun bir hakikat rejimi vardır”. Bu rejim toplumun yaşamında, doğru ve yanlış önermeleri ayırt eden söylemleri, mekanizmaları, örnekleri, ayırt etmenin onaylanma biçimlerini, gerçeğe ulaşmanın kabul edilebilir tekniklerini, işlemlerini, neyin doğru olduğunu söylemekle yükümlü olanların statüsünü kapsar. “Biyopolitik”, bireylerin yaşamı, bedenleri üzerine bilimsel hesaplamaların, değerlendirmelerin siyasi olanla kesiştiği noktada şekillenir: Nüfus, bedenler yönetilir, yeniden üretilir.
Jacques Ranciere’in, işaret ettiği gibi, siyasi olanın sınırlarını, “siyaset rejimini”, (devlet biçimi, rejim, hükümet kavramlarından farklı olarak) toplumda adalete ilişkin kaygıları dile getirme, uygun kavramlarla konuşma ayrıcalığına sahip olanlarla olmayanlar arasındaki ayrım çizgisi belirler. Bu çizginin içinde olanlar konuşabilir, siyasi etkinliğe katılabilirler. Dışında kalanlar ise konuşsalar bile, çıkardıkları sesler anlamlı kabul edilmediği için siyasi olanın dışında kalırlar.

‘Eğitim şart’
Öyleyse eğitim sistemi, “hakikat rejiminin”, “siyaset rejiminin” benimsetilmesi, adaleti konuşmaya uygun (kabul edilebilir) dilinin üretilmesi, “biyopolitiğin” uygulanması; dolayısıyla egemen sınıfların egemenliklerini kurması, koruması açısından yaşamsal bir işleve sahiptir
Siyasal İslamın iktidarını kurmakta olan AKP yönetiminin eğitim sistemini, üniversiteye açılan “proje okulları” üzerinden hedef almasının, böylece, “eski rejimin” seçkin okullarını, öğretmenlerini tasfiye etmesinin mantığı da bu işlevde yatıyor: Dini hakikat rejimini benimsetmek; bilimsel olanın yerini dini olanın aldığı bir biyopolitik uygulamak. Böylece siyaset rejimini belirleyen sınırları, Sünni İslamın hakikat rejimine ve siyasal İslamın yönetici sınıfının (Müslüman entelijensiyanın) iktidarda kalma, toplumda üretilen ekonomik artığı mülkiyetine geçirme işlemleriyle uyumlu olacak biçimde daraltmak.
Bu radikal bir toplum mühendisliği projesidir. Toplumda, siyasal İslamın dışında kalan, yakın zamana kadar devleti yöneten personelin kaynağı Laik-cumhuriyetçi kesimin eğitim kurumlarından çıkarılması, susturulması, kültürel olarak yok edilmesi amaçlanıyor. Liberal entelijensiya, “demokratikleşiyoruz” fantezisine kapılıp, “yararlı salakları” oynayarak intihar etmişti. Bakalım, “güçlü devletmilli çıkar” fantezisine kapılarak cumhuriyetçi kesim de intihar edecek mi?  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları