1- Hayır korkusu, 2- Suriye niyetleri; ikisi de ciddi
Orhan Bursalı
Son Köşe Yazıları

1- Hayır korkusu, 2- Suriye niyetleri; ikisi de ciddi

14.02.2017 06:00
Güncellenme:
Takip Et:

Cumhurbaşkanı ve hükümet çevresinde referandumda “hayır” çıkması endişesi okunuyor. Cumhurbaşkanı gerçi son açıklamasında “evet önde gidiyor” dedi ama bir gün öncekinde de, milletimizin anayasa değişikliği hakkında henüz yeterince bilgi sahibi olduğunu düşünmüyorum, benzeri sözler söylemişti. Bu açıkça anketlerde evetlerin istediği ölçüde yukarıda görünmediğinin işaretiydi. Eğer evetler ağır bassaydı, halkımız anayasa değişikliğinin ne anlama geldiğini net bir şekilde anlamış olacaktı ve bu sözlere de gerek kalmayacaktı.
Kim bilir, belki de milletimiz, anayasa değişikliğinin ne anlama geldiğini epey iyi anlamış da olabilir, eğer evetler hayırların altındaysa.
Burada AKP’lilerin temel bir sorunu var: Genel seçimlerde partiye oy verenlerin hepsi “AKP’li seçmen, AKP’nin kesin seçmeni”... Bunu zaten iktidar yandaşlarının söylemlerinde de görüyoruz.
Hayır, AKP için doğru olan, “AKP’ye oy veren seçmenler”dir.
Bunun böyle olduğunu, özellikle 7 Haziran 2015 seçimlerinde gördük. Yüzde 41’i bulamadı AKP.

Seçmenin desteğini çekme olasılığı
Demek ki, koşullara göre, AKP’den desteğini çekmeye hazır, milyonlarca seçmen var. Koşullar olgunlaşınca, AKP düşecektir. Tabii, parti iktidara yapışmamışsa, kazısanız buradan gitmem anlayışında değilse... Çünkü siyasal dinci partilerin böyle bir özelliği var! Seçim güvenliği sağlandığı ve sayım sonuçlarına saygı gösterildiği zaman, AKP’nin iktidardan uzaklaştırıldığını hepimiz göreceğiz.
Her siyasal iktidar, iktidardan düşmeyi eninde sonunda yaşayacaktır. Önemli olan bu iktidarı bırakmanın düzen ve sistem içinde gerçekleşmesidir.
İkincisi, AKP’ye oy verenlerin önemli bir kesiminin Başkancı, tek adam sistemine aynı oranda evet demediği gerçeğidir. Genel seçimde aldığı oy ile Reisçi sistem oylamasında aynı oranda oyunun olmadığını biliyoruz.
Bunu, Kadir Has Üniversitesi’nin son yaptığı kamuoyu yoklamaları sonucunda da görüyoruz. Bazı seçim anketi yapan ve üstelik iktidara hizmet veren şirketlerin açıklamalarında da, Reisçi Sistem konusunda AKP’ye oy veren seçmende de heyecan görmediklerini itiraf ettiklerini görüyoruz.
Çünkü AKP’ye oy veren yüksek oranda seçmenin salt yüzde 20’si geleneksel Erbakan seçmeni olabilmiştir. O da o zamanki konjonktürel koşullardan. Gerisi Demirel’in, Özal’ın vb. partisine oy verenlerdir.
Uygun koşullar bir AKP iktidarı sürekliliğini sağlamıştır. RTE’nin karizması da buna el vermiştir. Ama orada kimse ebedi asla olmamıştır. Hayatın tek gerçeği budur.
Şimdi Reisçi Sistem, otoriter iktidarını çok daha üst düzeyde ve bir bilinmez gelecekte tırmandırmak için, seçmen katında bir zorlukla karşı karşıyadır.
Şimdi bu otoriter iktidar, üstelik Türkiye’yi Suriye savaşının derinliklerine iteliyor.

Niyet netleşti, Rusların gördüğü resim
Cumhurbaşkanı, Suriye’de askeri hedeflerini milim milim açıklayarak sonunda çok net bir fotoğraf çizdi: Eğitip silahlandırdıkları, Şam-Esad-Birleşik Suriye düşmanı “Özgür Suriye Ordusu”nun (ÖSO), TSK ile birlikte işgal ettikleri bölgede bir “minik Suriye” kurmak.
Ülkemizdeki Suriyeliler geri dönecekler, “kurtarılmış bölgelere” yerleşecekler, üstelik kuracakları “milli ordu”ları ile de (siz bunu ÖSO diye okuyun) kendilerini savunacaklar.
Cumhurbaşkanı’nın niyeti bununla da kalmıyor. El Bab ve çevresinde bu “minik ulus”u kurduktan sonra, Rakka’ya doğru yönelinecek ve orası da kurtarılacak. Burada yazıp çizdiğimiz korkulu rüyamız net olarak dile geldi.
Anlaşılan Suriye bataklığında kalacağız.
Bu fotoğrafı Rusların görmediğini mi sanıyorsunuz? Şimdi en son tank birliğimizin karargâhını vurarak 4 askerimizi şehit etmesini, bu fotoğraftan okuyun.

İstenmeyen sonuç gerçekleşebilir
Rusya ile mi ABD ile mi bu “planı” gerçekleştirebilecek iktidar?
Söyleyeyim: Hiçbiriyle.. İkisinin de elinde “Kürt kartı” var.
İkisi anlaşırlarsa da anlaşamazlarsa da, arada bizler ezileceğiz.
Bu iki arada bir derede tutum, gördüğümüz kadar, bir PKK bölgesinin kesin kurulmasıyla da sonuçlanabilir.
Moskova’nın ve Şam’ın Suriye’nin içinde bir “Suriye ÖSO bölgesi ve ordusu” kurulmasını kabul edebileceklerini sanmak, safdillik olur.
ABD, Rusya ile Suriye’de kapışmayı ister mi? Yani Ankara’nın politikasına evet der mi? Çooook şüpheli.
Dün Ceyda Karan, arada tost olma olasılığından bahsediyordu... Olasılık yüksek.  

Yazarın Son Yazıları

Hey Türkler, Anadolu, Trakya, savaşı kaybettiğinizden haberiniz var mı?

Kürt meselesini çözüm komisyonu sanki çıkmaza girdi gibi.

Devamını Oku
28.12.2025
Çin’in başarısının sırrı: Yüz binlerce genç mühendis

Anımsıyorum, 6-7 yıl önce Amerikan üniversitelerini bitiren fen alanlarında mühendislerin sayısı muhtemelen 400 bin kadar olduğuna ilişkin bir istatistiğe hayret etmiştim.

Devamını Oku
25.12.2025
Çin, 20 yılda kritik teknoloji araştırmalarının yüzde 90’ında öncü

Yukarıdaki başlık bana ait değil, dünyanın en önemli iki bilim dergisinden biri olan NATURE’a ait.

Devamını Oku
23.12.2025
6 yıllık ‘Manhattan Projesi’ ile Çin ABD tekelini kırdı

Bu proje İkinci Dünya Savaşı’nı bitiren atom bombası üretme projesi değil.

Devamını Oku
22.12.2025
Anket sonuçlarına ne kadar güvenmeli?

Onlarca anket önümüze geliyor ve buna göre yorumlar yapıyoruz.

Devamını Oku
21.12.2025
13 yıl öncenin büyük öngörüsü gerçekleşiyor mu?

Kaybettiğimiz Doğan Kuban Hoca’nın seçme yazılarına her hafta Herkese Bilim Teknoloji dergisinde yer veriyoruz.

Devamını Oku
18.12.2025
Ankara’nın F-35 rüyası bitti veya çok bedel ödemesi gerekir

Hayır, ABD’nin Ankara Büyükelçisi ve Suriye Özel Temsilcisi Barrack’ın F-35 konusunda verdiği yanıta dayanarak Ankara bu uçakların rüyasını bile göremez demiyorum.

Devamını Oku
16.12.2025
Bu anlaşmayı kim ‘Feshet’ dediyse suçlu o! Suriye tek mi olacak çok mu?

Bütün mesele bu. Derinden bir savaş veriliyor, bir varlık ve yokluk savaşı bu, olmak mı olmamak mı...

Devamını Oku
15.12.2025
Bu övgünün ardında ne var?

Şam hükümetini ve Suriye’yi kimler zayıf bırakarak dış güçlerin sürekli müdahalesine açık bir ülke konumunda tutmak istiyor sorusu çok önemli ama bugün Trump’ın Erdoğan’a olan büyük sevgisinin arka planında ne var sorusuyla başlayacağım.

Devamını Oku
14.12.2025
Tarihe geçecek diploma iptali davası Dreyfus’u gölgede bırakır

Bir ülke, bir iktidar, bir hukuk, bir yargı düşünün ki topluca hareketle bir kimsenin 31 yıl önce aldığı üniversite bitirme diplomasını geçersiz saysın ve iptal etsin.

Devamını Oku
11.12.2025
‘Bana uy, seni tekrar büyük yapacağım, yoksa yok olacaksın’

Trump yönetiminin hazırladığı Milli Güvenlik Stratejisi (Belgesi) büyük tartışma yarattı, özellikle Avrupa’ya ilişkin bölümleri. Trump karşıtı Amerikan medyası ve entelektüel yazarlar, Trump Avrupa’yı adeta düşman olarak görüyor yorumunu yaptılar.

Devamını Oku
09.12.2025
Ümmet mi millet mi? Av kim, avcı kim?

Bakın ne buldum.

Devamını Oku
07.12.2025
Şu 29 maddeye noldu ey komisyon? Yanıt: DEM istemedi!

CHP, “Öcalan’a serbestlik, anayasa değişikliğine DEM desteği, PKK’ye ülkede siyaset yapma özgürlüğü” komisyonuna katılırken demokratikleşme olmadan Kürt sorunu çözülmez diyerek 29 maddede bir paket sunmuştu, hatırlatmak istedim özetle de olsa...

Devamını Oku
04.12.2025
Ümmet: Parçalanmış bir Türkiye

Dünkü yazımın sonu “Peki niye şimdi ümmet” sorusuyla bitiyordu. Yer darlığından yanıtı yoktu.

Devamını Oku
02.12.2025
İmralı ve PKK’nin ‘ümmetçi Türkiye’ söyleminin anlamı ne?

Bugüne kadar seküler parti havası basan Kürt milliyetçi siyasal hareketini bir süredir “ümmet” heyecanı bastı.

Devamını Oku
01.12.2025
CHP’yi kurultay sonrası çok zor bir dönem bekliyor

CHP programını yeniledi, parti meclisini 80 kişiye çıkararak kapsayıcılığını ve halk nezdinde temsiliyetini artırdı, büyük bir inançla Özgür Özel iktidara geleceklerini söyledi.

Devamını Oku
30.11.2025
Adeta yargısız infaz kararı

Evet Fatih Altaylı’ya verilen 4.2 yıllık mahkûmiyet kararı, sözlerinde açık bir tehdit asla olmayan ve doğrudan cumhurbaşkanını hedef almayan, ana fikri Türk halkının seçimlerde oy kullanmayı artık çok sevdiği ve bundan asla vazgeçmeyeceği idi.

Devamını Oku
27.11.2025
DEM’in kaçırdığı, CHP’nin yapması gereken

CHP’nin “çözüm” komisyonuna katılırken verdiği sözü tutması iktidar kanadını ve bu kanada eklemlenenleri rahatsız etti.

Devamını Oku
25.11.2025
Yeni seçim ittifaklar olasılığına bir bakış ve sırat köprüsünde yürüyenler

Dünkü yazımın sonunda şu cümleler vardı: Süreç zaten yeni ittifaklar yaratacak ortama itildi.

Devamını Oku
24.11.2025
Neden İmralı dayatması? Çünkü sürecin lideri!

Evet, apar topar ve medyaya kapalı bir toplantı ile milletvekillerinden oluşan ve 5 kişi olacağı söylenen bir heyet, İmralı Adası’na gidecek.

Devamını Oku
23.11.2025
İddianamede yaldızlı bir casus öyküsü

İddianamede Eylem 13 başlığı altında çok ciddi bir iddia var:

Devamını Oku
17.11.2025
Burası Türkiye abicim, yarın ne olacağını kestirmek zor

AKP çok şükür kendinden önceki sağcı iktidarların izinden giderek ülkeyi, geçmişe kıyasla en büyük ekonomik çöküşe ve yoksullaşmaya itti.

Devamını Oku
16.11.2025
Olağanüstü döneme olağanüstü iddianame

4 bin sayfalık iddianame mi olurmuş?

Devamını Oku
13.11.2025
Millet, ‘dâhi adam’ın bu topraklardan çıkmasının gururunu yaşıyor

AKP’den önce 10 Kasım’larda sirenler çaldığında köprüde, caddelerde sokaklarda durmayan araçların ve yayaların sayısı hatırı sayılır ölçüde fazlaydı.

Devamını Oku
11.11.2025
Cumhuriyetin temeli ve Ata’nın bize mirası 3+2 altın anahtar

Bugün büyük Türk’ü anıyoruz.

Devamını Oku
10.11.2025
Üniversite diploması ne kadar değerli

ABD’de Gallup’un ağustos ayında gerçekleştirdiği anket ilginç sonuçlarıyla tartışma yarattı...

Devamını Oku
09.11.2025
Mesele salt İmamoğlu değil, yenilikçilik ve yerellik

Ekrem İmamoğlu’na casusluk suçlamasının hemen ardından oğlu ve babasının sorguya çekilmesine sıra geldi.

Devamını Oku
06.11.2025
Ahmet Türk ve hayal alemi

DEM heyeti ile cumhurbaşkanı arasında son yapılan ve sonucu merakla beklenen görüşme üzerine bir açıklama beklerken cumhurbaşkanı hukuk başdanışmanlarından Mehmet Uçum merakımızı giderdi.

Devamını Oku
04.11.2025
İstanbul ‘iş bilmez kadir bilmezler’in mi elinde? Peki ‘Biz ihanet ettik’ kim dedi?

Cumhurbaşkanı, İstanbul’un en değerli havaalanı Atatürk Havaalanı’nın yıkılarak yerine yapılan “millet bahçesi”ni ziyaret etmiş ve “İstanbul’umuzu iş bilmez, kadir kıymet bilmez, tarih ve medeniyet şuurundan yoksun kifayetsizlerin insafına terk etmiyoruz. İstanbul bizim göz bebeğimizdir. Bu aziz şehrin bir fetret devri daha yaşamasına gönlümüz asla razı değil” demiş.

Devamını Oku
03.11.2025
Bayrampaşa’ya çökme, genel seçimlerin provası mı?

Bayrampaşa Belediyesi’ni “ele geçirme eylemi” tam bir milli iradeyi hava cıva gören bir iktidar anlayışının tipik örneğidir.

Devamını Oku
02.11.2025
En büyük iki devrim: Ulus ve kadın devrimi

Bu döneme özgü karamsarlıkları erteleyerek bir de şu açıdan bakalım: Atatürk’ün Cumhuriyet hedeflerine önemli ölçüde varılmıştır; bu hedeflerin artık geri döndürülemez olduklarına, tüm Türkiye’nin dün Cumhuriyeti ve Atatürk’ü olağanüstü sahiplenmesiyle sürekli tanıklık ediyoruz.

Devamını Oku
30.10.2025
Casuuusss... Cephanelerini çabuk tüketiyorlar... Hedef Tele1 miydi!?

Yahu bekleyin kardeşim, insanları en çok etkileyebilecek bir konuyu...

Devamını Oku
27.10.2025
İslamcı ‘muhafazakâr demokrat’ olabilir miydi?

“Muhafazakâr demokrat”ların en son numarası, bertaraf etmek istedikleri muhalif rakiplerini casuslukla suçlamak oldu.

Devamını Oku
26.10.2025
Ya İmralı gelsin veya İmralı’ya gidelim!

Evet, DEM (ve tabii ki Kandil) “terörsüz Türkiye” komisyonunu, daha doğrusu AKP iktidarını ve MHP’yi, Öcalan’ın serbest bırakılması noktasına indirgedi ve sıkıştırdı.

Devamını Oku
23.10.2025
Demokrasi yoksa ne çözümü!

Tarafların pozisyonuna bakalım, evet yeniden, fotoğraf net olarak görülmezse politika üretilemez ve kararlar alınamaz.

Devamını Oku
21.10.2025
Ey Meclis milletvekillerine sahip çıkma özgürlüğün de mi yok

Önce: Merkez Bankası başkan yardımcısının dolandırıcılık suçlamasıyla hakkında soruşturma açılmasına şaşırdık mı, hayır demeyeceğim ama evet de diyemiyorum.

Devamını Oku
20.10.2025
Tek tek avlanmak ve hukuka sahip çıkmak

Fatih Altaylı’ya 5 yıldan az olmamak kaydıyla hapis cezası isteniyor.

Devamını Oku
19.10.2025
Tek adamlık için şarttı: AKP içinde büyük tasfiye

İki yazıdır AKP’nin 2 yıllık iktidarı süresi içinde mutlak iktidara, tek adam rejimine giden yolların nasıl açıldığını yazıp duruyorum.

Devamını Oku
16.10.2025
Mutlakiyete giden süreç: Ordu ve yargının dönüştürülmesi

Dünkü yazım, tek adam rejiminin başlangıç noktası üzerineydi:

Devamını Oku
14.10.2025
Başlangıç noktası: Denge denetleme yıkılınca varılan yer

Demokrasiye zerre inanmayanlar, iktidara gelince adım adım mutlak iktidarlarını kurmak için kolları sıvarlar.

Devamını Oku
13.10.2025