Aydın Engin

CHP siyasetin neresinde duracak?

30 Nisan 2017 Pazar

Başlığa bakıp benden bir cevap geleceğini ummayın.
Çok gerilere gitmeyeceğim. Mesela Cumhurbaşkanlığı seçiminde Tayyip Erdoğan’ın karşısına bugün MHP’de milletvekilliği yapan Ekmeleddin İhsanoğlu gibi bir aday çıkarıp sonra da sosyal demokratlardan ona oy vermelerinin istenmesi; keza başkent Ankara’nın belediye başkanlığına aday olarak bula bula MHP kökenli Mansur Yavaş’ın gösterilmesi gibi saçma sınırını aşıp zırva sınıfına yakışan tercihlerden söz etmeyeceğim.
Tartışmak istediğim CHP’nin gösterdiği adaylarla sosyal demokrasinin kan uyuşmazlığı değil.
1967’den bu yana sosyal demokrat bir partiye dönüşme iddiasında olan, Sosyalist Enternasyonal’e üye olan, yani ilke olarak milliyetçiliği kesinlikle reddetmesi gereken bir siyasal partiden söz ediyoruz.
AKP iktidarının ülkeyi sürüklediği keskin ve tehlikeli kamplaşmada onun yanında saf tutmadığı için çoğu kez dilimizin ucuna geleni yutmayı tercih ettiğimiz CHP’nin, siyasetin neresinde duracağı sahici bir sorudur. Üstelik bu soru, salt benim gibi ne CHP üyesi ne sosyal demokrat olan, dahası partilere akıl vermek gibi bir meslek hatasına düşmemeye özen gösteren bir gazetecinin sorusu değil. CHP çatısı altında siyaset yapan, sosyal demokrat ideolojiyi benimsemiş, içselleştirmiş dostlarımızdan, tanıdıklarımızdan, arkadaşlarımızdan sık sık duyduğumuz bir soru.

***

Hatırlayın, bir yıl kadar önce, 20 Mayıs 2016’da Meclis’te AKP’nin bir anayasa değişikliği ile milletvekillerinin dokunulmazlıklarının kaldırılmasına ilişkin teklifi CHP’lilerin de desteği ile kabul edildi. Görünüşte “milletvekilleri”nin dokunulmazlığı idi, ama herkes biliyordu ki söz konusu olan “HDP milletvekillerinin dokunulmazlığı idi.
CHP liderinin ağzından “Yapılan düzenlemenin anayasaya aykırı olmasına rağmen evet oyu verecekleri” açıklandı.
Öyle de yaptılar. Anayasa değişti, dokunulmazlıklar kalktı ve...
Ve HDP’nin Eş Genel Başkanları Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ şu anda hapishanedeler. Ne zaman çıkacakları da belli değil. Tutuklanan, hapse konan, tahliye edilen, tekrar tutuklanan, gözaltına alınan, sonra yine tutuklanan HDP milletvekillerini bırakınız sokaktaki yurttaşı, siyasetin içinde koşuşturan gazeteci tayfasının bile ezbere sayması mümkün değil.
59 milletvekili ile Meclis’in üçüncü partisi olan HDP’nin siyasetten fiilen kazınmasına destek veren, üstelik bunu “Anayasaya aykırı ama...” parantezine alarak açıklayan bir partinin siyasetin sosyal demokrat kanadında yer aldığını söylemek mümkün mü?
Peki, referandum sırasında (öncesinde, sonrasında değil sırasında) mühürsüz oyları geçerli sayacağını ilan ederek kendini kanun koyucu yerine oturtan Yüksek Seçim Kurulu’na karşı hemen, o anda davranıp, YSK’nin kapısına dayanmayan bir parti siyasetin neresinde duruyordur acep?
Daha sayarım. Ama bu kadar örnek bile yetse gerek.

***

Yerim bitti ama CHP tırmıklaması bitmedi.
Yarına...
AKP’nin yaptığı düzenlemenin Anayasa’ya aykırı olmasına rağmen ‘Evet’ diyeceklerini aktaran Kılıçdaroğlu, aksi halde AKP’nin bu durumu istismar edeceğini söyledi.
Kılıçdaroğlu şöyle devam etti: “Anayasa’ya aykırı, halkı kandırmaya yönelik bir düzenleme geliyor. Dokunulmazlık kalktıktan sonra bizi hapse atacaklarsa atsınlar. Gerçek demokrasiyi bu ülkeye getirmek için, gereken tüm bedeli ödemeye hazırız. Ciddi bir karar almalı ve her şeyi göze almalıyız. HDP de ‘Evet’ demeli.”  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

25 ay 13 gün sonra 16 Ağustos 2018

Günün Köşe Yazıları