Cumhuriyet’i Cumhuriyetçiler yönetir

03 Haziran 2017 Cumartesi

Orhan Bursalı köşesinde, gazetemizde “siyasi çizgi değişikliği” olduğundan söz ederek, gazetenin başına getirildiğinde Can Dündar’ın kendisine “Milliyet okurlarını hedeflediklerini söylediğini” yazdı. Cumhuriyet gazetesi, Nadir Nadi’nin ölümünden sonra Cumhuriyet Vakfı tarafından yönetilir.
Cumhuriyet Vakfı yönetimine seçilenler, Cumhuriyet’i, Cumhuriyet Vakfı senedinin “Başlangıç” bölümündeki temel ilkelerini yaşama geçirmek üzere yönetmek zorundadırlar.
O ilkeler şöyle sıralanır:
“Cumhuriyet, ne hükümet, ne parti gazetesidir. Yalnız Cumhuriyet’in, bilimsel ve yaygın anlatımıyla demokrasinin savunucusudur. Atatürk devrim ve ilkelerinin açtığı ‘aydınlanma’ yolunda, aklın bağnazlıktan, bilimin dinden bağımsızlaşması, laiklik ilkesinin toplumca benimsenmesi için çaba gösterecektir.
Cumhuriyet, ‘İnsan Hakları ve Temel Özgürlükler Bildirgesi’ni demokrasinin evrensel anayasası olarak benimser. Amaçlarına ancak Atatürk’ün kurduğu Türkiye Cumhuriyeti’nin bağımsızlığı ve bütünlüğü kapsamında ulaşılacağını temel ilke sayar.”
Senede göre, kimliği, ilkeleri ve amaçları toplumda kök salan Cumhuriyet’i aynı yörüngede yaşatmak da Cumhuriyet Vakfı’nın ödevidir.
Dolayısıyla senede göre Cumhuriyet’i yönetenler içinde ne Atatürk düşmanı olabilir, ne FETÖ’cü, ne de Saraycı...
Cumhuriyet’i, ancak Cumhuriyet’in ilkeleri çerçevesinde Cumhuriyetçiler yönetebilir.
Bir şey daha: Cumhuriyet’te 40. yılına giren bir çalışan olarak, Nadir Nadi’yi, İlhan Selçuk’u, Uğur Mumcu’yu çok özlediğimizi söylemeden geçemeyeceğiz.
 
Doğruyu söyleyen yargıç
Yargıçlar Sendikası Başkanı Mustafa Karadağ, “Siyasi iktidarın yargıyı, bütün yaşamı kuşattığı bir dönemden geçiyoruz” demiş.
Doğru…
AKP Genel Başkanı, Anayasa Mahkemesi’nden tutun HSYK’ye tüm yargıyı belirleme yetkisi ile donatılmış. AKP il ve ilçe yöneticileri, hâkim ve savcı olarak atanıyor artık.
“Başkanı siyasi iktidar temsilcisi tarafından bizzat belirlenen bir Yargıtayımız var” demiş, Karadağ.
Bu da doğru.
Recep Tayyip Erdoğan’ı Akbil davasından beraat ettirmiş olan Yargıtay Başkanı, AKP Genel Başkanı ile birlikte çay toplamadı mı?
“Başkanı siyasi parti temsilcileri önünde ellerini bağlayan, önünü ilikleyen bir Danıştayımız var” demiş, Karadağ.
Bak, bu da doğru.
Kızı Saray kadrosundan hâkimliğe atanan Danıştay Başkanı, Erdoğan’a “şükran ve minnet duyduğunu” açıklamadı mı?
Karadağ, “Bugün siyasi iktidar temsilcilerinin aklından geçenleri emir telakki eden bir HSYK’miz var” demiş.
Kendisinin HSYK kararı ile Ankara’dan Şanlıurfa’ya atanması, hakkında soruşturmalar açılması, işte tam da bu doğru yüzündendir.
 
Sirmen’in savaşımı
Gazetemizde yetişen Ümit Aslanbay, Ali Sirmen ile yaptığı uzun söyleşiyi “Bir Eski Cumhuriyet İçin” adıyla kitaplaştırdı.
Kitapta yer alan şu sözü, Sirmen’in yaşam savaşımını anlatır:
“Türkiye’de demokrasinin doğru dürüst yürümeyip topallamasının nedeni, hep sağ ayağının aksamasındandır. Türkiye’de demokrasi, hep solun talebi olmuştur.”
Sirmen, bugün Ankara’da. İmge Kitabevi’nde kitabını imzalayacak. Okurlara duyurulur. 



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Şamar örnekleri 6 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları