Evetçinin ihaneti

17 Haziran 2017 Cumartesi

Başkalarını suçlamak, kendisini suçlu hissedenlerin ve suçluların genel tutumudur.
Yetmez ama evetçiler, işte tam da bu değerlendirmeye örnektirler.
Bugün yalnızca mesleklerinin gereğini yapan gazeteciler cezaevlerindeyse eğer, insanlar temelsiz savlarla suçlanıyor, işlerinden atılıyorsa, yargı siyasallaşmışsa, yıllarca tutuklu kalanlar ve zulüm görenler için “aldatıldık” denip geçilebiliyorsa eğer; yetmez ama evetçilerin babalar gibi evet dedikleri AKP’nin hukuksuzluk düzeni yüzündendir.
Ortada bir ihanet ve sapkınlık söz konusu ise, şimdi zeytinyağı gibi üste çıkan yetmez ama evetçiler ve onların destekçileri için geçerlidir.
İngiliz düşünür Bacon’ın sözüdür:
“Bir ırmak gibi akan zaman, bize hafif ve şişirilmiş şeyleri getirmiştir. Ağır ve katı olanlarsa suyun dibine çökmüştür.”
Zamanı gelecek.
Er ya da geç sular çekildiğinde, kimin ne mal olduğunu herkes görecek.

Geriye dönüş
Eğitim-İş’in raporu, eğitimdeki durumu açık seçik ortaya koymuş:
Fen, sosyal bilimler ve Anadolu liselerinin bu yıl da öğrenci sayıları düşürülmüş.
Buna karşın, 2012-2013 eğitim öğretim yılında 1099 olan imam hatip ortaokulu sayısı 2 bin 777’ye; 708 olan imam hatip lisesi sayısı 1408’e çıkmış.
Geçen yıla göre ortaokul ve lise ile birlikte imam hatipli sayısı 1 milyon 201 bin 500’den, 1 milyon 291 bin 426’ya yükselmiş.
Bir çarpıcı gerçek daha:
İmam hatip ortaokulu sayısı geçen yıla göre yüzde 41 oranında artmış, ancak öğrenci sayısındaki artış yüzde 3.5 oranında kalmış.
Biliyoruz ve bilincindeyiz:
Eğitim, zorla imam hatipleştirilirken Türkiye geriye dönük çağ atlatılıyor.

Halkoylaması için BM kapısı
CHP’nin, Yüksek Seçim Kurulu’nun 16 Nisan halkoylaması ile ilgili yasadışı ve hukuksuz kararları için Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne (AİHM) gitmesinin siyaseten yanlış olduğunu dile getirmiştik.
CHP’nin AİHM’ye yaptığı başvuru, hukuken de yanlışmış.
Araştırma Görevlisi Ahmet Mert Duygun, “Hukuk Defterleri” dergisinin son sayısında yayımlanan makalesinde, halkoylamalarına ilişkin AİHM’ye bireysel başvuru yolunun, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin koruma alanı yalnızca yasama seçimlerini kapsadığı için ilke olarak kapalı olduğunu yazdı.
Duygun’a göre, halkoylamasına ilişkin tek bir bireysel başvuru yolu var:
O da Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Komitesi’ne gitmek.
Giden var mı?
Bildiğimiz kadarıyla yok!

Hukuksuzluğu durdurmak için
AKP’nin hukuksuzluğu bugüne özgü değildi ki, hep vardı.
İlhan Selçuk’u gözaltına alırken de vardı, Genelkurmay Başkanı’nı “terörist” diye tutuklarken de...
Adına deneyimsizlik deyin, beceriksizlik ya da bile bile deyin, ne derseniz deyin, hukuksuzluğa karşı çıkarken ele koz vermek iktidarın ekmeğine yağ sürüyor.
Örneğin, milletvekili elinde varsa bir bilgi, belge Meclis kürsüsünden açıklasa...
Kendisine karşı kullanılacağını hesap ederek dokunulmazlıkların kaldırılmasına ortak olunmasa...
CHP’ye taşınanların gerçekleştirdikleri büyük siyasi yanılgılar, toplumsal muhalefeti hem yanlış yönlendiriyor, hem de çok güçsüzleştiriyor.
Gerçek çözüm; CHP’nin Cumhuriyetçi, halkçı tabanının parti yönetimini yetkin ellere geçmesini sağlamasındadır.
Kurucu parti etkinleşmeden, karşıdevrimin yıkıcılığı durdurulamayacak.  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Şamar örnekleri 6 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları