Bir Sefirimizi Tanıyalım!

01 Ağustos 2017 Salı

“Valiler” ve “büyükelçiler”; hükümeti değil, Mustafa Kemal Atatürk’ün kurduğu “Türkiye Cumhuriyeti Devleti”ni temsil ederler.
Üniversiteden “diplomasi” bölümü mezunları, “Dışişleri Bakanlığı’nda (Hariciye Nezareti değil)yapılan yabancı dil ve meslek eğitimi dersleri sınavlarını kazanmalarından sonra “meslek memuru” olarak göreve başlarlar.
Daha sonra“başkâtiplik” sınavından geçmeleri gerekir. Zamanla “elçi” ve “büyükelçi” unvanlarını kazanırlar. Her diplomat “büyükelçi” olacak diye bir kural yoktur.

***

“AKP Hariciye Nezareti”, “büyükelçiler kararnamesi” yayımladı. Geleneksel kurallara göre, dört atama “büyükelçi” değil, “sefir” ataması niteliğinde!
Biri, Amerikan vatandaşı, türbanlı Merve Safa Kavakçı Kuala Lumpur’a ve Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Betül Sayan Kaya’nın da türbanlı ablası Ayşe Hilal Sayan Koytak Kuveyt’e atandılar.
Eski AKP Şanlıurfa Milletvekili ve Cumhurbaşkanlığı Başdanışmanı Emin Önen Pekin’e, eski AKP milletvekili Murat Mercan da Tokyo’da “Türk Sefirleri” yapıldılar!

***

Merve Safa Kavakçı’yı (49) anımsayalım... 2 Mayıs 1999’da TBMM’de ant içme törenine başörtülü gelince, Meclis’ten çıkartılıp dokunulmazlığı kaldırılmış, “ABD vatandaşı olduğunu” bildirmediği için vatandaşlıktan da çıkartılmış, 1999’da ABD’ye yerleşmişti.
Kavakçı, Atatürk Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dekanı İslam Hukuku Profesörü Yusuf Ziya Kavakçı ile Alman dili uzmanı Gülseren Gülhan Kavakçı’nın kızıdır.
Anne ve babası 1974 sonrasında üniversitelerde ilk türban eylemi yapanlardandır. Türbanından dolayı üniversitede tepki çeken annesi üniversitedeki görevinden istifa etmiş, babası ise yetkisini keyfi kullandığı gerekçesiyle görevinden alınmıştı. 1982’de üniversiteden istifa edip ABD’ye yerleşen babası, Kuzey Texas İslam Birliği’nde görev almıştı.
Merve Hanım, 1988’de ABD’de üniversite (20 yaşında) birinci sınıftayken Filistin kökenli, Ürdünlü, Amerikan vatandaşı, evli olduğunu bildiği Ali Ahmad Abushanab ile evlendi, F. G. ve M. A. adlarında 2 kızı oldu, 5 yıl sonra boşandı.
5 Mart 1999 tarihinde de “kutsal kitap” üzerine yemin ederek ABD vatandaşı oldu, Türkiye’ye döndü. Fazilet Partisi İstanbul milletvekilliğini kazandıysa da...
Yemin edeceği gün TBMM’ye türbanıyla girdiğinde, salonda büyük bir gerilime neden olunca Başbakan Bülent Ecevit kürsüye çıkmış ve şöyle konuşmuştu:
“Türkiye’de özel yaşamda kadınların giyim - kuşamına başörtüsüne kimse karışmıyor. Ancak burası özel yaşam alanı değildir. Devletin gelenek ve kurallarına burada görev yapanlar uymak zorundadır. Burası devlete meydan okunacak yer değildir!”
13 Ekim’de yurtdışına çıkış yasağı konuldu ve Ankara Devlet Güvenlik Mahkemesi Cumhuriyet Başsavcılığı, 18 Ekim 1999 gecesi, Kavakçı’nın evinde arama yaptı.
O gün devlete meydan okuyan, bugün devletin büyükelçisi yapılıyor!

***

Kavakçı, Amerika’daki boşanma kararının Türkiye’de de geçerli olması amacıyla Ankara 24. Asliye Hukuk Mahkemesi’ne başvurdu. Mahkeme, kararın Abushanab’a tebliği için Kavakçı’dan eski eşinin ABD’deki adresini istedi.
Kavakçı, Abushanab’ın Türkiye’de de adresi bulunduğunu söyledi, Tunus Caddesi’nde bir adres verdi. Ancak savcılık iddianamesinde Kavakçı’nın yanlış adres bildirerek sahtecilik yaptığı gerekçesiyle, 10 yıla kadar hapsini istediyse de dava sonra kapandı.

***

29 Ekim 1999’da işadamı Bekir Lütfü Yıldırım ile Hidiv Kasrı’nda (31 yaşında) ikinci evliliğini yaptı. Merve Hanım’ın gece kıyafeti biçimli giysisi Amerika’dan getirilmişti, türban üzerine kep takmıştı. 2005’te şiddetli geçimsizlik nedeniyle boşandı.
2010’da (42 yaşında) Adalet Partisi milletvekillerinden Nadir Latif İslam’ın oğlu Prof. Dr. Cihangir İslam ile üçüncü evliliğini yaptı. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun doktoru da olan Prof. Dr. Cihangir İslam, OHAL kapsamında şubatta “kanun hükmünde kararnameyle” ihraç edilen akademisyenler arasındaydı.
Prof. Dr. İslam halkoylaması ile ilgili olarak AKP hakkında şöyle demişti: “Bu anayasa otoriterleşmeye doğru götürür. Yöneticilerin, bir toplum üzerindeki hâkimiyetini artırması, dinin temel felsefesine ters düşer. Din sivil bir şeydir. Din, resmi bir kurumsallaşma yönünde değil, insanlardan ve toplumlardan yana olan bir çağrıdır. Bu anayasanın bizi otoriterleşmeye doğru götüreceğini, hatta yarın öbür gün hukuk cambazlarının elinde totariterleşmeye yol açabileceğini düşünüyorum!”
Kavakçı ile Prof. Dr. İslam’ın evliliği geçen yıl sona erdi.

***

Kavakçı’nın, Ağustos 2000’de, İngiliz casusu olduğu söylenen, Nakşibendi şeyhi Nazım Kıbrısi’yi bir otel odasındaki ziyaret fotoğrafı ortalığı karıştırmıştı!
Filistin’deki aşırı İslamcı “HAMAS (İslami Direniş Hareketi)adlı terör örgütünün sözcüsü İbrahim Gosa’dan “Cesur bir insan!” sözleri ile Kavakçı’ya, destek gelmişti...  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları