Ekonomik karabasan çökmüş durumda, vergi üstüne vergi geliyor, Şimşek yeni acıları müjdeliyor. Enflasyon, TÜİK’in açıkladığı haliyle dahi yüzde 75’i geçti. Şimşek, karşısındakinin suratına indirdiği tokat için “Geçti geçti, en ağırı buydu” tesellisi verir gibi konuşuyor. İktidar ve Erdoğan bunaldı. Yaptığı yanlışların hesabını soran yok. Halk da genel seçimlerde sormadı. Emekliye, asgari ücretliye zam yapsa bir türlü, yapmasa başka...

Ekonomik bunalımın seçmende açacağı yaranın izi, oy verme davranışına etki edecek mi o seçimlerde belli olacak.

Gelelim günümüze. Siyasetin odak noktasını muhalefetin üzerine kaydırma girişimleri var. Bunun iktidara zaman kazandıracağı düşünülüyor.

İYİ Parti lideri Müsavat Dervişoğlu, partisinin son kurultayında mevcut delege sayısının yarısından azının oyunu alarak genel başkan oldu. Dervişoğlu’nun, Koray Aydın karşısında, geriden gelerek, zorlanarak seçimi kazanmasının ardından salondaki bazı deneyimli siyasetçiler, “Galiba artık kimse İYİ Parti’nin, parti olarak kalmasını istemiyor” diye mırıldanmıştı. Dervişoğlu’nun zorlanarak ve delegelerin yarısından azının oyunu alarak seçilmesi bu yoruma neden olmuştu. Siyasetçilerle birlikte olduğumuz beş kişilik gruptan şu yoruma itiraz eden de olmamıştı:

“Bu kurultaydan sonra MHP de CHP de rahatladı.”

Genel başkan olduktan sonra Dervişoğlu’nu yakından izlemeye çalışıyoruz. Siyaseti okuma şeklinde ve siyaset üretme şeklinde sorun yok. Hatta iktidarı çok sert bir söylemle eleştiriyor, sınırları çok net çiziyor: “Ülkeyi Tayyipizmden kurtaralım.”

Aynı şekilde iktidarla iletişim kurma konusuna da oldukça uzak duruyor.

Ancak önceki genel başkan Akşener’in bıraktığı siyasi miras pek parlak değil İYİ Parti’de. Kurultay sonrasında partiden kopuşlar durmadı. Durmayacağı yönünde iddialar var. Ayrılan milletvekillerinin CHP’ye katılması üzerine Dervişoğlu, grup konuşmasında, CHP lideri Özel’e sert yüklendi: İktidarla görüşüyor, ev ödevi alıyorsunuz.

Bu sözlerin medyada tartışıldığı saatlerde, kurultayda Dervişoğlu’nu desteklediği söylenen kurucu genel başkan Akşener, Saray’da Erdoğan’la görüşüyordu. Dervişoğlu’nun görüşmeden son anda haberdar olduğu ortaya çıktı.

Bu görüşmenin bazı ayrıntıları ilginç. Özer Uçuran Çiller’in cenazesinde kararlaştırıldı, Erdoğan hızla randevu verdi. Oysa unutmamak lazım, Erdoğan CHP’ye yapacağı ziyaret için acele etmedi. Öncesinde iç politikadaki sınırlarını yeniden açıklama gereği hissetti. Ve hâlâ Erdoğan’ın CHP ziyaretinin tam günü ve saati belli değil. Akşener’e öncelik tanıdığı çok açık. Epey senaryo var, Akşener’e büyükelçilik, başkan yardımcılığı... Şarkılardan fal tutmaya gerek yok. Şu söylenebilir, bu görüşme İYİ Parti ve MHP’nin hoşuna gitmemiş olabilir. CHP ise rahat. İktidara hiçbir şekilde yaklaşmayan İYİ Parti seçmeninin “baba evi”ne demir atması beklenebilir.

Akşener’in ziyareti partisinde yeni kafa karışıklıklarına, kırılmaya yol açar mı, siyasette yeni bir kurgu oluşur mu? Bu soruların yanıtları bir süre tartışılacak. Kesin olansa bir arayış olduğu. Ayrıca bu tartışmaların, halkın büyük bölümünü ezen ekonomik bunalımı örtmesi de Erdoğan’ın beklentisi.