23 NİSAN'IN TARİHİ

23 NİSAN'IN TARİHİ

24.04.2024 04:00
Güncellenme:
Takip Et:

“Millet 23 Nisan’da ilk sözünü söyledi ve milli davaya atıldı. Yoktan bir ordu çıkardı. Dağılan halkı bir araya topladı. Milletin başına musallat olan halifeyi orada yalnız bıraktı. Yalnız Türklerin, yalnız Anadolu’nun değil, bütün İslam âleminin hayatını, istikbalini kurtaracak bir devletin temellerini 23 Nisan’da attı. 23 Nisan günü bu milletin, özgür ve bağımsız Anadolu’nun sonsuza kadar milli bir bayramıdır.” (Bursa Milletvekili Muhittin Baha Bey, 23 Nisan 1921)

Nisan 1921.

Kurtuluş Savaşı olanca şiddetiyle devam ediyor; Anadolu işgal ve isyan ateşiyle yanıyordu.

1 Nisan’da Yunan ordularına karşı II. İnönü Zaferi kazanıldı.

7 Nisan’da Aslıhanlar Savaşı kaybedildi. Yunan ordusu, Dumlupınar mevzilerine yerleşti.

15 Nisan’da Anzavur isyanlarının elebaşı Ahmet Anzavur, Biga yakınlarında öldürüldü.

15 Nisan’da yeni Yunan Başbakanı Gunaris ve bazı Yunan bakanlar İzmir’e geldi. Yunan ordusunun güçlendirilip taarruza geçmesini kararlaştırıp geri döndüler.

TBMM’DE MİLLİ BAYRAM TEKLİFİ

Tarih 23 Nisan 1921, günlerden cumartesi.

Yer Ankara, TBMM, 24’üncü oturumun 3. celsesi.

Başkanlık makamında Birinci Reis Vekili Hasan Fehmi Bey oturuyor.

TBMM’nin toplanmasının üzerinden tamı tamına bir yıl geçmiş; milletin egemenliğini kendi eline almasının birinci yıldönümü.

Saruhan Milletvekili Refik Şevket Bey ve arkadaşları ile İçel Milletvekili Şevki Bey, 23 Nisan’ın “iyd-i milli (milli bayram) ilan edilmesi” hakkında Meclis’e bir kanun teklifi verdiler. Şevki Bey teklifinde, “23 Nisan 1920 gününde Büyük Millet Meclisi kurularak milletin yazgısıyla ilgili işlere el koyduğu mutlu bir gün olduğundan, (bugünü) halkın yüreğinde yüceltmek için, bu tarihin resmi bayram olmasını” öneriyordu.

Önce Bitlis Milletvekili Hüseyin Hüsnü Bey bir konuşma yaptı: “Efendiler! Halkın zalimane ceberuta karşı galip gelmesini sağlayan ve Doğu tarih sahnesinde önemli bir inkılap kaynağı olan yüksek Meclisiniz, bugün yıldönümü toplantısını gerçekleştiriyor. Bu nedenle 23 Nisan’ın iyd-i milli (milli bayram) olarak kabul edilmesi yolunda verilmiş iki önerge vardır, şimdi okunacaktır.”

Bu konuşmanın adından kanun teklifleri okundu ve görüşmelere başlandı.

VEHBİ HOCA’NIN İTİRAZI

İlk sözü Konya Milletvekili Hoca Vehbi Efendi aldı. İlk Meclis’teki sarıklı milletvekillerinden biriydi. İstanbul’daki son Osmanlı Mebusan Meclisi’nin dağıtılmasıyla Ankara’daki Meclis’e katılmıştı. İlk Meclis’te din işleriyle ilgili görevler almıştı.

Vehbi Hoca, 23 Nisan’ın “mutlu bir gün” olduğunu ancak düşmanları yenip İzmir’e “o mübarek bayrağımızı” diktiğimiz gün gerçek amacımıza ulaşacağımızı söyledi. Bu gibi bayramların milletin yüreğinden doğduğunu, “nümayiş yapmakla” bayram olamayacağını ve milletin “manevi gücünün” bunlarla artmayacağını belirtti. Sonra işi dine bağlayıp şöyle dedi: “Rica ederim. İçimizde bir tek Hıristiyan yoktur. Ezanı Muhammedi okunuyor da aldırış etmiyoruz! Eğer milletin gücünü artırmak, moralini yükseltmek istersek onu itikat noktasında güçlendirmenin çaresine bakalım.” Vehbi Hoca, milletin gücünün milli bayramlarla değil “itikatın güçlendirilmesiyle” artacağını ileri sürüyordu.

Hocanın sözlerine Kırşehir Milletvekili Yahya Galip Bey, “O başkadır efendim!” diye karşılık verdi.

Vehbi Hoca devam etti: “Nasıl başka? (...) Milletimiz, milli amacına tam olarak ulaştığı gün yüreğinde gerçek bir bayram yaşatır. Rica ederim, böyle bir kanuna ne ihtiyaç vardır?”

Malatya Milletvekili Fevzi Efendi söze karıştı: “Geçen yıl Ankara’ya sekiz saatlik yerde savaş oluyordu. Biz burada üzüntü ile oturuyorduk. Hamdolsun bu yıl askerlerimiz daha ileri gitmiştir.”

Vehbi Hoca görüşünde ısrar etti. Fevzi Efendi, “Kutsal günleri takdir etmezsek o günlerin değeri kalmaz” dedi.

YAHYA GALİP BEY’İN TEPKİSİ

Kırşehir Milletvekili Yahya Galip Bey, Vehbi Hoca’yı çok sert eleştirdi. Öyle ki hocayı Ankara’ya İngilizlerin gönderdiğini bile iddia etti. Vehbi Hoca’nın “doğru düşünmediğini” söyledi. Sonra da 23 Nisan’ın neden bayram olması gerektiğini anlattı:

“Eğer sizin fikrinizi bu millet taşımış olsaydı, bu Meclis toplanamazdı. Bu öyle bir iyd-i milli ki (milli bayramdır ki), bunun üzerinde hiçbir bayram düşünülemez... Bugün yüce Meclis toplanmıştır. Millet kurtuluş ve mutluluk beratını bugün almıştır. Bu inşallah sonsuza kadar devam edecek. (...) Hoca efendi hazretleri, bugünü gökteki melekler bile yüceltiyor, siz neden yüceltmek istemiyorsunuz?”

Yahya Galip Bey sözlerine şöyle devam etti: “Ne vakit böyle bir milli bayram olur; memleketin sevinçli anları olur, bunun içine ‘İslam ahlakı’ sokarlar. Biz bunu temenni ederiz ki, İslam ahlakı tamamıyla gerçekleşsin (...) Ama her gün, her fırsattan yararlanarak temcit pilavı gibi bunu söylemekten ne çıkar? Ben anlamıyorum.”

BÜTÜN MÜSLÜMANLARIN BÜYÜK GÜNÜ

Sonra Saruhan Milletvekili Mahmut Celal Bey (Bayar) söz aldı. İstanbul’un işgalinden bahsetti. “bütün insanlığın, hain ve rezil düşmanı olan İngilizlerin”, halifelik makamına saldırdıklarını söyledi. “Papaz Fru adında bir casus, ne yazık ki bugünkü padişahı avucunun içine almış” dedi.

Neşet Bey (İstanbul), yerinden şöyle bağırdı: “O da onun gibidir. Kahrolsun!”

Mahmut Celal Bey, 23 Nisan’da umutsuzluğun yenildiğini belirtti. O gün, “Büyük bir ümitle kalplerini birleştirenler, insanlık dünyasına karşı bağırdılar: Biz tutsaklığı kesin olarak reddediyoruz. Bağımsız olarak yaşadık ve yaşayacağız. Bu bizim hakkımızdır. Rica ederim, bu bütün Müslümanlar için büyük bir gün değil midir?” İçeriden “Hay hay” sesleri yükseldi.

ALİ ŞÜKRÜ BEY’İN İTİRAZI

Muhaliflerden Trabzon Milletvekili Ali Şükrü Bey, 23 Nisan’ın sadece Meclis’in isteğiyle değil, tüm milletin isteğiyle bayram olabileceğini söyledi. 23 Nisan’ın gayet değerli, önemli bir gün olduğunu ancak henüz Kurtuluş Savaşı’nın kazanılmadığını, daha özgür olmadığımızı, ne zaman özgür olacağımızın da belli olmadığını belirterek 23 Nisan’ın bayram olmasına karşı çıktı. Ayrıca kazanılacak zaferin millete ait olacağını, bu nedenle “Meclis’in kendi kendine ‘Ben bu işi yaptım. 23 Nisan’da burada toplandığım için bugünü bayram yapıyorum, bugünü siz de bayram yapın” demesinin uygun olmadığını söyledi. Fevzi Efendi (Malatya), “Pek yanlış söylüyorsunuz” diye seslendi.

Ali Şükrü Bey sözlerini sürdürdü: “Efendiler; bunu millet esaretten kurtulup İstanbul’a kavuştuğu, Edirne’sine, İzmir’ine kavuştuğu, Bursa’sına kavuştuğu zaman kendisi yapacaktır. Bizi bu muzafferiyetlere ulaştıran 23 Nisan’da şurada toplayan millettir. Bunu millet yapacaktır. (...) Bizim bunu teklif etmemiz uygun değildir.”

MUHİTTİN BAHA BEY’İN ÇARPICI SÖZLERİ

Bursa Milletvekili Muhittin Baha Bey söz aldı. 22 Nisan ile 23 Nisan arasındaki farkı düşününce, 23 Nisan’ın milli bayram olup olmayacağına karar verilebileceğini söyledi. Sonra aradaki farkı anlattı. “22 Nisan’da bize hıyanet etmiş, yüksek halifelik ve saltanat makamına tecavüz etmiş bir adam (Padişah Vahdettin) ve onun takımı vardı. Millet başsızdı” dedi. Sonra 23 Nisan’da açılan Meclis’in neler yaptığını anlattı. “Biz bugünü milli bayram yapmakla şerefi kendimize almıyoruz. Biz ne yaptık? Yapan millettir” dedi. Sözlerini, “23 Nisan günü bu milletin, özgür ve bağımsız Anadolu’nun sonsuza kadar milli bir bayramıdır” diye bitirdi.

Kırşehir Milletvekili Müfit Efendi, “Efendiler, bugünün bir milli bayram olması gereklidir” diye söze girdi. İki gün önce Afgan Elçisi Sultan Ahmet Han’ı karşılamak için gittiğinde onun, “57 gündür 23 Nisan’a yetişmek için menziller aşarak geliyorum” dediğini aktardı. “Bugünü her bayramdan daha saygıdeğer olarak kabul etmeliyiz” dedi.

MİLLİ BAYRAM

Teklif sahiplerinden Saruhan Milletvekili Refik Şevket Bey, 23 Nisan’ın mutlaka bayram olması gerektiğini savundu: “Efendiler, rica ederim, milli amacımızı gerçekleştirmek için attığımız adımın şerefi hürmetine bunu bir kutsal tarih olarak tespit etmekle yükümlüyüz. (...) Efendiler, yüreklerimizde zafer azmini öyle bir güçlü imanla yaşattık ki bütün bu şereflerin, bütün bu başarıların ilk adımı 23 Nisan’dır. Rica ederim, bunu kabul etmekte ne sakınca vardır?”

Refik Koraltan (Konya), “23 Nisan’ın milli bayram olarak kabulünü rica ederim” dedi.

Tunalı Hilmi Bey (Bolu), “Efendim, milli bayramdır, Türkçe olsun” dedi.

Abdülkadir Kemali (Kastamonu), “Efendim, milli bayram olsun” dedi.

Görüşmelerde, Vehbi Hoca ve Ali Şükrü Bey dışında 23 Nisan’ın “milli bayram” olmasına kimse itiraz etmedi.

Görüşmeler bitince başkan söz aldı:

“Efendim, milli bayram olması teklif ediliyor. Kabul edenler lütfen el kaldırsın. Kabul edildi...” (Görüşmeler için bkz. TBMM Zabıt Ceridesi, Devre 1, Cilt 10, s. 69-74.) Böylece, “23 Nisan’ın milli bayram kabulüne dair” 112 sayılı kanun çıkarıldı.

1 Kasım 1922’de saltanat kaldırılınca 1 Kasım da Hâkimiyet-i Milliye Bayramı ilan edildi.

Zamanla 23 Nisan, Milli Hâkimiyet Bayramı olarak kutlanmaya başlanınca 1 Kasım kutlamalarından vazgeçildi.

1935’te çıkarılan 2739 sayılı kanunla bayram, “Ulusal Egemenlik Bayramı” olarak adlandırıldı. 1981’de kabul edilen 2429 sayılı kanunla bayramın adı “23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı” oldu.

ÇOCUK BAYRAMI

Atatürk’e göre “Vatanı korumak çocukları korumakla başlar”, “Çocukları her türlü ihmal ve istismardan korumalı ve onlar her koşulda yetişkinlerden daha özel olarak ele alınmalıdır.” Atatürk, zorlu savaş yıllarında kimsesiz kalan çocukları, özellikle şehit çocuklarını korumak için 1921’de Ankara’da kurulan Himaye-i Etfal Cemiyeti’ne destek oldu, cemiyeti himaye etti. Cemiyetin etkinliklerine katıldı. Cemiyete para yardımı yaptı. Eşi Latife Hanım cemiyeti temsil etti. Atatürk, Soyadı Kanunu çıktığında, cemiyetin başkanı Fuat Bey’e, Türk mitolojisinde “çocukların koruyucu tanrıçası” Umay’a atfen “Umay” soyadını verdi. Cemiyetin adını da Çocuk Esirgeme Kurumu yaptı.

1922’de Ankara’daki 23 Nisan kutlamalarına öğrencilerin de katılması ayrı bir coşku yarattı. Atatürk’ün desteğini alan Himaye-i Etfal Cemiyeti, 23 Nisan 1923’te yetim ve öksüz çocuklar için, şehit çocukları için yardım toplamaya başladı. Bu sırada yardım amaçlı rozetler çocuklar tarafından satıldı. Böylece 23 Nisan’da çocuklar ön plana çıktı. Atatürk’ün de bu faaliyetlere destek olmasıyla 23 Nisan 1925’te “Çocuk Günü”, 1926’dan itibaren ise “Çocuk Bayramı” olarak kutlandı. İlk kapsamlı “Çocuk Bayramı” kutlamaları Atatürk’ün himayesinde 1927’de yapıldı. 23 Nisanlar, 1929’dan itibaren “Çocuk Haftası” olarak kutlandı.

Yazımızı, 23 Nisan 1937’deki Çocuk Bayramı törenlerinde bir konuşma yapan lise öğrencisi Ayla’nın şu sözleriyle bitirelim: “Kardeşlerim, arkadaşlarım! Bize bugünü çocuk bayramı diye bağışladıkları için ne kadar sevinsek azdır. Bize bu bayramı veren yüce Atatürk ve Kamutay’dır. Yaşasın yüce Atatürk, yaşasın Kamutay’ımız.”

23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’mız kutlu olsun. Meclis üstünlüğünün sağlandığı nice 23 Nisan’lara...

Yazarın Son Yazıları

Menemen Olayı, İrtica ve Laiklik

“Bizi yanlış yol sevk eden habisler (kötülükler), bilirsiniz ki, çok kere din perdesine bürünmüşler, saf ve temiz halkımızı hep şeriat sözleriyle aldatagelmişlerdir. Tarihimizi okuyunuz, dinleyiniz, görürsünüz ki, milleti mahveden, esir eden, harap eden fenalıklar hep din kisvesi altındaki küfür ve melanetten gelmiştir ” (M. Kemal Atatürk, 16 Mart 1923)

Devamını Oku
24.12.2025
Lozan Antlaşması ve ABD

“Bugün Türk Delegasyonu ile imzaladığımız dostluk ve ticaret antlaşması, benim elde etmek istediğimden çok uzaktır. Bu anlaşma, Türklerden koparmak istediğimizden çok fazla imtiyazı (ayrıcalığı) bizim Türklere verdiğimizin belgesidir.”

Devamını Oku
17.12.2025
‘ABD’nin ‘Yeni Türkiye’ hayali’

Samuel Huntington, “Medeniyetler Çatışması” adlı kitabında Türkiye’nin yönünü Batı’dan Doğu’ya çevirerek İslam dünyasının lideri olmasını öneriyor, bunun için de “Atatürk’ün (laik Cumhuriyet) mirasının reddedilmesi” gerektiğini belirtiyordu.

Devamını Oku
10.12.2025
Atatürk’ün ders kitabında ‘Demokrasi ve Kadın Hakları’

“Özetle kadın, seçmek ve seçilmek hakkını elde etmelidir...

Devamını Oku
03.12.2025
Millet Mektepleri

“Türk harflerinin bütün vatandaşlara kapılarının önünde ve işlerinin başında öğretilebilmesi için daha bu sene içinde Millet Mektepleri teşkilatı yapacağız.

Devamını Oku
26.11.2025
Vahdettin nasıl kaçtı?

“17 Kasım 1922 günlü resmi bir telgrafın ilk cümlesi şu idi: ‘Vahdettin Efendi bu gece saraydan kaçmıştır.’

Devamını Oku
19.11.2025
Türkiye'de Opera ve Vals

“Sanatsız kalan bir milletin hayat damarlarından biri kopmuş demektir.” (M. Kemal Atatürk)

Devamını Oku
05.11.2025
Cumhuriyetimiz

Dile kolay, ilan edildiğinde bazı İngiliz yetkililerin sadece iki yıl ömür biçtikleri Türkiye Cumhuriyeti 102 yaşında...

Devamını Oku
29.10.2025
Cumhuriyet’in şeker fabrikaları

“Meclis kürsüsünde bir de ‘üç beyaz’ parolası revaçtaydı...

Devamını Oku
22.10.2025
Nutuk 98 Yaşında: ‘İşte Bu Ahval ve Şerait İçinde…’

Atatürk Nutuk’u bir açılış ve kapanış döngüsüyle yapılandırır.

Devamını Oku
15.10.2025
Atatürk'e saygı duymayan teğmen: ‘Din Dilinin Türkçeleştirilmesi’

Mustafa Kemal Atatürk’e saygısı olmayanın onun kurduğu Türkiye Cumhuriyeti Devletine ve Anayasasına da saygısı yoktur.

Devamını Oku
08.10.2025
Patrikhane ve Ruhban Okulu

Heybeliada Ruhban Okulu Fener Patrikhanesi’ne bağlıydı.

Devamını Oku
01.10.2025
Dil devrimini anlamak

“Gece meşguliyetimiz, bildiğin gibi dil dersleri… Gündüz de yalnız olarak aynı mesele üzerinde birkaç saat çalışıyorum.”

Devamını Oku
24.09.2025
Tek Partiden Çok Partiye: ‘Partili Cumhurbaşkanlığından Tarafsız Cumhurbaşkanlığına’

“Aramızdaki farkı bilelim. Biz, mutlakıyetten bugüne geldik. Siz ise bugünden mutlakiyete gidiyorsunuz.”

Devamını Oku
17.09.2025
Tarih Kürsüsü ve Suçluların Telaşı ‘CHP’nin Mallarına El Konulması’

Atatürk’ün kurduğu Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) 102 yaşına girdi.

Devamını Oku
11.09.2025
ETHEM: “İsyan ve İhanet”

“Efendiler, askerî harekâtı çapulculuktan, devlet kurup yönetmeyi, şunun bunun mâsum çocuklarını fidye dilenmek için dağlara kaldırmak haydutluğundan ibaret zanneden, şarlatanlıklarıyla, yaygaralarıyla bütün bir Türk vatanını bezdiren...

Devamını Oku
03.09.2025
Büyük Zafer'in sırrı

Tam 103 yıl önce, 26 Ağustos 1922’de, Afyon Kocatepe’de, sabah saat 05.00’te, Başkomutan Gazi Mustafa Kemal Paşa’nın işaretiyle Türk tarihinin en önemli taarruzu Büyük Taarruz başladı.

Devamını Oku
27.08.2025
Aşiret-Tarikat Sorunu

Yeni açılım sürecinde etnik ayrılıkçı siyaset ve dinci, liberal ortakları, gerçeği çarpıtmaya devam ediyorlar.

Devamını Oku
20.08.2025
Saltanat Şurası’ndan Saray Komisyonu’na

1920 yılında Sevr Antlaşması’nı kabul etmek için kurulan “saltanat şurası”nın ve uygulamak için kurulan “barış komisyonu”nun amacı vatanı, milleti değil, sarayı, (sultanı) ve hükümeti kurtarmaktı.

Devamını Oku
13.08.2025
'Doğu Sorunu' devam ediyor! 'Kürt Sorunu mu Türk sorunu mu?'

İngiliz Müsteşarı Hohler, 27 Ağustos 1919’da Londra’ya gönderdiği bir yazıda şöyle diyordu...

Devamını Oku
06.08.2025
LOZAN: Onurlu Barış

Lozan Barış Antlaşması 102 yaşında…

Devamını Oku
23.07.2025
Hedefteki Cumhuriyet

Mustafa Kemal Atatürk’e göre “Türk milleti” kavramı, sadece bir ırkın, bir etnik kimliğin, bir dinin veya mezhebin değil, Türkiye Cumhuriyeti’ne “vatandaşlık bağı ile bağlı” eşit hukuka sahip tüm yurttaşların ortak-üst-ulusal kimliğinin adıdır.

Devamını Oku
16.07.2025
Atatürk’ün aşama stratejisi ve Türk Devrimi

Mustafa Kemal Atatürk, Nutuk’ta, 21 Nisan 1920 tarihinde yayınladığı, TBMM’nin 23 Nisan 1920 Cuma günü dinsel bir törenle açılacağını duyuran bildirinin, “O günün duygu ve anlayışına uyma zorunluluğundan kaynaklandığını” belirtmişti.

Devamını Oku
09.07.2025
Yaşasın laiklik

“Laiklik ilkesini savunmak için Atatürk gibi yürekli, Atatürk gibi inançlı olmak gerekir. İzinden gittiklerini söyleyenler gibi ürkek, kararsız ve inançsız değil” (Uğur Mumcu- Cumhuriyet 1 Mart 1987)

Devamını Oku
02.07.2025
Atatürk’ün dünya barışını koruma formülü

Kuzeyimizde Rusya-Ukrayna Savaşı devam ederken, güneyimizde İsrail’in Filistin’e yönelik saldırıları devam ediyordu ki, birden bire İsrail-İran Savaşı başladı.

Devamını Oku
25.06.2025
Sykes-Picot, Sevr, BOP ve Lozan

Şu gerçeği iyi görmek gerekir ki Sykes-Picot’tan Sevr’e, Sevr’den BOP’a, Türkiye’yi bölüp parçalamaya yönelik planların önündeki en güçlü kalkan Lozan Antlaşması’dır.

Devamını Oku
18.06.2025
Tek parti döneminde hac yasak mıydı?

1 Haziran 1927 tarihli ve Cumhurbaşkanı Mustafa Kemal (Atatürk) imzalı bir Bakanlar Kurulu Kararnamesine göre “Hac mevsiminde Hicaz’a gönderilecek Hıfzıssıhha uzmanlarından Dr. Şerafeddin Bey’e siyasi pasaport verilmesi” kararlaştırılmıştı.

Devamını Oku
11.06.2025
Atatürk'ün Mirası Büyükdere Fidanlığı

Mustafa Kemal Atatürk’ün isteğiyle 1928 yılında İstanbul’da “Büyükdere Meyve Islah Enstitüsü” kuruldu...

Devamını Oku
04.06.2025
Lozan ve Kürtler

“Kürtler küçük lokmanın pek kolay yutulacağını vaktinden çok evvel anlamışlardır. Türk birliğinden ayrılmak zihniyetinde bulunanları Kürtler kendi milletlerinden addetmezler. Kürtlerin mukadderatı Türk’ün mukadderatıyla eştir. (…) TBMM Hükümeti dâhilinde Kürtlüğün ayrı bir unsur olarak telakkisini hiçbir zaman işitmek istemediğimizi arz ederiz.”

Devamını Oku
28.05.2025
1921 Anayasası ve Muhtariyet

“Vilayetler kendi başına bir devlet değildir. Amerika hükümeti müttehidesi gibi değildir. Her vilayetin haiz olduğu muhtariyet, mahalli işlere münhasırdır. O işler ki yalnız vilayeti alakadar eder. O işler o vilayetin işleridir.”

Devamını Oku
21.05.2025
Türkiye Cumhuriyeti'nin temellerine saldırmak

Lozan Antlaşması’nın ve 1924 Anayasası’nın hedef alınması; tam bağımsız, üniter, laik, çağdaş Türkiye Cumhuriyeti’nin hedef alınması demektir.

Devamını Oku
14.05.2025
CHP Genel Başkanı İsmet İnönü’ye yönelik saldırılar

CHP Genel Başkanı İsmet İnönü’ye yönelik saldırılar

Devamını Oku
07.05.2025
Cumhuriyetin İlköğretim Devrimi

Cumhuriyetin İlköğretim Devrimi

Devamını Oku
30.04.2025
‘Ulusal egemenliğe dayanan yeni Türk devletinin kurulması’: TBMM’nin açılması

‘Ulusal egemenliğe dayanan yeni Türk devletinin kurulması’: TBMM’NİN AÇILMASI

Devamını Oku
23.04.2025
Atatürk yol göstermeye devam ediyor: ‘Hükümet, özgürlük ve demokrasi’

Atatürk yol göstermeye devam ediyor: ‘Hükümet, özgürlük ve demokrasi’

Devamını Oku
16.04.2025
Atatürkçü gençliğin yükselişi

Atatürkçü gençliğin yükselişi

Devamını Oku
02.04.2025
Atatürk’ün önderliğinde cumhuriyetçi direniş

ATATÜRK'ÜN ÖNDERLİĞİNDE CUMHURİYETÇİ DİRENİŞ

Devamını Oku
26.03.2025
Çanak Krizi ve ikinci Çanakkale Zaferi

Çanak Krizi ve ikinci Çanakkale Zaferi

Devamını Oku
19.03.2025
Laiklik neden gereklidir?

Laiklik neden gereklidir?

Devamını Oku
12.03.2025
Emperyalizmin 'kukla halife' projesi

Emperyalizmin 'kukla halife' projesi

Devamını Oku
05.03.2025