Sinek tersinden nane yaprağı
Özdemir İnce
Son Köşe Yazıları

Sinek tersinden nane yaprağı

07.11.2023 04:00
Güncellenme:
Takip Et:

Eskiden delikanlıların, ergen kızların yüzünü sivilce basardı. “Dolunay çıkınca ona dönüp “Ayı gördüm okşadım ben bu sivilceyi boşladım dersen sivilceden kurtulursun” derlerdi. Ama deneyip başaranı görülmemiştir. Bu bela yüzünden kim bilir kaç gencin yüzü çopur oldu? 

Okuduğunuz bölümü yazdıktan sonra Cazim Gürbüz’ün İslam’dan Deizme (1) adlı kitabının “Sinek tersinden nane yaprağı ve...” bölümü aklıma geldi. Bölümü tekrar okuyunca, kafamdaki yazının amacıyla örtüştüğünü gördüm. Şimdi alıntımızı yapalım: 

[Osmanlı padişahı, hemi de Tanzimatçı ve de yenilikçi II. Mahmut’un hekimbaşısı Behçet Efendi’nin 1862 yılında yazdığı “Hezar Esrar” adlı bir tıp kitabı var. Aşağıya aldığım saçmalıklar bu kitapta bir tamam yazılı:

- Sinek tersinden nane yaprağı nasıl yetiştirilir?

- El cevap: Sinek tersine bulanmış bir ip, toprağa dikilirse o ip nane yaprakları verir. 

Gülmeyin. Demek ki adam denemiş, siz de deneyin belki naneyi elde edersiniz. 

Devam edelim mi? Tamam. 

Bakınız, Behçet Efendi hazretleri, dolunun çaresini bulmuş. Okuyunuz: 

Timsah ya da maymun derisi alınır, bir köyün bir yerine asılırsa, bu köye dolu düşmez. 

Yahu ruhunu mu çağırsak ne etsek; Behçet Efendi, depremin de çaresini biliyordur, mesela eşek derisi iyi gelir mi acaba, fay hatlarını bir ayarda tutar bakarsın. 

Hadi bir tane daha yazalım. Behçet Efendi, nihayet tıpa gelmiş. Ve nasırın ilacını beyan eylemiş: 

Nasırlı bir adam hilali gökte ilk görüşünde “Ay gördüm ay gibi, nasırım oldu yağ gibi” diye üç kez tekrar eder, sonra da salavat parmağını tükürükleyip nasırın üzerine sürerse o nasırdan eser kalmaz.] (s. 68) 

Biraz aşağıda bir de her derde deva “hoca nefesi” ilgili ilginç bir bölüm var: 

[Kayserili Mehemmed Sadık Efendi’nin nefesinden başlayalım. 

Aşağıya metnini aldığım ilan 1878 yılında Vakit gazetesinde yayımlanmış. 

Bakın ne diyor: 

Sara illeti, kara sevda, ağırlık, gaflet, evham, sarılık, sıtma, kulunç, baş, göz, kulak ağrıları, yürek çarpması vesair illetlerin envanına (her türüne); 

Kayseri’de medfun ve meşhur meşahihi ecille-i kiramdan Şeyh Taceddin-i Veli kaddes Allahü sırrehu sülale-i tahirelerinden Mehemmet Sadık Efendi okumaktadır.] (s. 69) 

Erkekliği bağlanan bir kimsenin bu illetten hangi dualarla kurtulacağını, umrede deve sidiği içen iki Türkün nasıl hastanelik olduğunu öğrenmek isterseniz kitabın 70 ve 71. sayfalarını okumanız gerekecek.

Bu alıntıları AKP’nin ülkemizi “bu kafa” ile yönettiğini söylemek, yazmak için yaptım. Bu kafa ile Cumhuriyeti soysuzlaştırmak için “3000 yıllık devlet asırlık Cumhuriyet!” safsatasını sloganlaştırıp afiş yapmışlar. İddiaya göre bazılarının Türklükleri tartışmalı bu 16 devletin Cumhuriyetimizin atası olduğu iddiası sinek tersinden nane yaprağı üretme saçmalığına benziyor. Türkiye Cumhuriyeti’nin bu 16 devletin devamı olabilmesi için bu 16 devletin Anadolu toprakları üzerinde kurulması gerekir. Belki sadece Osmanlı İmparatorluğu. “Belki” diyorum, çünkü Osmanlı Anadolu’yu sömürge, Anadolu Türk boylarını da düşman olarak görmüştür. Halkı vatandaş yapan Cumhuriyet devletinde egemenlik halka ait olduğu için halkı “kul”; devletin toprağını “mülk” sayan Osmanlı’nın devamı değildir. 

R. T. Erdoğan “Hamas terör örgütü değil, kurtuluş ve mücahitler grubudur” demiş. Hoppala! Türk Vikipedi’sinden aktarıyorum: “Hamas ve diğer Filistin silahlı grupları, 2001’den bu yana İsrail’e binlerce roket fırlattı ve bu saldırılarda yüzlerce sivil öldü, birçok kişi yaralandı ve yaklaşık 800 bin İsrailli sivilin yaşadığı ve çalıştığı bölgelere sürekli bir tehdit oluşturdu. Hamas yetkilileri, roketlerin sadece askeri hedeflere yönelik olduğunu, sivil kayıpların ise silahların kötü kalitesinden ‘kaza sonucu’ kaynaklandığını söyledi. İnsan Hakları İzleme Örgütü’ne göre Hamas liderlerinin açıklamaları, roket saldırılarının amacının gerçekten de sivilleri ve sivil objeleri vurmak olduğunu göstermektedir.” 

Uluslararası kamuoyu Hamas’ı terör örgütü saymaktadır. Hamas terör örgütü değilse, birileri çıkıp PKK’nin, IŞİD’in, Boko Haram’ın, Taliban’ın ve El Kaide’nin de terör örgütü olmadığını iddia edebilir. “Mücahit”, “cihat” sözcüğünden gelir. İslami kaynaklara göre Allah yolunda yapılan mücadele ve savaşa cihat denir. Ama uygulamada başkalarının malını yağmalamak, insanları köle yapıp satmak anlamındadır... Başta Hz. Muhammed’in devletinde olmak üzere bütün İslami devletlerde cihat ve gaza, fetih anlamında kullanılmıştır.

Yazarın Son Yazıları

Atatürk’ü örnek verip...

1 Ekim 2025 günkü Sözcü gazetesinin 11. sayfasında şöyle bir haber yayımlandı:

Devamını Oku
16.12.2025
Piliç değil bilinç

İnsanın kendisine sorduğu “Ben kimim” sorusu ve bir sorgulayıcının ona sorduğu “Sen kimsin” sorusu, gerçek anlamda, o kişiye varlığının adresini sormaktan başka bir şey değildir.

Devamını Oku
14.12.2025
MHP’li Semih Yalçın’a cevap

7 Aralık 2025 günü yayımlanan ve MHP’nin siyaset dağarı ile tarzını tasvir ettiğim “Vehim denen şey” başlıklı yazıma partinin genel başkan yardımcısı ve yazıda adı geçen kişinin (Semih Yalçın) tepki göstereceğini kuşkusuz tahmin ediyordum.

Devamını Oku
12.12.2025
Tek parti=Cumhuriyet

Tarih cahilleri ve tarih inkârcıları için bir kez daha okunması için dökümlü bir şekilde ve tekrar yazıyorum:

Devamını Oku
09.12.2025
Vehim denen şey

1. Gerçekte var olmayan fakat var olduğu sanılan, varmış gibi tasarlanan düşünce ve zan.

Devamını Oku
07.12.2025
Ekümeniklik mavalı

Şu kavanoz kıçlı dünyada her nesnenin, olgu ve olayın bir tanımı vardır.

Devamını Oku
05.12.2025
Kürtçe güçlendirilecekmiş...

Kürtçe güçlendirilecekmiş, hatta kalıcılaştırılacakmış.

Devamını Oku
02.12.2025
30 Kasım 2007

Gelecek yıllarda adını sık sık anmak zorunda kalacağımız Prof. Dr. Engin Arık (14 Ekim 1948) 30 Kasım 2007 günü (nedeni kuşkulu) bir uçak kazasında ekibiyle birlikte aramızdan ayrılmıştı.

Devamını Oku
30.11.2025
3 Kasım 2002’yi hatırlamak!

3 Kasım 2002 günü olanı, olanları aramızdan kaç kişi anımsamakta?

Devamını Oku
28.11.2025
Eski defterler...

Eski defterler son derece önemlidir.

Devamını Oku
25.11.2025
AKP’yi iktidara getiren seçim

1 Kasım 2002 günü “İki gün sonra 3 Kasım 2002” başlığıyla Hürriyet gazetesinin Avrupa baskısında...

Devamını Oku
23.11.2025
Devri sabık yaratmak

Devri sabık yaratmak, Türkiye siyasi tarihinde yeni gelen yönetimin/iktidarın, kendinden önceki dönemi sorgulaması, hesap sorması vb. anlamında kullanılan ifadedir.

Devamını Oku
21.11.2025
Toplu iğne ve nankörlük

Basında yer alan haberlere göre, Cumhuriyetin kuruluşunun 102. yıldönümü münasebetiyle savunma sanayisindeki gelişmeleri anlatan AKP genel başkanı ve Cumhurbaşkanı R.T. Erdoğan, “Dünya genelinde satılan her 100 İHA’dan 65’ini biz tedarik ettik, 180 ülkeye ürün ihraç ettik. Sizleri 25 yıl geriye götürmek istiyorum, ülkemizde bir toplu iğne üretebiliyor muyduk” demiş.

Devamını Oku
18.11.2025
‘Entel-dantel Özdemir Bey’in itirazı

“Eşit anayasal vatandaşlık...

Devamını Oku
16.11.2025
Bir veda için adagio*

Değerli okurlar, bir terslik yüzünden 28 Mart 2025 günü yayımlanan bu yazıyı bir kez daha okumak zorunda bıraktığım için lütfen bağışlayın beni.

Devamını Oku
14.11.2025
Karakuşi siyaset

Kuzey Kıbrıs’ta cumhurbaşkanlığı seçimini ana muhalefetin adayı Tufan Erhürman’ın kazanmasının ardından, genel kanıya göre, MHP lideri Devlet Bahçeli önemli bir açıklama yaptı.

Devamını Oku
11.11.2025
İşin aslı

Kürtçülerin, Türkiye’nin demokrasi bağlamında atacağı ilk adımın “ilkokuldan üniversiteye Kürtçe anadilde öğrenim hakkının anayasada yer alması talebinin yerine getirilmesi” olduğunu biliyoruz.

Devamını Oku
09.11.2025
Bir kez daha emriniz olur!

DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, Devlet Bahçeli’nin “terörsüz Türkiye” süreciyle ilgili olarak düşüncelerini eleştiriyor.

Devamını Oku
07.11.2025
Kurtarıcının adı toryum (3)

CERN’in (European Center for Nuclear Research-Avrupa Parçacık Fiziği Araştırma Merkesi) evrenin oluşumuyla ilgili olarak yapmaya başladığı deney Türkiye’yi birden bilim dünyasının göbeğine getirdi.

Devamını Oku
02.11.2025
Kurtarıcının adı toryum (2)

Özdemir İnce: Uranyum bu kadar belalı bir madde, tehlikeli, radyasyon yayıyor.

Devamını Oku
31.10.2025
Dreyfus A la Turca

Hüseyin Gün 4 Temmuz 2025 günü tutuklandığına göre işlem çok daha önce başlamış olmalı. Demek ki Merdan Yanardağ’ın casusluğu (!) o günden çok daha önce belli olmuş olmalı. Öyle değil mi? Gecikme operasyon icabı mı aceba? Yoksa kerrat cetvelini (çarpım tablosunu) bilmeyen kasap hali mi?

Devamını Oku
28.10.2025
Kurtarıcının adı toryum (1)

21 Ekim 2025 Salı günü yayımlanan “Toryum dedikleri şey” başlıklı yazımla “toryum” adlı ender elementle tanıştınız.

Devamını Oku
26.10.2025
Bir kez daha toryum denen mucize

Gazetelerde, kitaplarımda yayımlanmamış yazı(lar) da var zulada.

Devamını Oku
24.10.2025
Toryum dedikleri şey

Ülkemizde edebiyattan en ince bilimlere kadar tuhaf bir alışkanlık vardır.

Devamını Oku
21.10.2025
Dilini eşek arısı soksun!

Eşek arısının nasıl soktuğunu çok iyi bilirim.

Devamını Oku
19.10.2025
UYANIN

Uyanın, uyanın artık, ey yitik insanlar!

Devamını Oku
17.10.2025
Yerçekimi

Yerçekimi denen şeyi ben bulmadığım için ortak mal Vikipedi’ye başvurarak tanımını bilginize sunuyorum.

Devamını Oku
14.10.2025
Sorumluluk

Biraz önce en küçük kardeşim Bülent telefon etti.

Devamını Oku
12.10.2025
Comandante Che Guevara

Deniz kıyısına oturup da denize girmediğim, içki içtiğim günler.

Devamını Oku
10.10.2025
Sisifos olarak

Okuyacağınız yazı 6 Eylül 2020 günü gazetemizde yayımlanmış.

Devamını Oku
07.10.2025
Gündelik hayat ve kuralları

Uzun süredir, gündelik hayatın türlüsüyle, sağlık işleriyle, bilgisayarımla, internetle, telefon santralcılarıyla, sekreterlerle başım hiç de hoş değil.

Devamını Oku
05.10.2025
Yürrü kerreste müdürü

Mersin’de, çocukluğumda, o zamanlar adı Bozkurt olan caddenin üzerindeki Büyük Çıkmaz Sokak’ta (artık çıkmaz değil) otururduk.

Devamını Oku
03.10.2025
Düşman bile yapmaz

Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Aras, doğal zenginlikleri ve tarihi mirasıyla dünya çapında ilgi gören Muğla’nın, rant uğruna tehdit altında olduğunu söyledi.

Devamını Oku
30.09.2025
Müslüman birey yoktur*

Defterlerimden birine yazdığım ancak kaynağını yazmayı ihmal ettiğim alıntı şöyle...

Devamını Oku
28.09.2025
Zırva tevil götürmez (2)

Zırvalıkla ilgili ilk yazıyı 29 Ağustos 2025 günlü Cumhuriyet gazetemizde yayımlamıştım.

Devamını Oku
26.09.2025
RTE ne yapmak istiyor?

Basından bir haber: “Kabine toplantısı, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında Beştepe’deki sarayında toplandı. Saat 14.30 sıralarında başlayan ve iki saat süren toplantıda, PKK’nin sembolik silah bırakma töreni ve Meclis’te komisyon kurulması çalışmalarıyla devam eden süreç, orman yangınları ve Gazze gibi başlıklar görüşüldü. Toplantının ardından konuşan Erdoğan, CHP’ye seslenerek ‘Siyasette pek çok şeyin kazası olur ama süreci yokuşa sürmenin affı olmaz. Süreç, özellikle ana muhalefet partisi için geçmiş günahlarına kefaret olabilecek bulunmaz bir fırsattır’ dedi.”

Devamını Oku
23.09.2025
Emekliler ve iktidar

Televizyonların emeklilerin hal-i pür melalini tanımlayıp aktarmak için seçtikleri insanların neredeyse tamamı garip bir ruh durumu içinde.

Devamını Oku
21.09.2025
Mahşer günleri

Bu yazıyı yazmaya değerli ve genç yoldaşım Zülâl Kalkandelen’in 3 Eylül 2025 günlü Cumhuriyet’te yayımlanan “Ortadoğu kazanı fokurduyor” başlıklı yazınında yer alan Cengiz Çandar’la yapılan söyleşiden aktardığı şu bölümü okuyunca karar verdim...

Devamını Oku
19.09.2025
Din ve tarafsızlık

Hemen yazalım sonra neyin ne olduğunu açıklayalım: Teokratik yönetimde devlet başkanı genellikle bir dini liderdir.

Devamını Oku
14.09.2025
Rezillik, utanmazlık, alçaklık

31 Ağustos 2025 günlü Cumhuriyet’in birinci sayfasındaki “Zafer coşkusu” manşetin altında yer alan utanç verici haber şöyle...

Devamını Oku
12.09.2025