Biz nasıl bu kadar cahil kalabildik?

Biz nasıl bu kadar cahil kalabildik?

15.08.2016 06:00
Güncellenme:
Takip Et:

Masumların kurban gittiği ve yaralandığı bir darbe girişiminin ardından, hava doğal olarak sorularla dolu. Yine doğal olarak, bu soruların kimi doğru kimi de yanlış. Çünkü olay, yalnızca doğru sorulara zemin hazırlayamayacak kadar yeni.
Benim kafamda ise, ötekilerin tümünü bastıran tek bir soru var: “Biz nasıl bu kadar cahil kalabildik?” Ve bu soru ile boğuşurken, bir başkasının daha bilincindeyim: Onyıllar boyunca bu bağlamda görünmeyen köy neredeyse hiç kalmamışken, gittikçe kökleşen ve direnme gücü kazanan bir cehaletin girmediği yer kalmazken, nasıl bu kadar gaflete düşüp körleşebildik?”

Haber olmayan bir haberin anlattıkları…
Birkaç akşam önce izlediğim bir ana haber programı, kafamdaki bu soruları daha da acıtıcı kıldı. Büyük haber kanallarımızın birinde sunucu, aynen şunları söyledi :Fethullah Gülen’in ülkeyi ele geçirmeyi ve darbe yapmayı kırk yıldır planladığı ortaya çıktı…” Bu haberi veren genç sunucu, bunları söylerken yüzüne dehşet ve şaşkınlık karışımı bir ifade vermeyi de unutmadı.
Haberdeki “ortaya çıktı” söylemi -benim bildiğim kadarıyla!- uzun süredir gizli kalmış bir olgunun, bir gerçeğin şimdilerde açığa çıktığı anlamına gelir. Oysa ben, bundan otuz kırk yıl önce halka, yani herkese açık bir TV kanalında Fethullah Gülen’in bir camide kaydedilmiş konuşma kaydında şunları söylediğini görmüş ve duymuştum: “Başta ordu, yargı ve eğitim olmak üzere, devletin bütün kurumlarına planlı ve programlı bir şekilde sızacaksınız… ama bunu yaparken asla acele etmeyecek, kimseyi ürkütmeyecek ve çok soğukkanlı olacaksınız… bu hedeflere varabilmek için her düzeyde eğitim kurumları açmaya özellikle önem vereceksiniz…
Tekrar ediyorum: Ben bu kaydı herkese açık bir televizyon kanalında, milyonlarla birlikte izlemiştim. Kayıt, daha sonra da defalarca yayımlandı, tartışmalara konu oldu. Peki, böyle bir olay, yani onyıllar öncesine ait aleni bir olay, bugün nasıl “ortaya çıktı” söylemiyle bir haber olarak verilir? Verilebilirse eğer, bu ne anlama gelir?
Son sorunun yanıtını hemen vereyim: Böylesine gözler önüne çıkmış bir olayın yıllar sonra “ortaya çıktı” söylemi ile ve bir haber olarak verilmesi, ancak en önemli kitle iletişim araçlarından biri olan televizyonun yetkililerinin bile içinde yaşadıkları kitlenin balık hafızalı ve cahil olmasına ne kadar güvendikleri anlamına gelir!

FETÖ, kendini hiçbir zaman gizlemedi…
Evet, FETÖ, aslında hiçbir zaman alışılagelmiş anlamda bir gizli örgüt olarak çalışmadı. Örgütün lideri ne yaptıysa ve yaptırdıysa, bunları hep zamanın her kademedeki iktidar sahipleri ile sarmaş dolaş ya da can ciğer kuzu sarması halinde gerçekleştirdi. Bu bağlamda, Sayın Cumhurbaşkanımızın: “Ne istediler de vermedik!” yakınmasını burada hatırlamakta sanırım yarar var.
Bu durumda ve o kanlı darbe girişiminin ardından sorgulamaları sadece sözü edilen örgütün gizli yanları üzerinde yoğunlaştırmak, geleceğin demokrasisini güvence altına almak için asla yeterli olmayacaktır. Çünkü bu bağlamda asıl yapılması gereken şey, nüfusu seksen milyona varmakta olan bir halkın bunca yıl boyunca, üstelik planlı ve programlı olarak böylesine cahil bırakılmasından kimlerin sorumlu olduklarını da iyice sorgulamaktır!  

Yazarın Son Yazıları

Papa Francis’in yeni misyonu…

Papa Francis’in yeni misyonu…

Devamını Oku
12.06.2017
‘ne garip federico adında olmak…’

‘ne garip federico adında olmak…’

Devamını Oku
05.06.2017
‘Sessiz savaşçı’lığın gürültülü yollarında…

‘Sessiz savaşçı’lığın gürültülü yollarında…

Devamını Oku
08.05.2017
Kültürde ‘geri kalan’ kavramı üzerine (2)

Kültürde ‘geri kalan’ kavramı üzerine (2)

Devamını Oku
01.05.2017
Kültürde ‘Geri Kalan’ kavramı üzerine (1)

Kültürde ‘Geri Kalan’ kavramı üzerine (1)

Devamını Oku
24.04.2017
Sermet Yeşil’den barış çağrıları…

Sermet Yeşil’den barış çağrıları…

Devamını Oku
17.04.2017
‘Evet’ ile ‘Hayır’ arasında bir sahaf turu …

‘Evet’ ile ‘Hayır’ arasında bir sahaf turu …

Devamını Oku
10.04.2017
Bir tiyatro açmak…

Bir tiyatro açmak…

Devamını Oku
03.04.2017
Tiyatron, düşleyebildiğin kadardır…

Tiyatron, düşleyebildiğin kadardır…

Devamını Oku
27.03.2017
‘Acil’de sabah saatleri…

‘Acil’de sabah saatleri…

Devamını Oku
20.03.2017
‘Belki biraz sevgi verebilirsin …’

‘Belki biraz sevgi verebilirsin …’

Devamını Oku
13.03.2017
Müjdat Gezen’in yaktığı göz ışıkları...

Müjdat Gezen’in yaktığı göz ışıkları...

Devamını Oku
27.02.2017
Kirletilmemiş bir zaman parçası aramak…

Kirletilmemiş bir zaman parçası aramak…

Devamını Oku
20.02.2017
Kediler tekin değildir…

Kediler tekin değildir…

Devamını Oku
13.02.2017
Onat Kutlar’ın düşündürdükleri...

Onat Kutlar’ın düşündürdükleri...

Devamını Oku
06.02.2017
Engin Cezzar da yok artık!

Engin Cezzar da yok artık!

Devamını Oku
30.01.2017
Çevirmenin yalnızlığı…

Çevirmenin yalnızlığı…

Devamını Oku
23.01.2017
Erhan Ünal, Köy Enstitüleri ve ‘küresel finans oligarşisi’ (2)

Erhan Ünal, Köy Enstitüleri ve ‘küresel finans oligarşisi’ (2)

Devamını Oku
16.01.2017
Erhan Ünal, Köy Enstitüleri ve ‘Küresel Finans Oligarşisi’ (1)

Erhan Ünal, Köy Enstitüleri ve ‘Küresel Finans Oligarşisi’ (1)

Devamını Oku
09.01.2017
Ressam Sadi Bey’in Son Tablosu…

Ressam Sadi Bey’in Son Tablosu…

Devamını Oku
02.01.2017
Bir aydın: Bertan Onaran

Bir aydın: Bertan Onaran

Devamını Oku
26.12.2016
İçimden yine tarih yazmak geldi de…

İçimden yine tarih yazmak geldi de…

Devamını Oku
19.12.2016
‘Ben’in sorumluluğu (2)

‘Ben’in sorumluluğu (2)

Devamını Oku
12.12.2016
‘Ben’in sorumluluğu -1

‘Ben’in sorumluluğu -1

Devamını Oku
05.12.2016
Bendeki Fidel Castro…

Bendeki Fidel Castro…

Devamını Oku
28.11.2016
Ataol’un çocukları...

Ataol’un çocukları...

Devamını Oku
21.11.2016
Cumhuriyetin çizgileri…

Cumhuriyetin çizgileri…

Devamını Oku
14.11.2016
Şu uğursuz ‘Biz, olduk!’ C yanılsaması (2)

Şu uğursuz ‘Biz, olduk!’ C yanılsaması (2)

Devamını Oku
07.11.2016
Şu uğursuz ‘Biz, olduk!’ yanılsaması…

Şu uğursuz ‘Biz, olduk!’ yanılsaması…

Devamını Oku
31.10.2016
‘Hiç kimsenin kenti’nde yaşamak…

‘Hiç kimsenin kenti’nde yaşamak…

Devamını Oku
24.10.2016
Akademisyenlik üzerine bir tartışma...

Akademisyenlik üzerine bir tartışma...

Devamını Oku
17.10.2016
Göçmüş bir kültürün simgesi: Giovanni Scognamillo

Göçmüş bir kültürün simgesi: Giovanni Scognamillo

Devamını Oku
10.10.2016
‘Fırıldaklar Festivali’ne hoş geldiniz!

‘Fırıldaklar Festivali’ne hoş geldiniz!

Devamını Oku
03.10.2016
Deneme üzerine birkaç not…

Deneme üzerine birkaç not…

Devamını Oku
26.09.2016
Evet, Tarık Akan da Türkiye’dir…

Evet, Tarık Akan da Türkiye’dir…

Devamını Oku
19.09.2016
Gündüz Vassaf’tan yarına atıflar...

Gündüz Vassaf’tan yarına atıflar...

Devamını Oku
12.09.2016
‘Paylaşılmış yalnızlık’lara sığınmak…

‘Paylaşılmış yalnızlık’lara sığınmak…

Devamını Oku
05.09.2016
Bir kez daha: Anayasa kültürü…

Bir kez daha: Anayasa kültürü…

Devamını Oku
29.08.2016
Sorun ‘Avrupalılık’ değil, uygar olmak...

Sorun ‘Avrupalılık’ değil, uygar olmak...

Devamını Oku
22.08.2016
Biz nasıl bu kadar cahil kalabildik?

Biz nasıl bu kadar cahil kalabildik?

Devamını Oku
15.08.2016