Dilo dilo yaylalar...

08 Nisan 2018 Pazar

O pop-politikacı şöyle demişti: “Siyasetin yarısı ilim, yarısı filmdir. İlim yanını danışmanlarım, film tarafını ben hallederim!”

***

Sayın Cumhurbaşkanımız gayr-i kabili kıyas bir siyasetçi. Misl-i menendi zaten yok. Ama hiç kimseye müdanası da! Her işi kendisi hallediyor. (Ah bir de at binebilse!)
Arada yanlışlar da yapıyor. Hatasız kul olmaz.
Hele cumhurbaşkanı hiç olmaz! (Ama oldu bir kere!)

***

“Başkomutanlık cicileri”ni giyip seçmece sanatçılarla sahne aldı. Ve “Yaylalar..” türküsü eşliğinde askeriyle ve sanatçısıyla yarattığı çoğulcu ve demokratik kompozisyon, seyri ömre bedel bir hadisedir. Allah bu millete, tekrarını seyretmeyi bir daha nasip etmez inşallah!
Bu tarihi sahnede yer alamayan birçok sanatçımız çok üzüldü.
Tuhaf biçimde Anamuhalefet Liderimiz ise bu sahneye çok kızmış. AKP’liler onun için kıskandığını söylüyorlar. (Herhalde kıskansa, bir danışmanı da ona emekli bir yedek subay üniforması yaptırmasını ve Tunceli’ye bir jandarma karakolu teftişine gitmesini önerirdi. Çünkü halen geçerli olan resmi devlet protokolünde Kemal Bey’in yeri ve mevkii başbakanın hemen yanıdır!)
Ama bilmek zor. Klarnete “zurna” muamelesi yapılmasına mı kızdı, yoksa askerlik yaptığı dönemdeki “Yaylalar..”ın sansürlü söylenmesine mi? Ayrı yerlerde ama aynı dönemde askerlik yapmıştık. Özgün “Yaylalar”ın en sevilen bölümü şöyle idi:
“Ayın önünde yıldız / Nerden gelirsen baldız / Dilo dilo yaylalar... / Sen git de ablan gelsin / Yaylalar yaylalar / Duramirem yalınız / Dilo dilo yaylalar”

***

Tayyip Bey hiçbir kesimi boş bırakmıyor: Askerlik yapmış erkek seçmenin anılarını tazelerken, tutucu çevrelerin hassasiyetlerini de hesaba katıyor.
Sanatçılar arasında Bülent Ersoy’un olmaması belki de bundan. Eğer öyleyse çok ayıp. Zaten aynı yanlış, “Akil Adamlar Listesi”nde yapılmıştı. (Belli ki kendisi adam sayılmadığı için listeye dahil edilmemişti. Ahı tuttu. Sürecin cılkı çıktı!)

***

Ünlü film yapımcısı Türker İnanoğlu dün bir haber sitesine açıklamış:
“Bülent kadın olmasaydı, bugün daha tepede olurdu.”
Oysa Ersoy “Diva” unvanı ile anılıyor! Latince “divus” (ilahi) sözcüğünden türeme “Operada Sesin İlahesi” demek. İnanoğlu’na göre demek ki Tayyip Bey’in listesi daha da ilahi bir yükseklikte.
Engin müktesebatı, zengin repertuvarıyla ve kendi deyimiyle “mükemmelin de fevkiinde” bir sanatçımızdır. Cumhuriyet’in rahmetli genel yayın müdürü Oktay Kurtböke’nin talimatıyla (14 Nisan 1986) Londra’da Charing Cross Hospital’de “bu kez kadın olarak dünyaya gelen” Bülent Ersoy’un ameliyatını ve sonrasını izlemiştim.
12 Eylül 1980 darbesi generallerine meydan okudu. Hem de cumhurbaşkanı ve başbakanlarla kıyaslanacak bir süre hapislerde yattı. Siyaset yasağı gibi, ona da sahne yasağı uygulandı. Suçu aşağı yukarı aynıydı:
“Müesses nizama meydan okuma!”
14 Ağustos 1986 tarihli Cumhuriyet’in manşeti şöyleydi:
“Gün gelir savunma hakkı herkese lazım olur! Beni mahkûm etmek için elden geleni yaptılar.. (..) Bugün bana yasak olan yarın başkalarına da olabilir. Hukuk guguk olursa, bir gün guguk kuşları benim kafam gibi, gün gelir başkalarının kafasına da konabilir.” (O konmak yerine başka bir sözcük kullandı. Bu defa biz sansürledik.)
Bugün bu sözleri bugünkü Cumhurbaşkanı’na söyleyecek kaç ana-yiğit çıkar?

***

Bülent Ersoy’un Afrin listesi dışında bırakılmasının nedeni, baskı döneminde verdiği bu keskin ve gözü kara mücadele değildir umarız.
Onun türünde opera şarkıları ve aryalar söyleyebilen benzeri bir sanat fenomenimiz hiç yoktur. Bunu Devlet Opera ve Balesi’ne koro metinleri ve libretto da yazmış bir gazeteci olarak naçizane, Taksim’e opera binası yaptırmayı hayat amacı belleyen Cumhurbaşkanımızın dikkatine arzediyorum.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Tanrı’ya bin şükür! 15 Aralık 2024
Hasetle hasretle Demirel 8 Aralık 2024

Günün Köşe Yazıları