Yabancı ülkelerde cumhurbaşkanını büyükelçiler temsil eder. 

Faiz sebep, enflasyon netice, “vahyi” her şeyi ters çevirdi.

Cumhurbaşkanı, artık Prag Büyükelçisi’ni temsil ediyor ki Bakara Suresi’ni siyasetin gündemine bu kez Reyiz soktu.

Kuran’ın bu en uzun, en kapsamlı suresini makaraya alan Egemen Bağış’ı niçin devletin temsilcisi yaptığı da ortaya çıktı.

Amerikan Dışişleri Bakanlığı’nın bir dönem resmi tercüman - mihmandarı olan, Washington’ı ziyaret eden TBMM heyetlerine hizmet sunan Bağış o ünlü tweet’inde Bakara Suresi’ni değil, Fransızların bakara adlı iskambil oyununu kastettiğini söylemişti. 

Reyiz bu savunmanın doğruluğuna inanmış olmalı ki kendisini büyükelçi yaptı.

***

Bu kez Bakara Suresi’nin bir tefsirini de Reyiz’den öğrendik. 

Başkomutan olarak yönettiği ekonomik bağımsızlık savaşında halkımızın “korku, açlık ve mallardan, canlardan, ürünlerden biraz eksiltilerek imtihan edileceğini” Bakara Suresi üzerinden ilan etti.

Ve aradan çekiliverdi. 

Her saat eriyen TL yüzünden halkın zaten yamulduğunu bildiği için “Bu imtihana itiraz eden çarpılır!” demek gereği bile duymadı.

İkinci Dünya Savaşı’na girerken Churchill de İngiliz halkına, “Size kan, ter ve gözyaşından başka sunacak hiçbir şeyim yok” demişti. 

Savaşkan ve tarih yazan devlet adamları demek böyle oluyor.

***

Ankara’da gazetecilerin siyasetçilerin her yelpazeden ahbapları olur. Uzun yıllardır hukukumuz olan eski bakan - bürokratla bir kahve sohbeti için buluştuk. Lafa bodoslama girdi:

-Bu faiz savaşı bizim genel başkanın yeldeğirmenlerine karşı savaşıdır.

-Anlamadım. Tövbe tövbe, sen sayın Cumhurbaşkanı’na Don Kişot mu diyorsun?

-Evet ama yazasın diye söylemiyorum.

-Tayyip Bey’in ilk iki kabinesinde bakanlığını yaptın. Halen de partisinin üyesisin. Değil mi?

- Evet ama, başkabakanlığını, Meclis başkanlığını yapanlar bile neler diyor.

- Birader onlar yollarını ayırdılar. Başka partiye geçtiler. Hatta kendi partilerini kurdular.

-Neyse ne! Ekonominin tüm değişkenleri ve ülke gerçekleri dikkate alınmadan, sadece faizi süngü yaparak enflasyona hücum etmek Don Kişotluktur. 

-Hala Don kişot diyorsun.

-Evet diyorum. Adımı vermeden bile yazamazsın. Çünkü Saray’ın savcıları hakaret davası açarlar.

-Ne münasebet?! Don Kişot tarihin ünü yazarının ismini aşmış en idealist edebiyat kahramanıdır. Heykeli yapılmıştır. İncil’den sonra neredeyse dört yüz yıldır en çok okunan müstesna bir eserdir. Hem benim Reyiz’e muhabbetim yok ama husumetim de yok.

-Yok ama . TCK 299 var. Cumhurbaşkanına hakaret sayarlar.

Ne münasebet? Reyiz’in büyük saygı beslediği sevdiği merhum yazar Cemil Meriç “Don kişot olun!” diyor. Zira “tek hürmet ettiğim adamdır. Kaybedilmiş bir davanın bu kadar fedakâr bir kahramanı olabilir. Çünkü dünyayı öyle görmek ve inandırmak ihtiyacındadır.”

-Eee.

-Cemil Meriç’in fedakâr kahramanım diye övdüğü Don Kişot’a benzetilmek Reyiz’e hakaret sayılmaz.

***

Don Kişot için merhum yazarımız Oktay Akbal’a da göz atmak gerekir.

“Hangi düşçü, hangi duyan, anlayan kişi Don Kişot değil ki! Ama gerçek Don Kişot’larla sahtelerini karıştırmamalı. Kimi doğuştan Don Kişot’tur, kimi özenir olmaya.”(27.02.2005)

***

Don Kişot da kafasında yarattığı fantazyalar için savaşmıştır. 

Reyiz de dünyaya ve gerçeklere kulaklarını kapatarak yeldeğirmenleri gibi gördüğü faize saldırıyor.

Hiç değilse, bir de at üstünde durabilseydi. 

***

Don Kişot dört yüz asırlık bir kahraman. 

Üzerine yazılanlar kütüphanelerden, ekranlardan taşıyor. 

Alfred de Vigny (1797- 1863) Fransız şair oyun yazarı, Don Kişot’lara söyle sesleniyor:

“Alın yazısının seni çağırdığı tek yolda yap olanca gücünle uzun, ağır işini, sonra acı çek ve öl, sessizce, benim gibi.” Hayatın belki de tek gerçeği ölümden de önce umutsuzluktur. 

En iyi, en kurtarıcı yol, hiçbir umuda kapılmamaktır.

Reyiz keşke bu tek gerçeği görse, 2023 sevdasından vazgeçse ve  ömrü ahirinde kendi de rahat etse, millet de huzura kavuşsa.