“Faiz indir” saldırıları doları ve Avro’yu yeterince fırlattı.
Oysa elinde padişah fermanı yetkisi var. Devlete yani kendisine bağlı 3 tane de devlet bankası var. Madem faiz bütün kötülüklerin anası, iki satırlık bir KHK ile önce sen indirt gitsin o üç bankanın verdiği faizleri.
Ama yapamaz. Neden?
Şahsi ve ailevi tasarrufları dolarda diyenler var!
28 Ağustos 2014’te YSK’ye verdiği mal bildiriminde, Al Baraka Bank’ta 200 bin $ mevduatı olduğunu kendisi beyan etmişti. (Baraka, Arapça “bereket” demek. Allah bereket versin!)
O günlerde dolar 2.15 TL idi.
Şimdi 4.60-4.90 TL arası gidip geliyor.
Yani, faiz - döviz savaşında, dolar sahipleri yüzde 100 kazançlı.
Tayyip Bey, belki de “ince ince” eriyen oylarındaki açığı dövizden milyonlar vuranların desteğiyle kapatacaktır.
***
Herkesin hesabı kendine.
“Faiz insin!” diye verdiği mücadeleyi “Kadın cinayetleri dursun!” yolunda yürütseydi, şimdi yüzlerce kadın yurttaşımız hayatta olacaktı!”
Nereden mi bu hesap?
Başbakanlığı’nın ilk döneminde “Siyaset hayat kurtarmaktır(!)” diyordu da ondan. (O günlerde “RTErdoğan” adlı bir sitesi vardı, orada!)
Daha önce de yazmıştık:
Çocukluğunda simit sattığını ve simit satan arkadaşlarından daha çok kâr ettiğini anlatıyor ve “sırrını” da şöyle açıklıyordu:
“Çok ucuza aldığım bayat simitleri annemin yardımıyla evde sobadaki tencerenin buharından geçiriyor ve yumuşatıyordum. Sonra da sobada çıtır hale getirip satıyordum.”
Çıtayı yükseltip “Asrın Liderliği”ne, “Ümmet’in Önderliği”ne yönelince belli ki danışmanları bu anıları “fazla samimi” sayıp buharlaştırmaya karar verdiler!
***
Alman Anayasası şöyle başlıyor:
“Tanrı ve insanlar karşısındaki sorumluluğunun bilincinde olan (....) bu anayasa, bütün Alman milleti için geçerlidir.”
“Insan Onur ve Haysiyetinin Korunması
Md- 1: - Insanın onuru ve haysiyeti dokunulmazdır. Tüm devlet erki, ona saygı göstermek ve onu korumakla yükümlüdür.”
Md. 2/son: - Cinsiyeti, soyu, ırkı, dili, yurdu ve kökeni, inancı, dini veya siyasi görüşleri dolayısıyla hiç kimse mağdur edilemez ve hiç kimseye imtiyaz tanınamaz.”
***
“Alman Anayasası’ndan bize ne?”
Maalesef, bunu diyemeyiz:
Bu ülkede yaşayan 4 milyon dolayındaki insanımızın huzuru, esenliği ve yazgısı o anayasaya bağlı.
Dahası, Tayyip Bey bu ülkede ve öteki AB ülkelerinde kampanya yapmak istiyor.
Başta bizim iktidar ricalimiz ile bu ülkede toplumsal, ticari ve kültürel bağı olan milyonlarca TC yurttaşı için Alman Anayasası en büyük güvence.
***
Keşke bizim anayasada da “cumhurbaşkanı dokunulmazlığı” yerine “Insan onur ve haysiyetinin dokunulmazlığı” hükmü yer alsaydı da onur ve haysiyet Saray’da - külliyede aranmasaydı.
***
Alman basınında birkaç yıl önce, Erdoğan’ı bir köpek kulübesinde zincire vurulmuş gösteren, rezil bir karikatür yayımlandı.
Cumhurbaşkanları her ülke için, toplumsal kanaatten bağımsız olarak, dışarıda o ülkenin onur ve haysiyetini temsil ederler.
O günlerde olayı kınamıştık. Türk milletinin onur ve haysiyetine saldırılmıştı. Bu saldırıyı da önce Alman devlet ve hükümet başkanlarının kınaması gerekiyordu.
Kimse oralı olmadı. “Ifade özgürlüğü” denilip geçildi.
Bir üzüntü veya teessüf ifade edilmedi.
Ifade özgürlüğü elbette demokrasinin önkoşulu.
Ama hukukun temeli de insan ve insan onurudur.
Almanların 1. maddeye ifade özgürlüğünü değil, “insan onurunun korunmasını” koymaları bundandır.
Ama herhalde “Insan onur ve haysiyetinin dokunulmazlığını” Almanlar kendileri için yazmışlar.
Md. 2’ye “Din, dil, ırk ve siyasal görüşleri dolayısıyla ‘hiç kimse’ mağdur edilemez” ibaresini de usulen eklemişler.
Türkiye Cumhurbaşkanı, Almanların gözünde demek ki ‘hiç kimse’ bile sayılmıyor.
Solingen’den itibaren yakılan, katledilen, Türkler için güvence olmayan anayasa ne yazık ki bu ülkede seçim toplantısı düzenlemek isteyen bizim iktidar partisi için de teminat olamıyor!
Çünkü Almanlar, anayasalarına en baştan kırmızı çizgiyi çekmişler
“Bu anayasa bütün Alman milleti için geçerlidir.”
***
Üç pazar sonra sandığa gideceğiz.
“Millet Ittifakı”nın seçimi kazanması ve “Bütün Türk milleti” için geçerli bir anayasa yapması Tayyip ve Bey’lerin de kurtuluşu olacaktır.
