Muvaffak ittifak...

25 Şubat 2018 Pazar

Ankara’daki yabancı diplomatlarla yabancı muhabirler Türkçe öğrenmeye çok heveslidirler.
En büyük zorlukları ise eski deyimler, sözcüklerdir. Şimdilerde dillerine malum sözcüğü dolamışlar. Aralarında tane tane ve son heceye vurgu yaparak tekrarlayıp duruyorlar:
İt- ti- fak!
Türkçeye ilgisiz, dalgacı meslektaşları da, ekşi sözlük’e bile girmiş meşhur Londralı emlakçı fıkrasıyla onlarla dalga geçiyorlar:.
“Muvaffak, bu mutfak, çok ufak!” diye fısıldayan eşe, emlakçının sorduğu “Bu faklı- fuklu dil hangi dil” sorusunu yineliyorlar. (“Fak”, bilenin malumudur. Bizde mahkeme tutanaklarına “sin-kaf” diye geçen ve +18 Amerikan filmlerindeki “bip’lenen” küfür..)

***

İttifak, aslında devletler arasındadır. Taraflara da “müttefik” deniyor. En acı ittifak örneğini de bizim tarih kitapları verir: “1. Dünya Savaşı’nda İttifak Devletleri yenildiği için biz de yenilmiş sayıldık!
Yani her ittifak kurtuluş değildir. Bazen felaket de getirebiliyor!

***

Bizim “Stratejik müttefik”in Afrin’de terörizme yardım ve yataklık yaptığı ortaya çıkınca, bizim Başkomutan da, Amerikan Devleti’nin yerine Devlet Bey’i ikame etti!
“İttifak” ateşten gömlek. Devletler bile bu oyunda zorlanıyor. Tayyip Bey, Külliyesi’ni külliyen kaybetme, Devlet Bey ise adının ağırlığı altında ezilip daha yaygın bir isim olan “Muhtar”lık tehlikesi altında.
Oysa kendisi doçenttir. (Hep sağlık ve afiyet dilediğimiz Deniz Baykal da, benzetmek gibi olmasın, doçenttir.) Devlet Bey’in 40 sene önce yazdığı tezinin konusu “Türk Ekonomisinde Yapı Değişikliği” imiş..
Tayyip Bey “Yardımcı Doç.” unvanını kaldırtı. Bu biraz da Devlet Bey’e karşı bir stratejik hamleydi! Belli ki onu “Türk Siyasetinde Yapı Değişikliği” diye deneysel bir tez yazıp oynatmaya zorluyor. Devlet Bey de buna dünden razı. İttifaktan yenik çıksa bile, 70’inden sonra “Prof.” unvanına kavuşmuş olacak. Vin - vin yani!.

***

İktidarının ilk on yılında koalisyonlara lanet okuyan Erdoğan meğer gizli tansiyon gibi, “gizli koalisyon hastası” imiş.
Ruhunu şeytana satmış Fethullah ile “sehven!” koalisyon kurarak başladığı devlet hayatına Has Parti’nin “ince sazNuman’ı ve Demokrat Parti’nin “küfürbazSüleyman’ı ile yola devam ediyor.
Bir ara bu koalisyona, “AKP’nin nesi yerli ve milli; bu parti Bizans kadar bile yerli değil! Hem lideri de Yüce Divanlık!” diyen MHP’li Tuğrul Türkeş’i de ekledi. Öteki ikili gibi Türkeş’in küfürden de ağır sözlerini sineye çekmekle kalmadı, onu da başbakan yardımcısı yaptı. Şimdi sıra belli ki daha da ağırlarını söyleyen Devlet Bey’de.
Neden mi “Gizli koalisyon hastası” olduğu için belki de!..
Yine de onun “Ergenekon’un savcısıyım!” demesini de, kendisini “BOP’un Eşbaşkanı” ilan etmesini de “Stratejik Müttefik”in kalleşliğine bağlamalıyız.
Gerçi henüz bir tepede ve doru bir kısrak üstünde, göğsümüzü kabartacak bir fotoğraf veremedi ise de kendisi neticeten başkomutanımız..
Ayrıca ülkemizin kahraman evlatları da haftalardır, vatanımızın bekası için canlarını hiçe sayarak çetin bir savaşın içinde....
Denecek ki Başkomutan, “makamzede” olma korkusu çeken bir başka parti lideri ile kafa kafaya verip “verilmemiş oylarlar seçimi nasıl kazanırız?” derdine düşmüş ise bu yazılır. (Aslında Erdoğan, ağzının tadını biliyor. 2002 seçimlerinin tadı damağında kalmış. Yüzde 34.4 oy alıp (seçmenin 1/3’ü) ile, Meclis’in 2/3’ü ele geçirmiş, yani 365 vekillik kazanmıştı.) Bunları yazmak da bir vatan hizmeti!.
Elbette bu da doğru.
Ama bendeniz gibi mesleğe 1971 darbesi döneminde başlayanlara belletilen başka bir doğru da şu:
Oğlum elbette hep doğruyu yazacaksın. Ama bu ülkede her doğruyu yazmanın bir zamanı var!”
(En son “Ananı al git!” dediği çiftçinin anasının öldügünü öğrenince, “Çok şükür Azrail aldı gitti de kadıncağız canını kurtardı!” diye yazdık. 4 yıla kadar mahkûmiyet talebiyle adliyeyi boylamıştık!)
İttifak muvaffak” olursa doğruyu yazmanın, hele hele okumanın zamanı hiç, ama hiçbir zaman gelmeyecek!



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Erdoğannâme... 14 Nisan 2024
At binenin 7 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları