Pembe meyiller..

13 Mart 2022 Pazar

Politikamız külhanidir.

Kafa tutar. Kostak yürür. Tespih çeker. 

Arada ya “Eyy” der ya da “İttirin!” çeker. 

Kadınların tutunamayışı, siyasetin bir erkek itiş kakışı olmasından..

Bir de sigara, rakı, kebap ve ter kokmasındandır.

Hoşgörü, zarafet ve mizah eksiktir. 

Tansu Hanım, 1990’ların başında tüm bunlara meydan okudu.

İlk ve son kadın başbakanımız olmakla kalmadı.

İlk başbakan yardımcımız, ilk Hazine bakanımız ve unutuldu ama ilk dışişleri bakanımız bile oldu.

Ve Reyiz şu sıralar rekor kırmaz ise yakın tarihin en ağır ekonomik krizinin başkahramanı oldu. (Faili meçhul cinayetlerde kırılan rekor başka yazıya.)

*

Nüfus kâğıdına “n” ile yazıldığı için mi nedir pembe adını kullanmayı sevmedi. 

Yine de hayatı boyunca pembe hayallerinden de hiç vazgeçmedi.

Hâlâ bir Boğaziçi hanımı. Yeniköy’de yalıda oturur. 

Kapısında ömür boyu emrine tahsisli zırhlı Mercedes makam aracı. Düzine ile koruma ve diplomatik pasaport.

*

Ve geçen hafta aniden..

Döküp zülfünü meydana, sürüp atını ferzana, alıp dairesini hengâme geleceğini ilan ediverdi:

Ben milletimi özledim. Dünyanın nelere meyillendiğini gördükçe, ben de artık milletime bir şeyler vermek istiyorum.” 

Bu demektir ki..

Var olmanın dayanılmaz hafifliğinin malda mülkte, yalıda yatta değil, sadece ve sadece devletin en tepe noktalarında saltanat sürerek hissedilebileceğine hükmetti. 

Nasıl olsa kaybedecek bir şeyi de yok. 

Belki de ona ilham ve özgüven veren pembe hayallere meyillendiren, “Tayyip Bey’den daha kötü yönetecek değilim ya?!” düşüncesi oldu. 

Yale’de iktisat okuyan ve Boğaziçi’nde yıllarca ekonomi okutan kendisi.

Ve 5 Nisan kararları ile T.C. ekonomisini karaya vurdurma deneyimi de var.

*

Millet İttifakı’nın parlamenter demokrasiye döneceğiz vaadinin “millete ihanet” olduğunu ilan ederek ilk çıkışını yaptı. 

Oysa “ihanet” lafının patenti Bahçeli’de. 

Daha fiyakalı bir açıklama yakışırdı kendisine:

Parlamenter demokrasi, elmadan söz etmek üzere meclise dolup da ayvayı anlatmaya yönelen armutların rejimidir” falan deseydi keşke.

Pahalılıktan yanına zor varılan meyveye işaret etmekle kalmaz, muhaliflere hanım hanımcık hakaret de etmiş olurdu. 

*

Gerçi başbakan iken gafları ile dalga geçenlere hiç kulak asmadı. 

Kadınlarımız işsizleştirildi” diyeceğine, “İşsizlerimiz kadınlaştırıldı” demeye devam etti örneğin. 

Meclis kürsüsünde “Mesut Yılmaz istikrarsız” diyecekti ki ağzından “Mesut Yılmaz iktidarsızdır” çıktı. 

Ama Mesut Bey “Sataşma var!” diye söz istemedi.

Ne yazık ki muhalefet artık o kadar hoşgörülü değil.

*

Süleyman Demirel,DYP köylü partisi” eleştirilerine son vermek için elinden tutup 1991’de milletvekili ve ardından da Hazine bakanı yapmıştı. 

Lahuri şalları, lepiska saçları ve İngilizce düşünüp Türkçe kurduğu cümleleri ile kolayca gündem oluyordu. 

Gözleri ışıltılı Bakan Nebati’nin makamına atandığı günlerde idi. Popülerliği içte dışta tavan yapmıştı. 

“Efendim, günün birinde başbakan olmayı düşünüyor musunuz?”

Mustafa Balbay’ın fısıldadığı müjdeden sonra Büyük Türkiye Partisi’nin başına geçerse kendisine sorulacak soru bellidir:

“Efedim cumhurbaşkanı olmayı düşünüyor musunuz?”

Başbakan olmayı düşünüyor musunuz”a yanıtına bakıp devamını yazabiliriz:

Milletin takdiri. Ama benim böyle bir şeyim yok.”

Şeyi”iniz yoksa bu çıkışlar niye?

*

Yeni kuşakların tanıması gerektiği yazılıp çiziliyor.

1990’ların başındaki bir yazımızdan birkaç satır gençlere bir fikir verebilir belki:

- Kilosu hep sınırın biraz altındadır. Keşke enflasyonu da o hizaya indirebilse...

(Ama kilo gibi, enflasyon da bir defa çıktı mı inmesi hayal)

  • Kural bozmasıyla övünür. Evlenen kadın kocasının soyadını alır kuralını bozdu.
  • Kendi soyadını eşi Özer Bey’e verip onun Uçuran olan soyadını uçurdu.
  • Hızla, asistan, doktor, doçent, profesör oldu. Sonra da para kazanmaya yöneldi. Babasının toprağa sağlam basmak öğüdünü araziye yatırım olarak uyguladı.

* Hazine arazileri, ABD’deki oteller vs. çok yazıldı çizildi. 

Ama..

Geçmişe mazi yenmişe kuzu denir.

Yine de, onca deneyim ve birikimi ile “Milleti özledim!” diyorsa elbette bir hikmeti vardır. 

Bekleyelim. 

Hiç değilse..

Cumhur’un gündemi Reyiz ile Bahçeli’ye hükümlü olmaktan kurtulacak.

Bu da az bir şey değil.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

5’in 5’i yoktur eşi 5 Mayıs 2024
Gerçeğin demine Hu 28 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları