T.C’nin, TL’nin kıymeti harbiyesi

24 Ekim 2021 Pazar

Reyiz’in insan olma mücadelesi de çok enteresan.

Yol, tünel, köprü, cami, hastane açılışında tekrarlayıp duruyor:

İnsan ölür kalır eseri, eşek ölür kalır semeri!

Estağfurullah. 

İnsanlığını kanıtlamak için pahalı bir yol seçmiş görünüyor.

El kesesinden ağalık” diye bir sözümüz, bir de “El kesesinden sultanım, develer olsun kurbanım!” diye atasözümüz. 

Keşke, kurban olan deve olsa..

Milletin cebindeki “TL”ler deve oluyor.

En değersiz paralar liginde, dünya şampiyonu olmak üzereyiz.

*

1567 sayılı Türk Parasının Kıymetini Koruma Kanunu diye bir yasamız var.

Eser bırakmak” uğruna bu yasa, “döviz garantili anlaşmalar” ile delik deşik.

Anayasayı zaten ve bizzat mahkeme çiğneyip duruyor. “Seçilmiş partili cumhurreisi”nin lafı mı olur!?

T.C. vatandaşlığı haraç mezat pazarlanırken TL’nin kıymeti mi sorgulanır?

Havaalanında reklam panolarındaki “vatandaşlık satışı”na alışmıştık. 

Şimdi de “satılık emlak” reklamlarında “T.C. vatandaşı olmaya uygun daireler”..

Hayatımızın olağan akışına dahil etmediğimiz bir eksiğimiz de tamam.

Dileyelim “vatandaşlık satışı” demirbaş korkumuz olan “vatanın satılması”ndan bir önceki aşama olarak kalsın. 

*

Konut alana bonus olarak T.C. vatandaşlığı projesi 2017’de başlatıldı. Amaç belli ki bir taşla birkaç kuş vurmaktı:

- Halkımıza, T.C. vatandaşlığının çok kıymetli bir “şey” olduğu gösterilecek.

- Vatandaşlık bekleyen Suriyeli sığınmacılara ise “Yok öyle üç kuruşa beş köfte!” mesajı verilecekti. 

Ama asıl mesaj Avrupalı turistlere idi:

Vatandaşlığı bile 2 milyon dolar eden ülkede üç beş yüz dolara tatil büyük nimettir!

*

Satılık vatandaşlık” bütçe açlığını ve açığını kapatamadı. 

Şimdi 250 bin dolara indirildi.

Hayırlı müşteriler.

*

Şehir hastaneleri ve şehir dışı hapishane inşaatları da tam gaz.

İktidarın laçka pandemik tutumu ve aşı karşıtlarına gösterilen “hoşgörü” sayesinde “hasta garantileri” boşa çıkmayacak.

Mahkûm garantisi” ise iktidara müzahir savcılarımız sayesinde “amacına” uygun gelişecektir.

Nüfus artışımızdan daha yüksek bir “tutuklama oranı”na sahibiz. 

Fiili toplam mahpus sayımız 30 dolayındaki devletin tek tek nüfusundan daha fazla.

Yargılanmadan suçlu ilan edilen bazı “mahpuslar” ise bir tür “mahkûm garantisi” verildiğinin de işareti.

*

Hiç hız kesmeyen dikenli bir konu da cami inşaatları.

Her yıl yüzlerce cami yapılıyor. 

Diyanet istatistikleri, cami sayısı binin üzerinde olan 50 ilimizin olduğunu açıklıyor. 

Cami inşaatlarında “cemaat garantisi” aranmıyor.

Aransa yanmıştık.

Bu konuları sual edenler şeytanlaştırılıyor. 

Başekonomistimizin talimatı ile belli ki camiler “Her arz, kendi talebini yaratır” ilkesine göre inşa ediliyor.

Ne yazık ki her arz, kendi talebini yaratamıyor.

(İnanmayan sevabına bir gün Çamlıca Camii’ne sabah namazına gitsin. Mihrabın önündeki ilk safın bile dolmadığına tanıklık etsin. İki rekât sünnet - iki rekât farzı kılıp duasını etsin çıksın.)

*

İktidar, cemaat talebi yaratmanın tek enstrümanı olarak belli ki “binlerce vat gücündeki ezan hoparlörünü” görüyor.

Ne yazık ki yüksek “volüm”, “mekanize ses”, makamına ve adabına göre okunmayan ezan, namaza yapılan bu ilahi çağrının uhrevi havasını yok ediyor.

*

Mevzuat, alkollü içki satış noktalarının cami ve mabetlere, okullara en az 100 metre uzaklıkta olmasını öngörüyor.

Beyoğlu Çiçek Pasajı ile Balık Pazarı’nda birçok lokanta var. 

Çoğu da içki ruhsatlı. Ruhsatları yıllar önce alınmış, zira cami, mabet ve okullar için görülen mesafeye uygun konumdalar. 

Tam Balık Pazarı’nın orta yerindeki bir hanın üst katında sonradan bir mescit hizmete açılmış. 

Esnafın anlattığına göre, han öteden beri hava karardıktan sonra mescit ile birlikte kapatılıyor. 

Ancak yeni bir uygulama başlamış, yatsı ezanı sırasında, kapalı olan mescidin hoparlörü, Taksim’de yeni yapılan görkemli caminin hoparlörüne bağlanıyor. 

Yorum yok.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Erdoğannâme... 14 Nisan 2024
At binenin 7 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları