Virüs muamelesi...

22 Mart 2020 Pazar

“Dünya lideri” ile tövbe tövbe, sıkar elbet. (TCK: 299. 5 yıl!)

Ama bu unvanı dalgaya almaya kalkan münafıklarla doya doya dalga geçebilirsiniz.

Trump melunu, Merkel haspası, Macron moronu, henüz “pandemi”nin p’sini, ağzına almamışken, Sayın Reyiz’in, bu unvanın hakkını şahsen verdiği belgelendi.

Ve dünya âleme ibret, “Küresel salgın geliyor - Dikkat!” diye, tam 11.5 ay önce özel bir genelge yayımladığı ortaya çıktı:

“CUMHURBAŞKANLIĞI GENELGE 2019/5

Tarih 12 Nisan 2019

“‘(...)Virüslerin genetik yapısında meydana gelen değişikliklere bağlı, yeni tipte bir influenza virüsü ortaya çıkabilmekte ve insandan insana kolayca geçiş yapabilmektedir.

Bu pandemi (küresel salgın) döneminde herhangi bir aksaklığa yol açmamak için gerekli tedbirler alınacak ve ‘Pandemik İnfluenza Ulusla Hazırlık Planı’ (..) ile Sağlık Bakanlığı teşkilatlarında her türlü destek bütün kamu kurumlarınca ivedilikle sağlanacaktır.

Bilgilerini ve gereğini rica ederim.

Recep Tayyip Erdoğan”

***

Çok zor günlerden geçiyoruz

Korona taç demekmiş.

Çok şükür, bizde taç geleneği yok.

Ama Reyiz, şimdilik, ülkemizin başının tacı.

Dileyelim o da bunun farkında olsun.

Her fırsatta gençlere sunduğu dindarlık ve kindarlık rol modelliğine hiç değilse biraz ara versin.

Dünya tıp öğrencilerini, emekli doktorları ve hemşireleri bile göreve çağrılırken

Reyiz ne yazık ki başkanlık ettiği “virüs toplantısı”na, muhalefeti geçtik, Türk Tabipleri Birliği’ne bile mikrop muamelesi yaptı. Toplantıya almadı.

Acaba neden?

İtirazı TTB’nin Türk’üne mi, Tabip’liğine mi Birliği’ne mi?

İnşallah sadece “Birliği”nedir!

Ama bu zihniyet ülkemiz için, koronadan daha az tehlikeli değildir.

Saray’ı dolduran danışmanlar arasından bir serdengeçti çıksa da keşke kendisine hatırlatsa!

***

Ev karantinasında vakit bol.

“Ağacı kesecek baltanın sapı ormandan alınır!” diye bir ayet - hadis bulur muyum diye internette eşinip duruyorsunuz.

“Kul, başkasında kınadığını yaşamadan, (yaşatmadan) ölmez!” diye bir hadise (Hz. Muhammed sözü) rastlıyorsunuz. (Bu hadisi Doğan Hızlan’ın bir sohbette Oktay Ekşi’ye de söylediğini anımsıyorsunuz, birden.)

Gözünüz bir yandan da WhatsApp’ta, Twitter’da akıp duran mesajlar da.

Hiç kimse mükemmel değil.

1968 Mülkiyelisi olduğu halde önce “Tayyipci” olup, sonra da nedamet getiren eski milletvekili de çok. Grup paylaşımında bunlardan biri şöyle yazmış:

“Bir daha bu CHP’liler camileri kapattı diyemeyeceğiz. Onlar harp zamanı birkaç cami kapatmıştı. Biz hepsini kapattık. Üstelik cumayı ve kandilleri bile yasakladık. Yarın meydanlarda CHP’liler, Allah’tan korkmadınız, virüsten korktunuz. Bütün camileri kapattınız, derse ne diyeceğiz?!”

Hadisler, inananlar, için bin yıllık gerçeği haykırır.

Koalisyonları lanetledi durdu.

Ama tek kişilik kıytırık partilerle, sonradan yanılıp af dileyeceği cemaatlerle bile koalisyonlar kurdu.

Bu arada nüfus kâğıtlarından “din” hanesini kaldırdı.

Zinayı da suç olmaktan çıkardı. CHP bunların istismarını hiç yapmadı.

Şimdi de sıra cami kapatmaya geldi. Aklı başında hiç kimse elbette buna karşı çıkamaz.

Ne diyelim, Allah çaresiz bırakmasın!

***

Maliyeti devlet sırrı, dünyaya nam salan ve halka gündelik maliyeti milyonlarca TL’lik Sarayı dururken, koronavirüs toplantısını neden Çankaya Köşkü’nde yaptı.

Saray’ı canından çok sevdiğinden ve hiç değilse orası steril kalsın diye olabilir mi?

Önceki gece sağlıkçılara alkış desteği vermek üzere Emine Hanım’la balkonda poz verdi.

Ama bizim okur işkilli. Sorup duruyor:

“Orası Saray balkonuna benzemiyor. Acaba, Saray virüs kapmasın diye başka yerde mi kalıyorlar?”



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Fuzuli takıntı... 29 Eylül 2024
Mehter adımıyla Viyana 22 Eylül 2024
Narinsiz yazı... 15 Eylül 2024

Günün Köşe Yazıları