İktidarının ilk yıllarında demokrasiye derin bağlılık gösterileri sergileyen AKP, bir zamanlar oy sandıkları önünde seçmene serenat yapardı:
- Ben sana mecburum!
Zamanla milli irade yerine getirilmesi bir formaliteye dönüşünce seçmene yönelik “Ben sana mecburum” ilanları da “Herkes bana mecbur!”a dönüştü.
Eskiden milli iradeye saygı AKP’nin demokrasi anlayışının kırmızı çizgisiyken, yerine getirilmesi gereken bir formaliteye dönüşünce de artık sandık gösterişten ibaret kalınca “sandığı ifsat” ile “sandığı iptal” yöntemleri ana davranış biçimleri oldu. Milli iradeyi yalan, hile ve fesat ile kandırmak demek olan sandığı ifsat, “sandığa ancak beni seçerse saygı duyarım” aşamasına geçince “sandığı iptal”e dönüştü. Bu gelişmeyi kavramayan, AKP’nin son günlerde İBB’ye müfettiş göndermesini ve milleti tehdit etmesini, kendisi için umarı olmayan bir seçime hazırlık girişimleri olarak nitelenmesindeki doğruluk payını anlayamaz.
***
AKP sandığı ifsadı (fesat ile zedeleme yolunu) daha önce de denemişti. İktidarın, her emrine amade tek yönlü cezalandırma aygıtı yargı, ülkenin tek başına her şeye kadirinin yönlendirmesiyle bu işlevi kusursuz yerine getirmektedir.
Ekrem İmamoğlu’nun karşısındaki büyük seçim yenilgisini içine sindiremeyen ve seçimlerde İstanbul’u kaybedenin Türkiye’yi de kaybedeceğinin bilincinde olan AKP, şimdi İBB’ye müfettişler göndererek burada yasaya aykırılıklar bulmak peşindedir ve bu girşimin normal bir işlem olduğunu ileri sürmektedir.
Oysa Türkiye gibi bütün normal demokratik denge ve denetleme mekanizmalarının iktidarın mutlak kontrolü altında olduğu ülkelerde normal sağlıklı teftişler (denetlemeler) yapılabilmesi mümkün değildir.
CHP’nin kazandığı son İstanbul yerel seçimlerinde hile yapıldığını kanıtlamak üzere “Hiçbir şey olmamışsa bile mutlaka bir şeyler olmuştur” savını ileri sürebilen bir görüşün sağlıklı teftiş yapabileceğini düşünenlerin sundukları “deliller” güvenilir olmasının yanı sıra bir sandığa aynı zarf içinde atılan oyların üçte birinin sahte, üçte ikisinin ise dürüst olabileceğine hükmedebilen bir yargının bağımsız ve adil olduğuna kim inanır?
AKP, kamuoyunun artık uyanmasına rağmen sandığı ifsat yönteminden vazgeçmemektedir.
Son zamanlarda sandığı ifsat yöntemi, artık çok aşikâr olduğundan tutmamaya başlamış, seçmen, gözündeki sürmeyi bile çekip almakta mahir, kanaat oluşturucuların oyunlarına karşı uyanık davranır olmuştur.
Sandığı ifsat girişimi tutmayıp ters tepince onun yerine sandığı iptal yöntemi getirilmiştir.
***
Düpedüz sandık sonuçlarını kabul etmeme yolunu tutarak açıkça tehdide başvurmanın caydırıcı etkisine bel bağlayan AKP şimdi muhalefeti kaba kuvvet kullanmakla tehdit etmektedir.
Şimdiye kadar, özellikle son anayasa referandumunda, yasal koşullara uymayan oy pusulalarının kabul edilerek, sandık kurallarının iptali yönteminin başarıyla uygulanmış olması, AKP’yi bu tehditlere başvurmaya daha da teşne kılmaktadır.
Sandığı gerek ifsat gerekse iptal yoluyla milli iradenin etkisizleştirilerek iktidarı ellerinde tutanların onu bırakmayacakları yönünde bir yılgınlık yaratmaya yönelik bu planların, içinde bulunduğumuz koşullarda, uygulanabilmesi güçten de öte imkânsızdır.
İktidarın geçmişte uyguladığı, şu anda da uygulamakta olduğu oyunlara karşı uyanık olmak tehditler karşısında sinmeden demokratik haklarını (zaten o yöne yatkın olduğunu davranışlarıyla da ortaya koymaktadır halk) kullanmakta kararlı muhalefetin, aynı zamanda olayları çığırından çıkarmakta usta kışkırtıcıların oyunlarına karşı uyanık olmasında da yarar var.
AKP seçime, seçimin koşullarını ifsat ya da iptal ettirerek hazırlanmaya çalışıyor.
Ama bu seçim ile sonuçlarından kaçmanın artık olanağı kalmamıştır.
