Seçimlerden sonra âdettir, yarışmanın muhasebesi yapılır. Savaşlardan sonra da aynıdır. Her şey tepeden tırnağa masaya yatırılır, en ufak ayrıntısına kadar irdelenir. Bu muhasebe kimin taçlandırılacağı, kimin cezalandırılacağını belirlemek için değil, bir daha aynı yanlışları yapmayıp daha başarılı sonuçlar almak için yapılır.

Yani amaç bağcı dövmek değil, üzüm yemektir.

2023 seçimlerinden yenik çıkan CHP için de böyle bir muhasebe zamanıdır. Gelişmiş demokrasilerde son yıllarda yerleşen bir âdet de yenilgi sırasında liderin istifasıdır. Bu konumda olan CHP genel başkanı istifaya pek niyeti olmadığından bu durum tartışmalara yol açmaktadır.

09.06.2023 tarihli yazıda Kemal Kılıçdaroğlu’nun istifasının neden zorunlu olmadığını gerekçeleriyle belirttim. Maksat bağcı dövmek değil, üzüm yemek olduğuna göre, yerel seçimler öncesinde yapılacak bir kurultayın partinin ikinci yüzyılına girdiği bir dönemde, programının, tüzüğünün yeni stratejisinin, örgütlenme modelinin, üye yapısının ve onunla ilişkilerinin, eğitim etkinliklerinin ve metotlarının seçim taktiklerinin tepeden tırnağa ele alınması konusunda en uygun fırsattır.

***

Yirmi yıldan fazladır iktidar görmemiş iki yıl önceki yerel seçimler dışında hiçbir yarışmada sandıktan galibiyet ile çıkamamış bir partide tepeden tırnağa bir revizyon şarttır. Kasım ayında toplanacak kurultay fırsatını kaçırmamak gerek. Bu defa yalnız, yeni yöneticilerin seçimiyle sınırlı kalmayacak A’dan Z’ye her hususu kapsayacak birkaç gün sürecek bir kurultay mutlaka gerçekleşmelidir.

Böyle bir kurultayın ana konusunu, yıllardır dillerden düşmeyen ama ne hikmetse bir türlü en ufak bir adım bile atılmayan partinin demokratikleştirilmesi oluşturacaktır.

Bu konu yıllardır öylesine çok konuşuldu ki artık ne yapılacağı konusunda herkesin bir fikri var. Şimdi bunların partinin en yüksek organında ele alınmasının zamanı gelmiştir. Partinin üye kayıt sisteminin gözden geçirilmesinin bu alandaki her reformun önkoşulu olduğu biliniyor. Ayrıca, böyle bir girişimin beklenilen sonuçları verebilmesi için “aktif üyeliğin” getirilmesinin de şart olduğunu en iyi bilenlerden birinin de daha önce bu kurumu yaşama geçirmeye çalışmış olan genel başkan olduğu herkesin malumudur.

CHP’de şu andan başlayarak herkes bu dev kurultaya hazırlanmalı ve CHP içine düştüğü ataletten kurtulacak hamlenin gerektirdiği büyük hazırlıklar için şimdiden kolları sıvamalıdır. Genel başkanın istifası, yeni genel başkan gibi sorunlar şimdinin değil kurultayın sorunudur. Genel başkan sorununun en büyük platformu gelecek büyük kurultaydır. Hatta denebilir ki genel başkan sorunu, gelecek büyük kurultayın sonunda kendiliğinden gündeme gelecek ve olayların doğal seyri içinde çözülecektir.

***

Böyle bir kurultay son zamanlarda CHP’ye musallat olmuş olan kavram kargaşası ve kimlik bunalımı sorununu da çözmek durumundadır. Aydınlanmacı, laik Cumhuriyet devriminin öncüsü CHP son zamanlarda devrimciliğinden ve laikliğinden özür diler bir konuma düşmüştür. Bu durum, CHP’nin potansiyel seçmenini kaygılandırmaktadır.

Oy olarak uzun süredir, yüzde 25 bandına sıkışmış olan CHP’nin dinbazların Cumhuriyetin kurumlarını teker teker ele geçirmeye koyulduğu bir dönemde, yorgun devrimci ve utangaç laik tavrını bırakıp, demokrasinin temel yapısını savunacak enerjik bir çizgiye kayması beklenirken daha dindar görünme kaygısı içine düştüğü görülüyor.

CHP ne yazık ki bunu hep yapıyor.

(Sürecek.)