Arif Kızılyalın

TFF yönetimi düşer mi?

23 Mayıs 2021 Pazar

1980’lerin başıydı. Cumhuriyet gazetesinin emekçileri, hafta sonları maç yaparlardı. Gazetenin servis minibüsüne doluşulur, İstanbul’da semt sahası aranırdı. Hilmi Türkay, Cengiz Kaptan, Halil Özer, İbrahim Yıldız, ilerleyen yıllarda Fatih Altaylı ile Hüseyin Onar as isimlerdi. Bir pazar sabahı yolumuz Kilyos’a düştü. Sarıyer’in sayfiye mahallesindeki toprak sahayı kiralamıştık. Takım 1 kişi eksik kaldı; sağda solda kimse yoktu. Sadece 13-14 yaşlarında çelimsiz, kıvırcık saçlı bir çocuk, “Abi ben kalede de oynarım” dedi. Keşke kaleye geçirmeyip ileri uca koysaymışız o çocuğu. Çünkü yıllar sonra sadece sol ayağı için destan yazılacak bir karakterle yolumuz kesişmiş Kilyos ayazında! Evet, o çocuk Sergen Yalçın. Beşiktaş’ı, hem ligde, hem kupada zafere ulaştıran Sergen Hoca. Ne diyelim, onunla aynı sahada maç yapmanın gururu da bize kaldı. Sergen Hoca’nın büyük emeği var. Resmen, olmayan parayla kadro mühendisliği mucizesine imza attı. Ghezzal’dan yıldız yarattı, Rosier’i Avrupa’nın en hızlı kanat oyuncusu yaptı. Para nedeniyle oynamayan Vida’yı ikna etti. Şampiyonlukta Kartal payı Sergen Hoca’nındır. Ve elbette ona kanat geren Başkan Ahmet Nur Çebi. Maddi konularda Sergen Hoca ve futbol takımının yüzünü yere baktırmadı. Hatta ödeme krizi doğacağı günlerde ailesine ait evleri ipotek ettirip kredi buldu, şahsi birikiminin ama hibe, ama borçla kulübün kullanımına sundu. Daha önemlisi de teknik direktörü, hakem hataları yüzünden MHK, TFF, PFDK ile atışırken, Kulüpler Birliği başkanlığına rağmen Sergen Yalçın’ın tarafını tuttu. Elbette zamanında çıkışlar yapan, Emre Kocadağ, Mesut Urgancılar, Adnan Dalgakıran ve Erol Kaynar’a da kocaman alkış! Şampiyonluğu averajla kaçıran G.Saray için de iki kelam etmek gerek ama, para sorunu çözülen Vida’nın yıldızlaşışı ve benzeri sorunlar nedeniyle küsen Feghouli karşılaştırması şampiyonluğun nasıl kaçtığının göstergesidir; eskilerin deyimiyle kılı döndüğü için en lazım olduğu son 2 maçta oynayamayan Falcao da konunun kenar süslemesidir.

Ve gelelim TFF’ye; yazının başlığına! Eğer hukuk devleti olsak, AİHM’nin üst üste Türk futbolu ile ilgili aldığı 2 karar sonrası, TFF yönetimi dağılırdı. Hem hakemler Serkan Akal, İbrahim Tokmak, hem de G.Saraylı eski yönetici Sedat Doğan için görüşünü açıklayan AİHM,  TFF kurullarının bağımsız olmadığına hükmetti. PFDK’nin verip, Tahkim’in onayladığı hiçbir cezanın hükmünün bulunmadığını ima etti. Şimdi olması gereken, Nihat Özdemir’in hemen TFF Genel Kurulu’nu göreve çağırıp, bu kurulları düşürmesi ve adalet unsurunu sağlayacak bir ana statü inşa etmesi gerekir. Adım atılmadı mı, o zaman TFF’nin de üstündeki Spor Bakanlığı devreye girmeli. Ama Türkiye’de bu tür girişimler asla olmaz!

Not: Bu Sedat Doğan Bey’in kazandığı dava, Tahkim tarafından onaylanan tüm cezaları düşürüyor misal-emsal uyarınca. Bence ceza alan kulüp, futbolcu ve teknik direktörler haklarını AİHM’de arasın, belki o sayede ana statü değişir!




Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Onurlu mücadele 13 Aralık 2024
Hesap tutmadı 12 Aralık 2024

Günün Köşe Yazıları