Türkiye seçimlere gidiyor. Millet İttifakı’nın da cumhurbaşkanı adayını açıklamasıyla, seçim heyecanı daha da arttı. Tarafların söylemleri daha da keskinleşti. Seçimde öne çıkan iki büyük ittifakın daha da genişleme, başka partilerin desteğini alma çabaları daha da yoğunlaştı. 

İttifaklar belli, bu ittifakların lokomotif partileri belli, öncelikleri belli, yapıları belli, oy potansiyelleri belli. Politik, ideolojik düzlemde Millet İttifakı, biri merkezin solunda, beşi sağın çeşitli tonlarında olmak üzere, altı partiden oluşuyor. Türdeş bir yapısı yok. Cumhur İttifakı ise daha türdeş, bünyesindeki üç parti (sayısı artabilir) birbiriyle oy geçişkenliği anlamında daha uyumlu partiler. 

Millet İttifakı, büyük bir bunalım atlattı. Hem bunalım çözme kabiliyetini ortaya koydu hem de bunalım yaratabilecek, sorun çıkarabilecek çok sayıda konu başlığına sahip olduğu görüldü. Cumhur İttifakı ise sağlam fakat iktidar yorgunu. Bu ittifak, 21 yıllık iktidarı nedeniyle seçmene karşı başarısızlıklarını izah etmede, bahane üretmede, mazeret bulmada zorlanıyor. 

Depremde; planlama, eşgüdüm ve örgütlenme konusundaki yetersizlik, bir kez daha görüldü. Tecrübe, liyakat ve ehliyete değil, biat, itaat ve sadakate önem verildiği, bir kez daha ortaya çıktı. 

Seçimde HDP tabanının tercihinin çok önemli, hatta belirleyici olduğu bilindiğinden, iki büyük ittifak da formül arıyor bu partinin seçmeninin desteğini almak için. İkisi de HDP’yle açıktan, kurumsal, örgütlü işbirliğine girmeden, yaklaşık 6.5 milyon olan HDP oyunu almaya, bunu başaramasa bile, rakip ittifaka yönelmesini engellemeye çalışıyor. HDP gibi, seçmen sadakati yüksek bir partinin desteğini almak, seçilme şansını çok artırıyor çünkü. Bu konuda avantajlı olan altılı masa. 

Millet İttifakı, ittifak özelinde de CHP, İYİ Parti’nin yakın zamana dek cumhurbaşkanı adayı olarak önerdiği CHP’li iki önemli ismi, Mansur Yavaş ve Ekrem İmamoğlu’nu, hem cumhurbaşkanı yardımcısı adayı olarak ilan ederek hem de seçim kampanyasında sahaya sürerek önemli iki hamle yaptı. Bunun seçmendeki karşılığının ne olduğunu önümüzdeki günlerde daha iyi göreceğiz elbette. 

İki ittifak da depremi, deprem öncesi ve sonrasında alınacak önlemleri, depremzedeler için yapacakları çalışmaları, hem deprem bölgesinde hem de Türkiye genelinde kampanyalarında öne çıkaracaklar belli ki. Muhalefet, ekonomiyi, işsizliği, hayat pahalılığını, yoksulluğu, yolsuzluğu, demokrasi, özgürlük ve hukuk devletini işleyecek ayrıca. İktidar, 21 yılın sonunda bu konulardaki karnesi kırıklarla dolu olduğundan ve dillendireceği yeni vaatler inandırıcılık sorunu yaşayacağından muhalefete yüklenecek, muhalefeti kötüleyecek. Bunun sandıkta ne kadar karşılık bulduğunu da seçim gecesi anlayacağız. 

Milletvekili aday listeleri, yeni kırgınlıklar yaratacak her iki ittifakta da. CHP’de ayrıca, müttefiki dört partiye kendi listelerinde yer açtığı için, sert tartışmalar yapılacak.

Kısacası, Türkiye her seçim öncesinde yaşadıklarını bir kez daha yaşayacak.