Sinan Oğan’ın, pazar günü yapılacak ikinci tur seçimlerinde, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a desteğini açıklaması çok kişiyi şaşırttı. Hemen Oğan’ın AKP’nin icraatlarıyla, Erdoğan’ın politikalarıyla, terörle mücadeleyle, sığınmacı sorunuyla ilgili sözleri anımsatıldı. Sosyal medyada bir anda gündem oldu.
Oğan’ın bu keskin U dönüşüne şaşırmalı mıyız? Elbette hayır.
Çünkü Oğan’ın bu tavrı, özelde siyasetçilerimiz, genelde ise insan yapımıza ilişkin her zaman yakındığımız olumsuz özellikleri yansıtıyor. Sağdan sola, iktidardan muhalefete hiç fark yok bu konuda. Dün dediğinin bugün tersini yapan, dün durduğu yerin bugün karşısına geçen çok sayıda siyasetçiye, gazeteciye, bilim insanına, bürokrata, yöneticiye sahibiz. İster dönek deyin, ister omurgasız, hepsi aynı.
Siyasetteki bu U dönüşleri, medyada, akademide, meslek odalarında, sendikalarda, demokratik kitle örgütlerinde, derneklerde, vakıflarda, şirketlerde yok mu? Elbette var.
Oğan da AKP ve Erdoğan aleyhine ettiği onca olumsuz sözü unutup AKP’ye sonradan katılan, karşılığında da bakanlıkla, milletvekilliğiyle, büyükelçilikle ödüllendirilen çok sayıda ismin yaptığını yaptı. Hepsi bu. Bu aşamadan sonra MHP’ye, İYİ Parti’ye, Zafer Partisi’ne gitmesi söz konusu olamayacağına göre, ya siyasi hayatına gelecek seçimlerde AKP milletvekili olarak devam edecek ya da parti kurmaya çalışacak. Bu ikinci ihtimal de çok zor.
Siyasette, hele de böylesi kritik bir seçim öncesinde, hiçbir pazarlık, mevki, makam konuşmadan, sadece ilkeler çerçevesinde Erdoğan’a destek verdiğini açıkladı Oğan. Oysa bir siyaset bilimci olarak kendisi de çok iyi bilir ki söyledikleri, siyasetin doğasına aykırıdır. Zira yaptığı iş siyasettir, ahlak felsefesi değildir. O nedenle Oğan’ın hangi sözleri alarak, bu desteği verdiği, seçimlerden sonra ortaya çıkacaktır.
Şunu da belirtmek gerekir. Oğan’ın aldığı oylar, türdeş değildir. Örgütlü oylar değildir. Tek bir partinin oyları değildir. Öncelikle, her iki ittifaka da hayır diyen seçmenlerin oylarıdır, tepki oylarıdır, genç seçmenin oylarıdır, Muharrem İnce’ye oy vermeyi düşünen seçmenlerin oylarıdır, MHP, İYİ Parti, Zafer Partisi ve CHP’nin ulusalcı seçmeninin oylarıdır. Demografik, politik, ideolojik olarak farklı olan fakat iktidar karşıtlığında ortaklaşan fakat Millet İttifakı’na da verilmeyen oylardır. O nedenle Oğan’ın bu desteğinin, kendisine oy veren seçmende büyük bir karşılık bulacağını söylemek, neredeyse olanaksızdır.
Sonuçta, itibarı değil, iktidarı tercih etmiştir Oğan. Yaygındır siyasal hayatımızda. Şaşırtmamıştır.
Oğan’a, İsmet İnönü’nün şu sözlerini anımsatmaktan başka yapacak bir şey yoktur: “Önemli olan iktidarda değil, itibarda kalmaktır.”
