Barış Doster

Yoksulluk sandığa yansıyor mu?

06 Nisan 2022 Çarşamba

TÜİK, yıllık enflasyon oranını yüzde 61 olarak açıklasa da pek çok ürün ve hizmette, bu oranın iki, hatta üç katı fiyat artışlarının olduğu biliniyor. Öyle ki, bir zamanlar tarımda kendi kendine yetmekle övünen ülkemizde, en ucuz semt pazarında domatesin kilosu 25 TL, salatalığın kilosu 15 TL, biberin kilosu 20 TL. Bu yüzden yurttaşlar, uzunca zamandır kiloyla değil, taneyle alıyorlar meyveyi, sebzeyi. Üzücü, kahredici bir yoksulluğu yansıtıyor bu tablo. Zaten siyasal anlamda da asıl muhalefeti bu fiyatlar yapıyor. İktidarın oyunu bu fiyatlar aşağı çekiyor. Kısacası, yoksulluk ve mutfaktaki yangın, yıllarca gazetemizde de yazan usta edebiyatçı Mehmed Kemal’in (Kurşunluoğlu) dizelerindeki gibi:

“Bir tencere kaynar ocakta, et mi kaynar, dert mi kaynar, bilinmez. 

Bir adam gezer sokaklarda, işi var mı, gücü var mı, sorulmaz.”  

Bu yoksulluk ve işsizlik sandığa aynı oranda yansımıyor. Bunun ekonomik yönleri yanında siyasal, toplumsal, kültürel, tarihsel, sınıfsal yönleri de var elbette. Yansımadığı için de iktidar halen birinci parti. Muhalefet ise iktidara gelmenin yolunun sağa kaymaktan geçtiğini sanıyor, sağa kayıyor. Salgın hastalığın da etkisiyle, dünya ekonomisinde artan sorunlar, tedarik zincirlerindeki aksamalar, artan işsizlik ve enflasyon, varsıl-yoksul uçurumunu daha da derinleştirirken, dünyanın en zenginleri servetlerini artırırken, siyaset de sağa kayıyor. Ekonomide liberal, yönetimde otoriter, söylemde popülist sağcı liderler, sandıktan başarıyla çıkıyorlar, son olarak Macaristan ve Sırbistan’da olduğu gibi.  

KİMLER MUTLU? KİMLER AÇ? KİMLER SAĞLIKSIZ?  

ABD iş dünyasının ünlü Forbes dergisine göre, dünyada 2020 yılında 2 bin 95 olan dolar milyarderi sayısı, 2021’de artarak 2 bin 755’e yükselmiş. ABD’de dolar milyarderlerinin toplam serveti yüzde 44 artmış. Türkiye’de 23 olan dolar milyarderi sayısı, 27’ye çıkmış. Dünyada dolar milyarderlerinin toplam serveti ise 13.1 trilyon dolara ulaşmış.   

Aynı dönemde ABD’de 80 milyon kişi işini kaybetmiş, 8 milyon kişi yoksulluk sınırının altına gerilemiş. Dünyadaki aç insan sayısı 1 milyara yaklaşmış. Aşırı kilolu insan sayısı 1.7 milyarken, obez sayısı 700 milyonu geçmişken, her gün 18 bin insan açlıktan ölüyor dünyamızda. ABD’de obezitenin sağlığa günlük maliyeti 311 milyon dolar. Kilo vermek için harcanan günlük para ise 109 milyon dolar.  

Yukarıdaki istatistikler, kapitalizmin, liberalizmin yarattığı korkunç uçurumu gösteriyor kabaca. Türkiye de bu ekonomi politik modeli benimsediğinden, farklı bir tablo beklemek olanaksız. Buna karşın halkçı, kamucu, toplumcu, devletçi ekonomi politikalarını savunanlar, seçmen tabanını genişletemiyor. Kimlik siyaseti gücünü koruyor. Merkezin solundaki partiler, çözümü sağda arıyor.  

NEDEN?

Çünkü tutarlı, ilkeli, kararlı, cesur, örgütlü, ideolojik bir siyasal mücadeleyle değil, iktidara benzeyerek iktidara gelmek istiyorlar. O nedenle beklenen etkiyi, coşkuyu, umudu yaratamıyorlar.  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları