D3 tüzüğü uygulansa, CHP’de bu istifalar yaşanmazdı!

D3 tüzüğü uygulansa, CHP’de bu istifalar yaşanmazdı!

11.02.2021 07:00
Güncellenme:
Takip Et:

Kara bulutlar yine Türkiye’nin üzerinde... Hep bir karşıt yaratma merakında olan iktidarın, bu sefer gündeminde Boğaziçi Üniversitesi ve genel anlamda demokrasi arayan gençlik var. Artan geçim krizleri ve yazboz tahtasına çevrilen anayasamız ana konularken, CHP kendi içinden önce üç milletvekilinin istifasını, ardından da Muharrem İnce hareketi ile ikinci bir parti çıkardı.

İnce’nin istifasını ilk duyduğumda “Hayırlısı olsun, keşke mecbur edilmeseydi” dedim. Akşam istifa ile ilgili basın toplantısını dinlediğimde ise hayal kırıklığına uğradım.

CHP içinde liderlik arayışı günlerinde de cumhurbaşkanı adaylığı döneminde İnce’de eleştirdiğim ana konu, ekip kurmayı bilmemesi, sağlam danışmanları olmaması, ismi ve partide geçmişi olanlarla iletişimden kaçmasıydı. Türkiye’de, İnce kadar iyi konuşan siyasi zor bulunur; öte yandan yine İnce kadar güçlü kadro oluşturmayı bilmeyen politikacı da zor bulunur!

İNCE’NİN SORUNLU İSTİFA KONUŞMASI

İtiraf edeyim, İnce’nin, istifa konuşmasında çok daha düşünülmüş ve olgun davranacağını zannederdim. Kendi açısından haklı bulduğum eleştirilerinin yanı sıra “CHP artık bir tabeladan ibaret. Benim hedefim 50+1” sözleri ve “FETÖcülerden, Sorosçulardan, sahte CHP’lilerden” dem vurması, seçmen kitlesinde yaratacağı negatif etkiyi hesaplamadan yapılmış bir ayrılık konuşmasının unsurlarını oluşturuyordu. İnce, daha sonra “tabela partisi” derken başka şey demek istediğini izah etmeye girişti ama nafile… Halbuki öyle bir konuşmaya imza atabilirdi ki taraflı tarafsız herkesi etkileyebilirdi; “Bu bir veda değil, mecburi bir dönem izni buluşacağız” diyebilirdi, Atatürkçülük vurgusu yapabilirdi, söylediği her şeyi daha nezaket içinde ve partiyi yıpratmadan söyleyebilirdi. Kişisel tepkileri buna izin veremiyorsa da çevresindeki doğru danışmanlar bu dengeyi sağlamalıydı. Aynen o danışmanlar var olsa, Cumhurbaşkanlığı seçimi gecesi yaptığı büyük hataya mani olacakları gibi! İnce, her şeyden önce CHP’nin parti içi demokrasi ve özgür yarışı yok eden tüzüğünü öne çıkarmalıydı.

İKAZLARDA NELER DEMİŞTİK?

İnce’deki kıpırdanma netleştiği zaman, 13 Ağustos 2020 tarihli makalemde bakın ne demiştim: “CHP’de esas duyulan ihtiyaç, bir an önce liderlik sultasına son verecek bir tüzük değişikliğine gidilmesi. Mesela bence Muharrem İnce kimseden cumhurbaşkanlığı adaylığı garantisi istemez. Ama cumhurbaşkanı adayını CHP’nin tüm üyelerinin kendi oylarıyla seçmesinin garantisini ister! Ki bu da en doğal hakkıdır, zaten partinin bu şekilde yönetilmemesi gerçekten 21. yüzyıla hiç mi hiç yakışmamaktadır!

Çözüm, Kılıçdaroğlu’nun partinin tüm adaylarını belirleyecek ve sürekli kendisini seçtirecek yönetim modelinden uzaklaşmayı kabul edebilmesinden ibarettir. Derhal yapılacak bir kurultayla, bir sıfata erişecek her örgüt üyesini, sadece o bölgenin tüm üyeleri seçerse, CHP hiçbir şekilde bölünmez. Yoksa bugünkü anlayışla, CHP ne uzar ne kısalır, devrimini yapamadan güdük kalır. CHP’yi firesiz kurtaracak yegâne formül, tüzük devrimidir.

2003 yılından beri yoğun mücadelesini verdiğim tüzük devrimi, genel başkanın üzerindeki atama ve azletme yetkilerini kaldırarak, tüm aday seçimlerini doğrudan halka veriyor ve ister partiye yönetici, ister yalnız seçmen ve destekçi olmak isteyen “her insanı mutlu edecek” formülleri içeriyor. Aklın yolu o kadar bir ki, bakın değerli kalemimiz Ali Sirmen 3 Temmuz’da Cumhuriyet’te neler yazmış:

(…) CHP’li delege ile CHP’nin potansiyel seçmeninin tercihlerinin çoğu kez birbirleriyle uyuşmadığı yadsınamaz bir gerçektir. (…) Partide son tahlilde genel başkanın iradesiyle seçilen genel merkez ve genel başkan sultasının son bulması ve halk ile kucaklaşmanın daha büyük ölçüde gerçekleşmesi için partinin bütün üyelerini gerek yönetim organlarının gerek milletvekili adaylarının seçiminde aktif hale getirmenin bir anlam taşıması için önşart yine CHP’nin büyük dertlerinden olan üye kayıt sistemindeki aksaklıkların giderilmesi ve yeni teknolojilerin sağladığı olanaklarla, daha sağlıklı şeffaf bir üye kayıt sisteminin yeniden yapılanmasının düzenlenmesidir.

D3 TÜZÜĞÜ NELERİ DEĞİŞTİRMEYİ AMAÇLIYOR?

Parti, tüm çabalarımıza rağmen bu devrimi gerçekleştirmedi. Geçen hafta, son 4-5 ayda düzenlediğimiz CHP için Demokratik Dijital Devrim tüzük taslağını görüşlerinize sunmuştum. Partide çeşitli demokrasi arayışları olan çok değerli örgüt üyelerinin benden rica ettikleri güncellenmiş bir tüzük çalışmasıydı bu. Hem partinin bugünkü tüzüğünü hem de 2010 yılında hazırladığımız Demokratik Devrim Tüzüğü çalışmasını baz alarak ve partinin deneyimli isimlerinin de öneri ve görüşlerinden besleyerek bu çalışma ortaya çıktı. Kısa bir süre sonra bir basın toplantısı ile kamuoyuna açılacak “D3” tüzük taslağı içinde bulunan devrimlerden küçük bir özet:

- CHP’de tüm üyeler yıllık aidatları ödenmiş “akıllı kart”larıyla beraber her karara iştirak edebilecek ve delegelik ortadan kalkacak.

- İki genel seçim kaybeden CHP Genel Başkanı bir sonraki dönem kurultayına giderken düşmüş sayılacak ve parti olağanüstü kurultaya gidecek.

- CHP Genel Başkanı (ve kurmayları) üç gün süren kurultayda yapılan lehte-aleyhte üye konuşmalarını baştan sona izleyecek ve yanıt verecek! (30 yıldır uygulanmıyor).

- Parti Meclisi, 60 yerine 90 üyeden oluşacak. Her bölge temsil edilecek, kadın ve gençlik kotalarına kesinlikle riayet edilecek, 5’ten (veya 8) fazla milletvekili Parti Meclisi’nde yer alamayacak.

- MYK üyelerini, genel başkan değil, parti meclisi üyeleri kendi aralarından seçecekler.

- Sosyal demokrat partiler ve CHP kökenine uygun olarak “genel sekreterlik” ve üç yardımcısı, merkez yönetime güçlü olarak geri gelecek.

- CHP’de artık, seçimle gelen, seçimle gidecek. Parti içi güç dengeleri veya rekabetten, hiçbir il veya ilçe yönetimi görevden alınamayacak.

- Kongre ve kurultaylarda, web sitesi üzerinden, kongre salonlarında çarşaf listeler ekrana yansıyacak ve evinde istirahat eden üyeler bile, çevrimiçi olarak oy kullanabilecekler.

- 3 dönem milletvekilliği yapan bir partili, ardından bir tam dönem parlamento dışı kalacak.

- CHP artık cumhurbaşkanı adayını, yalnız tüm üyelerinin katılımıyla yapılan bir önseçimle belirleyecek.

- Gençlik ve kadın kolları kurultaylarında seçilen listeler, parti meclisi kotaları için kullanılacak. Böylece siyasete girmek için bir tramplen olacaklar.

İşte böyle sevgili arkadaşlar! Bakalım gençleri heyecanlandıran, halkı siyasete katan, parti yöneten kadroları artık gücü elinde tek başına tutan bir tekel olmaktan çıkaran bu tüzük taslağı, gençlerin, sizlerin ve ödünsüz demokrasi arayanların baskısıyla Türkiye siyasetine yön vermeye başlayabilecek mi? Bence inanırsak gerçekleşmemesi için bir neden yok!

Yazarın Son Yazıları

CHP kurultayı: Kazananlar ve kaybedenler

1970’lerde, İstanbul’da Tenis Eskrim Dağcılık Kulübü’nde eski şampiyonlarımızdan Fehmi Kızıl vardı.

Devamını Oku
04.12.2025
CHP kurultayı demokrasiyi aydınlatacak!

CHP kurultayı, bu hafta sonu her zamanki gibi büyük bir medya ilgisi altında yaşanacak.

Devamını Oku
27.11.2025
Mustafa Kemal’i hazmedemeyen solcular!

İddianame açıklaması yüzünden geçen hafta yazamadığım konuya hemen giriyorum.

Devamını Oku
20.11.2025
İddianame ve kritik yönlendirme

Pek de sürpriz olmadı.

Devamını Oku
13.11.2025
Sahte dünyalar kuşatması

Paranın sahtesi vardır, kalpazanlar basar.

Devamını Oku
06.11.2025
Cumhuriyet, iki kahraman ve yarınlar

Dün Cumhuriyet Bayramımızı kutladık.

Devamını Oku
30.10.2025
CHP davasına dikkat!

Siyaset, insanların daha iyi yaşaması için yapılır, dünyanın neresinde olursa olsun.

Devamını Oku
23.10.2025
Yok olan Nobeller ve edepler

Trump bozulmuş, “Nasıl olur da Nobel Barış Ödülü bana verilmez?!” “Ben yedi savaş durdurdum, gidip hiçbir şeyi yapamamış birine verecekler o ödülü” deyip duruyordu.

Devamını Oku
16.10.2025
Özel-Bahçeli düellosu, cevapsız sorular

Sinan Ateş cinayetinin dumanı tütmeye devam ederken bu cinayetin bir numaralı sanığı 90’lı yılları anımsatan bir şekilde güpegündüz öldürüldü.

Devamını Oku
09.10.2025
‘Bombalı Nobel’ ve barış!

Bugünlerde, Trump ve Netanyahu’nun anlaşarak Ortadoğu’ya ve Filistin’e dayattıkları yeni düzenin ve “sözde” barışın hangi hızda yaşama geçip geçemeyeceğini öğreneceğiz, tabii yeni sürprizlerle karşılaşmazsak...

Devamını Oku
02.10.2025
Fenerbahçe, Türkiye ve demokrasi dersi!

Fenerbahçe Spor Kulübü’nde nöbet değişimi oldu.

Devamını Oku
25.09.2025
Misyonlarını tamamlayamayan kayyumlar!

Daha iki yıl önce kazanması için elimizden geleni yaptığımız, uğruna 24 saat koşturduğumuz Kılıçdaroğlu’nun, o gece kendisine umut bağlayan milyonların neredeyse tamamını karşısına alacak pasif duruşu ve agresif sessizliğiyle, Vito’larına binip kaybolmasına şahit olmak bize nasipmiş...

Devamını Oku
18.09.2025
Demokrasimizin açık yarası ve vazgeçilmez ikazlar

Türkiye, darbe günlerinde gördüğü sahneleri yaşadı.

Devamını Oku
11.09.2025
Kayyuma karşı halk, partisiyle direniyor!

Bunu da gördük.

Devamını Oku
04.09.2025
Anne Frank bana Gazze hakkında mektup yollamış…

Dün aldığım bu mektubu sizlerle paylaşmak istedim.

Devamını Oku
28.08.2025
Cerahatin içinde yüzüyoruz...

Haftada bir köşe yazısı kaleme alarak gündemi yakalamak için, şapkadan üç değil, beş tavşan çıkarmanız lazım!

Devamını Oku
21.08.2025
Diyanet İşleri Başkanı’na açık mektup

Diyanet İşleri Başkanı Sayın Ali Erbaş...

Devamını Oku
14.08.2025
Komisyon başladı: Ufukta neler olabilir?

Cumhuriyet Halk Partisi, tabanından ve partinin ileri gelenlerinden yapılan bütün uyarılara rağmen komisyona katıldı.

Devamını Oku
07.08.2025
CHP komisyona katılmamalıdır, tersine...

CHP Genel Başkanı Özgür Özel ve MYK’sının bu ikazları dikkatle değerlendirmeye alacaklarına inanıyorum.

Devamını Oku
31.07.2025
Bir "Altan Bey" geçti bu topraklardan

Yıl 1955, genç gazeteci Altan Öymen ve iki polis Ankara kışının ortasında…

Devamını Oku
24.07.2025
15 Temmuz’dan terörsüz Türkiye’ye...

Gündem aşırı yoğun. Ekrem İmamoğlu’na açılan en akıl almaz davalardan biri dün karara bağlandı.

Devamını Oku
17.07.2025
Satranç oynarken şahınızı veremezsiniz!

Gündem belli: AKP’nin “muhalefetsiz demokrasi modeli” için yaptığı çalışmalar...

Devamını Oku
10.07.2025
Sivas'tan bugüne... Karanlıklar ve tehditler devam ederken

Dün, 2 Temmuz’du… 32 yıl önce yobazların 35 aydınımızı yakarak katletmesinin yıldönümü...

Devamını Oku
03.07.2025
‘Mutlak butlan’a karşı CHP kararlılığı!

Özgür Özel ve Ekrem İmamoğlu sayesinde CHP’nin birinci parti konumuna yükseldiğini gören AKP, ne yapıp edip bu iki lideri durdurmak için her şeyi yaptı ve yapmaya da devam ediyor.

Devamını Oku
26.06.2025
Cahil ve faşist liderlerin savaşı

Aslında bu köşe yazısını kaleme almanın hiçbir anlamının olmayacağı 36 saatlik süreç yaşıyoruz...

Devamını Oku
19.06.2025
Özgür Özel’in samimi gözyaşları

Her ölüm dayanılmaz bir acıdır. Şayet o ölüm, kalp krizi, trafik kazası, elektrik çarpması, cinayet veya intiharla gelmiş ise insan nefes alamaz hale gelir.

Devamını Oku
12.06.2025
Hiçbir şey, göründüğü gibi değildir

Yaşam akıp giderken, siyasi olaylara karşı yorumlar -tahminlerim bazen çok emin görünseler de- altüst olabiliyor.

Devamını Oku
05.06.2025
Çağdaş Türkiye mutlulukları ve üzüntüleri

Hayat, iyi ve kötü olaylar arasında oluşan düğümler şeklinde akan öznel bir film gibi. Seviniyoruz, üzülüyoruz, kahroluyoruz, âşık oluyoruz, şaşırıyoruz, kâh siyasetçilere kâh en yakınlarımıza kâh tuttuğumuz takıma kızıyoruz.

Devamını Oku
29.05.2025
Hayatınızda kaç tıkanıklık var?

Bazen içiniz tıkanır ya, nefes alamaz gibi olursunuz. Uyumak istersiniz ama uyuyamazsınız. İçiniz isyanlardadır, konuşacak kimseniz yoktur. Bütün bunları yaşarken bir de kapana kısılmış fare gibi trafikte kalmışsınızdır mesela!

Devamını Oku
22.05.2025
Yoksa bu bir savaş bildirisi mi?

Hayatı terör yüzünden kararmış aileler için acaba 12 Mayıs 2025 itibarıyla acılar son bulacak mı, yoksa bu tarih iç ve dış siyasetimizi daha da büyük kargaşaya taşıyacak kritik bir eşik mi olacak?

Devamını Oku
15.05.2025
Sokaktaki kediden lidere kadar her yer şiddet!

Sokaktaki kediden lidere kadar her yer şiddet!

Devamını Oku
08.05.2025
Dünyanın sahte demokrasi parodileri (Trump ve ötesi)

Dünyanın sahte demokrasi parodileri (Trump ve ötesi)

Devamını Oku
01.05.2025
Subianto-Nutuk-Abdullah amcamız!

Subianto-Nutuk-Abdullah amcamız!

Devamını Oku
24.04.2025
Erdoğan’ın, yenilmez bir İmamoğlu’na katkıları

Erdoğan’ın, yenilmez bir İmamoğlu’na katkıları

Devamını Oku
17.04.2025
‘Parti devleti’ ve öncü muhalefet

‘Parti devleti’ ve öncü muhalefet

Devamını Oku
10.04.2025
Gezi ve Saraçhane farkı!

Gezi ve Saraçhane farkı!

Devamını Oku
03.04.2025
Çok 'özel' bir lider, Özgür Özel

Çok "özel" bir lider, Özgür Özel

Devamını Oku
27.03.2025
İmamoğlu ve demokrasi halka emanet

İmamoğlu ve demokrasi halka emanet

Devamını Oku
20.03.2025
Çifte standartlar ülkesinde demokrasi mücadelesi

Çifte standartlar ülkesinde demokrasi mücadelesi

Devamını Oku
13.03.2025
Tarih nedir, ne değildir?

Tarih nedir, ne değildir?

Devamını Oku
06.03.2025