Alnımızın akıyla
Can Dündar
Son Köşe Yazıları

Alnımızın akıyla

09.06.2015 06:00
Güncellenme:
Takip Et:

Belki de Erdoğan’a “samimiyeti” için teşekkür etmeliyiz.

O dinmek bilmez öfkesini azıcık dizginleyebilse, biraz tarafsız bir görüntü verebilse, böyle meydanlara inip ekranlara çıkıp muhaliflerini uluorta tehdit etmese, belki imdadına koştuğu partisi bu kadar ağır bir yenilgi tatmayacaktı.

Yapamadı. Kendini tutamadı.

Her zamanki gibi hedef gösteririm, korkuturum, sindiririm sandı.

Bu kez sert kayaya çattı.

Hep kendi kitlesini sağlamlaştırmak için kullandığı taktiği, yıllardır ekmeğini yediği öfkesi, bu kez ona ihanet etti; muhaliflerinin bir araya toplanmasını sağladı.
“Hepsine karşı ben” söylemiyle, karşısında bir “anti-Erdoğancephesi yarattı.
Yüzde 10 barajını yıkan da o cephe oldu; yani Erdoğan kendi kurduğu barajın altında kaldı.

Baraj yıkıldı; sıra Saray’a geldi.

‘Öyle bırakmayız onu’

Türkiye için söylediklerimiz, gazetemizin olay yaratan haberi için de geçerli...
Erdoğan, MİT TIR’larının silah taşıdığını belgeleyen görüntüler karşısında paniğe kapılıp tehditler savuracağına soğukkanlı davranabilse, “Araştıralım” vs. diye geçiştirse, “MİT eliyle suç işlendiği gerçeği” değişmese bile olay belki uluslararası bir skandala dönüşmeyecekti.

Ama öfkeyle zehirlenmişti bir kere; hırsını dizginleyemedi.

Bir gece ekrana çıkıp “Bu suçu işleyen kişi, bedelini ağır ödeyecek. Öyle bırakmam onu” diyebildi.

Aynı sözcüklerle cevabı alınca da biri ağırlaştırılmış iki müebbet, üstüne de 40 küsur yıl hapis istemiyle soruşturma açılmasını isteyebildi.

Burada ‘Alo Fatih’ yok

Bu panik havası ve peş peşe gelen çelişkili açıklamalar, Türkiye’nin nasıl bir kirli işe bulaştığını apaçık ortaya koydu.

Tehditler karşısında geri adım atmadık; tersine, Ahmet Şık imzalı haberlerle, skandalın karanlıkta kalan yönlerini de aydınlattık.

Erdoğan, Cumhuriyet’te, öyle telefon edip anında susturacağı bir “Alo Fatih hattı” olmadığını anladı.

Yalanlar peş peşe ortaya çıktıkça üslubu sertleşti; ancak, tehdidin dozu arttıkça, destek de büyüdü.

Önce Cumhuriyet yazarları, “Sorumlu benim” diyerek ayağa kalktı.
Ardından onlara, çalışanlarımız ve okurlarımız katıldı.

Sonra da meslek hayatım boyunca görmediğim türden bir büyük dayanışma seferberliği başladı. Yazarların, sanatçıların, akademisyenlerin kişisel destek mesajlarıyla başlayan destek kampanyası, basın örgütlerinin, istisnasız tüm muhalif partilerin, sivil toplum kuruluşlarının, sendikaların omuz vermesiyle, imza toplamasıyla, bina önünde toplanmasıyla güçlendi.

Cumhuriyet binası, günlerce “Yanınızdayız” demek için kapımızı çalan dostları, okurları, meslektaşlarımızı, örgütleri, milletvekillerini ağırladı.

“Ajanlık, casusluk, vs.” suçlamalarla açılması beklenen soruşturmanın, gerçek suçluların ortaya konulacağı bir yargılamaya dönüşeceği anlaşıldı.

Dünya basınının, insan hakları ve medya örgütlenmelerinin ve nihayet Avrupa Birliği’nden Birleşmiş Milletler’e kadar uluslararası kuruluşların devreye girmesiyle, skandal dünya çapında yankılandı.

Onların da “paçavra vs.” suçlamalarla hiddete maruz kalmasıyla, Erdoğan gerçeği”ni bütün dünya tanıdı.

Gazetecilik görevimizi yapıp kamuoyunu aydınlatmış ve belki devleti de büyük bir yanlış konusunda uyarmış olmaktan ötürü gururluyuz.

Cumhuriyet yemeği

“Sorumlu benim” kampanyasına imza koyan Cumhuriyet ailesi, geçen cuma gecesi topluca yemekteydi. Yüzü aşkın çalışanımızla, baskı karşısında bir arada ve dimdik duruşumuzu, bu süreçten alnımızın akıyla çıkışımızı kutladık.

Seçim arifesinde meydanların en çok konuşulan gazetesinde, bir dönemin en çok tartışılan haberini yapmış olmamızın, Saray’ı bu kadar kızdırmış olmamızın, nicedir hasretini çektiğimiz büyük dayanışmayı nihayet sağlamış olmamızın keyfini çıkardık.
Tarih, bize yönelik suçlamaları tebessümle anımsayacak, yaptığımızın sadece gazetecilik ve cesur gazetecilik olduğunu teslim edecektir.

Diyarbakır patlamasını haberden saymayıp gizlerken, bizi ajan ilan eden şakşakçılar mı?

Bu iktidardan önce yoklardı; sonrasında da adlarını anan çıkmayacaktır.

Bizse her devirde, yine gerçeğin peşinde, halkın öğrenme hakkının yanında, işbaşında olacağız.

Hepinize iyi haftalar!  

Yazarın Son Yazıları

Murat Sabuncu’ya açık mektup

Murat Sabuncu’ya açık mektup

Devamını Oku
11.11.2016
Nazi devrinin başlangıcı gibi

Nazi devrinin başlangıcı gibi

Devamını Oku
06.11.2016
Tükeniyoruz, hadi artık!

Tükeniyoruz, hadi artık!

Devamını Oku
05.11.2016
Allah’ın sopası yok ki...

Allah’ın sopası yok ki...

Devamını Oku
03.11.2016
Niye çıldırdılar?

Niye çıldırdılar?

Devamını Oku
01.11.2016
Doğum günün kutlu olsun Türkiye!

Doğum günün kutlu olsun Türkiye!

Devamını Oku
30.10.2016
3 kıtadan 3 kadın

3 kıtadan 3 kadın

Devamını Oku
24.10.2016
Ümidin düşmanları (22.10.2016)

Ümidin düşmanları

Devamını Oku
22.10.2016
Ümidin düşmanları (22.10.2016)

Ümidin düşmanları

Devamını Oku
22.10.2016
Trump’tan Erdoğan’a siyasette maçoluk sorunu

Trump’tan Erdoğan’a siyasette maçoluk sorunu

Devamını Oku
16.10.2016
O duvar, o duvarınız…

O duvar, o duvarınız…

Devamını Oku
09.10.2016
Oyunun kuralları değişiyor

Oyunun kuralları değişiyor

Devamını Oku
05.10.2016
Suskunluk sarmalı (25.09.2016)

Suskunluk sarmalı

Devamını Oku
25.09.2016
Suskunluk Sarmalı (24.09.2016)

Suskunluk Sarmalı

Devamını Oku
24.09.2016
Cesarete ödül, zulme şamar

Cesarete ödül, zulme şamar

Devamını Oku
24.09.2016
Tarık Akan’ı öldüren sancı

Tarık Akan’ı öldüren sancı

Devamını Oku
18.09.2016
Saray ve yeldeğirmeni

Saray ve yeldeğirmeni

Devamını Oku
17.09.2016
Büyük gözaltı (11.09.2016)

Büyük gözaltı

Devamını Oku
11.09.2016
Avrupa’nın başında bir hayalet dolaşıyor

Avrupa’nın başında bir hayalet dolaşıyor

Devamını Oku
07.09.2016
Mafya hukuku

Mafya hukuku

Devamını Oku
04.09.2016
Veda vakti

Veda vakti

Devamını Oku
15.08.2016
Yeni Kapı’nın ardı

Yeni Kapı’nın ardı

Devamını Oku
06.08.2016
Askerin boşluğuna kim yerleşecek?

Askerin boşluğuna kim yerleşecek?

Devamını Oku
03.08.2016
Avrupa liderleri neden bu işareti yapıyor?

Avrupa liderleri neden bu işareti yapıyor?

Devamını Oku
31.07.2016
Düşmanına benzeyen savaşı kaybeder

Düşmanına benzeyen savaşı kaybeder

Devamını Oku
29.07.2016
Tehdit sökmez, belgeyle gelin!

Uluslararası dayanışma büyüyecek

Devamını Oku
04.07.2016
Avrupa uçağı sallanıyor

Uçaktaki Avrupa

Devamını Oku
02.07.2016
Avrupa şokta (25.06.2016)

Avrupa şokta

Devamını Oku
25.06.2016
Gün dayanışma günü

Gün dayanışma günü

Devamını Oku
21.06.2016
Gençlerin sesi: Cumhuriyet

Gençlerin sesi: Cumhuriyet

Devamını Oku
20.06.2016
Söylenemeyeni söylemek

Söylenemeyeni söylemek

Devamını Oku
13.06.2016
Delikanlılık ve ciğer üzerine

Delikanlılık ve ciğer üzerine

Devamını Oku
06.06.2016
Cumhuriyet olmasa…

Cumhuriyet olmasa…

Devamını Oku
30.05.2016
Genelkurmay’dan ‘Şef’in gezilerine...

Genelkurmay’dan ‘Şef’in gezilerine...

Devamını Oku
28.05.2016
Genç Cumhuriyet

Genç Cumhuriyet

Devamını Oku
23.05.2016
Yeniden yürüyüş vakti

Yeniden yürüyüş vakti

Devamını Oku
19.05.2016
Ülkeyi uğursuza hırsıza bırakmayız

İsveç Ulusal Basın Kulübü, ‘İfade Özgürlüğü Ödülü’nü bu yıl bana ve Erdem Gül’e vermeyi kararlaştırdı. Erdem’le bu gece Stockholm’de bu ödül töreninde olacağız. Bazıları ‘Ülkeden kaçtığımızı’ yazmış arkamızdan... Hiç sevinmesinler... Onlarla işimiz henüz bitmedi. Ülkeyi hırsıza, uğursuza bırakacak değiliz.

Devamını Oku
16.05.2016
Daha da güçlüyüz

Daha da güçlüyüz

Devamını Oku
09.05.2016
Yarın olsun!

Yarın olsun!

Devamını Oku
08.05.2016
Ben böyle gözü pek kadın görmedim

Ben böyle gözü pek kadın görmedim

Devamını Oku
07.05.2016