Bugün kırılan sol bacağını ameliyat ettirmemizden 12 yıl sonra bizi görüp boynumuza atlayanfotoğraftaki Alex Köpeğin günü.
Bugün yaramazlık yaptığı için klinikte uyutulmaya çalışılan ve bir kapalı odada 4 ay kalan Rodi
Kedinin günü.
Bugün biz insanlara rağmen yaşama tutunmaya çalışan, herşeye rağmen sevgisini koşulsuzca bize
sunan, yaşamımızın ayrılmaz ve vazgeçilmez parçası olan dostlarımızın günü.
Bugün 4 Ekim “Dünya Hayvanları Koruma Günü”
Sadece 4 Ekimlerde değil, her gün; Dünya Onların değerini biliyor… Dünya Onları anlıyor…Dünya
Onları koruyor.
Dünyaca ünlü davranış bilimciler hayvan sevgisinin çocuklar arasındaki ayrımcılık ve şiddetin
önlenmesinde mucize etkiler ve gelişimler yarattığına dair ulusal kongreler veriyor.
Gelişmiş dünya ülkelerinde psikologlar içine kapanık, kendine güvensiz, arkadaş edinemeyen
çocukların ailelerine “psikologların değil hayvan barınaklarının kapısını çalın” çağrısında
bulunuyor.
Amerika’da yavru hayvanlar çocuk terapisinde kullanılıyor.
Avrupa ülkelerinde evcil köpekler otizmli çocukların iyileştirilmesinde kullanılıyor.
Lafın gelişi değil, dünya Onların değerini gerçekten biliyor.
DÜNYADA HAYVAN HAKLARINA DAİR YASALAR PARMAK ISIRTIYOR
Tüm dünyada yasalar Onları koruyor.
İspanya’da daha önce bir hayvan sahibi olmamışsanız, bir eğitim alıp o eğitimden de sertifika alıp o
hayvana bakabileceğinizi ispatlamak zorundasınız.
Almanya’da hayvanınızın yapacağı doğum sayısı bile yasayla sınırlı. Aksi takdirde sorumlusu da
muhatabı da sizsiniz ve cezanız büyük.
İsviçre’de; her hayvanı tek başına besleyemiyorsunuz. Mesela sosyalleşerek yaşayabilen yegane
varlık olan balığınızın yanına en az 1 balık daha almalısınız. Aksi takdirde cezası büyük.
Dünyada hayvan satışlarına dair yasalar da ayrıca parmak ısırtıyor. Fransa’da hayvan satışı çok az
sayıda pet shoplarda yapılabiliyor.
Norveç’te petshop açmak en zor işlerden biri.
İngiltere’de ise hayvan satışı yapmak istiyorsanız öncesinden lisans almanız şart. Bin bir güçlükle
çıkardığınız lisansınız yasalara uygun davranmadığınız takdirde bir günde elinizden alınıyor.
BARINAKLARDAN SAHİPLENİLEN HAYVANLAR BİRKAÇ AY SONRA GERİ BIRAKILIYOR
Öte yandan ülkemizde her ay yüzlerce dostumuz karanlık ıssız sokaklara kaderlerine terk ediliyor.
Özellikle her yaz sonu tatil beldelerinde.
Barınaklardan sözde bin bir hassasiyet ve sevgi ile alınan hayvanlar birkaç gün sonra büyümesi, tüy
dökmesi, eğitiminin olmaması ve medikal problemleri nedeniyle tekrar aynı barınağa terk ediliyor.
Dahası; ülkemizde her gün birçok hayvan yüreğimizin dayanmadığı, aklımızın almadığı korkunç
eziyetlere, işkencelere maruz kalıyor.
ÜLKEMİZDE HAYVANA DAİR İŞLENEN SUÇLAR HER GEÇEN GÜN HIZLA TIRMANIŞTA.
Psikologlar, hayvana karşı suç işleyen insanların toplum için de büyük bir tehdit unsuru olduğunun
altını önemle çiziyor. Bir başka deyişle uzmanlar diyor ki; hayvana eziyet ediyorsa öldürüyorsa
potansiyel katildir!
Ancak gelin görün ki, ülkemizde özellikle sahipsiz hayvanlara karşı işlenen suçlara dair kapsamlı ve
etkin bir yasamız halen mevcut değil. Dolayısıyla potansiyel katiller elini kolunu sallayarak aramızda
dolaşıyor.
Sosyologlarımız, hukukçularımız ve hayvan hakları savunucularımız hayvanlara karşı işlenen her
suçun Türk Ceza Kanunu kapsamına alınmasını isterken mevcut yasamızda hayvanlara işlenen suça
dair hapis cezası sadece 4 ay ile 2 yıl arasında. O da zaten para cezasına çevrilebiliyor.
En inanılmaz olanı da; İşlevselliği son derece düşük olan, hiçbir caydırıcı nitelik taşımayan hayvan
hakları yasamıza dair kanunen yetkili kurumumuz ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANLIĞI !
