Cüneyt Arcayürek

Son Yalanı!

29 Mart 2015 Pazar

Karabük’teki konuşması yalanın, yalancılığın yeni bir şaheseri. Zahmet edip nedir diye gazetenizde ya da TV haberlerinde aramayınız, bulamazsınız.
Medyamız konuşmada önemli gördüğü söylemleri yazar ama nedense, Bay RTE’nin üstelik kendini yalanlayan yalanlarını es geçer.
Bu sonuç, başbakanlığından beri medyaya sardırdığı korkunun eseri midir, yoksa Recep demokrasisine yaraşır bir durum mu, karar yine sizin!

***

Bay RTE bakın Karabük’te büyük boy bir yalana şöyle imza atıverdi:
“Ben bir partinin değil, bütün milletin cumhurbaşkanıyım” dedi.
Bu ülkede yaşayanlar; az buçuk gazete okuyan, olayları izleyen sade bir insan bile, Bay RTE’nin haftanın en az beş günü toplattığı kalabalıklara başkanlık rejimini getirebilme gerekçesiyle AKP’ye 400 vekil sağlamalarını istediğini sanki bilmiyor...
Yalanın daniskası bu söyleminde.
Oysa bu cümlesiyle amacını gerçekleştirmek için herhalde 400 vekili CHP’ye değil, bugün de yarın da emrinde kapıkulu olan partisi AKP’ye sağlamalarını halka yalvaran konuşmalarını teyiden söylemiş olmuyor mu?

***

Zaten herhangi bir gün Bay RTE AKP hükümetini kollayıp savunmaktan sıyrılarak durmadan muhalefet partilerine saldırmaktan vazgeçerse, toplumun en az yüzde 50’sini Beştepe’de milleti ayrımsız kucaklayan bir cumhurbaşkanı olduğuna -belki- inandırabilir.
Ama yanar döner bir adam bu. Değindiğimiz olasılığı söyler; ama yarın inkâr eder, yalanlar!
Nitekim son konuşmasında yine CHP’ye ve HDP’ye yüklendi.
Tek bir konuşması bir cumhurbaşkanı sıfatına layık değil.
Şimdi bir partili gibi seçim öncesi partisi adına propaganda yapıyor ve bir partinin değil, halkın başkanı olduğu yalanının yutulacağını sanıyor.

***

Sorun şimdi, haberi olmadığını, AKP grubunun takdiri ile kendisine de Başbakanlık’taki örtülü ödenek koşutunda ödenek sağlandığını söyleyebilir. Yalandan kim ölmüş ki...
Bırakın diğer bir yığın sosyal sorunu, üniversite görmüş toplumun yüzde 16’sı, 3 milyonu aşan insanımız pazarda tezgâh açıyor.
Ama bu ve benzeri sorunlar tepedeki saraylının umurunda mı?
Tabii o aman başıma çorap örer, koltuk cendereye girer diyen bir Başbakan ve siyasal korkaklığın son örneği çözüm süreci politikalarını yerin dibine sokan Saray’a sesini çıkaramadı. Bugün de yahu Saray’a örtülü ödenek de nereden çıktı, nasıl desin?
AD’nin derdi tepedekinin tepesini attırmayacak siyasetler izlemek!..
İşte son örnek: Çıktı ekrana, Saray’ı hoşnut edebilmek için seçim beyannamesine başkanlık sistemini partinin benimsediğini ifade eden cümleleri, “Bizzat kalemimle ben yazdım” diye övündü.
Üstelik yardımcısı Arınç’ın RTE’nin Türk işi başkanlık dayatmasıyla alay edercesine...
...alaturka değil, alafranga bir sisteme gereksiniyoruz açıklaması yanı başında dururken...

***

Tek parti döneminin sonlarında 14 Mayıs seçimi öncesi oy getireceği sanısıyla CHP hükümeti de kamuoyunun onaylamadığı yasaları birbiri ardına öyle hızla Meclis’ten geçirdi ki, bu yasalara ekspres yasaları adı takılmıştı.
Sandıkla kısıtlı demokrasi anlayışımızın düne benzer değişmeyen görüntülerini bugün de izliyoruz.
Bugün iktidarın alelacele Meclis’e getirdiği, 7 Haziran’da sandığa ne ölçüde oy olup yansıyacağını göreceğimiz torba torba yasalar tek parti dönemlerine özgü oy hamleleri...



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Viraj ustası 10 Mayıs 2015
Ya sen nesin? 9 Mayıs 2015
Anlamaz 8 Mayıs 2015

Günün Köşe Yazıları