Hayatın içinden: Türkiye-ABD ilişkileri (1)
Deniz Kavukçuoğlu
Son Köşe Yazıları

Hayatın içinden: Türkiye-ABD ilişkileri (1)

16.02.2018 06:00
Güncellenme:
Takip Et:

Birçok İstanbullu gibi ben de Amerikalıları 1940’lı yıllarda tanıdım. İlk gelenler 1946 yılında ünlü Missouri zırhlısının mürettebatıydı. Zırhlı, Washington Büyükelçimiz iken yaşama veda eden Münir Ertegün’ün na’şını getirmişti. Bu, basit bir jest değildi. Sovyetler Birliği, 17 Aralık 1925’te imzalanan Türk-Sovyet Dostluk ve Saldırmazlık Paktı’nı tek taraflı olarak bozmuştu. Kars ve Ardahan’ı istiyor, İstanbul Boğazı’nda üs talep ediyordu. Bunun üzerine ABD hızla Türkiye’ye yanaşmaya başladı. Eline bir fırsat geçmişti, bunu sonuna kadar kullanacaktı.
Missouri’yi başka zırhlılar, uçak gemileri izledi. Cihangir’de oturduğumuz apartman stratejik bir noktadaydı. O gemilerin geldiğini balkonumuzdan ilk ben görür arkadaşlarıma haber verirdim.
Bembeyaz giysileri, bol paçalı pantolonları, başlarında kepleri, gürültülü sesleriyle Dolmabahçe önlerine demirleyen gemilerinden Kabataş’a çıkarlar, Gümüşsuyu’ndan Taksim’e, Taksim’den İstiklal Caddesi’ne akarlardı.

***

Amerikalılar, biz, II. Dünya Savaşı sonrası çocukları için çok önemliydi. Güler yüzlü, sevecen, eli açık insanlardı. “Abdülvahit Turan Yenihayat”ın ortası delik yüz para, leblebi unu helvasının beş kuruş olduğu o yıllarda “bonbon”u ilk kez onların ellerinden tatmıştık. Amerikan gemilerine düzenlenen okul gezilerinde, sokaklarda bizlere çikolata, şekerleme, bisküvi dağıtırlardı.
Onlara “coni” derdik. Gelişlerine sevinir, gidişleriyle hüzünlenirdik.
Conilerin gelişine sevinenler yalnız biz çocuklar değildik. Koca bir yıl Abanoz Sokağı’na sıkışıp kalan “hayat kadınları” özel izinlerle sokaklara taşıp köşe başlarında iş tutmanın keyfiyle “Fayf mani tu fak fak!” diye seslenir, onları tavlamaya çalışırlardı.
O günler Beyoğlu’nun sokakları, kaldırımları temizlenir, yılın 362 günü sidik kokan duvar dipleri bile üç gün boyunca mis gibi arapsabunu kokardı. Coniler geldiği zaman İstiklal Caddesi, çocuklara, askerlere, köylülere yasaklanırdı. Onlar, ceplerinde kalan son bonbonları, görevlilerin kestiği köşe başlarına kadar kendilerini “piliz, piliz” çığlıklarıyla izleyen çocuklara dağıtır, sonra papatya suyu ile sarartılmış saçları, bol boyalı yüzleriyle kendilerini bekleyen “ablaların” kollarına girip uzaklaşırlardı.

***

İstiklal Caddesi’ndeki Rus Çorap Pazarı’nın “Us Çorap Pazarı”na, Rus salatasının Amerikan salatasına dönüştüğü o yıllarda Amerikalıları en çok çocuklarla orospular severdi. Daha doğrusu biz öyle sanırdık. Conileri onlardan daha çok seven başkalarının da olduğunu ilerideki yıllarda öğrenecektik!
İlk bonbon lezzetini Conilerin elinden tadan çocuklar, daha sonra onların gönderdiği süttozları, sarı peynirle beslendiler. Bir bölümü ilk delikanlılık çağlarında onların “Zippo” çakmağı, “Arrow” gömleği, “Loafer” ayakkabı, “Levi’s” pantolonuyla tanıştı. Kapalıçarşı’daki Eskici Musa 1950’li yıllarda Amerikalı gibi giyinmek, onlar gibi olmak isteyen gençlerin uğrak yeriydi. Musa ne yapar eder bunları bulurdu. Bulmak zorundaydı! Çünkü o yılların kolejli “twinset”li, pilili ekose tergal etekli, beyaz soket çoraplı kızları yukarıdaki standart donanıma sahip olmayan oğlanlara yüz vermezlerdi.
Bunların çoğu okullarını bitirdiler, Amerika’ya gittiler. Harvard, Berkeley, Yale, Stanford, MIT gibi ünlü okullara gidemeseler de ikinci, üçüncü sınıf üniversitelerde eğitim görüp geri döndüler. Gençlikleri, “Eskici Musa” ile Perry Como, James Dean, rock’n roll, Ford Thunderbird arasında geçen büyük bölümünün seçimi “American way of life” (Amerikan tarzı hayat) oldu. Amerika’yı, Amerikalıları, Amerikalılar gibi yaşamayı çok sevmişlerdi.
(Devamı çarşambaya)  

Yazarın Son Yazıları

Veda (28.09.2018)

Veda

Devamını Oku
28.09.2018
Cumhuriyet Halk Partisi: Yeniden (2)

Cumhuriyet Halk Partisi: Yeniden (2)

Devamını Oku
13.07.2018
Cumhuriyet Halk Partisi: Yeniden (1)

Cumhuriyet Halk Partisi: Yeniden (1)

Devamını Oku
11.07.2018
Ağlamak

Ağlamak

Devamını Oku
04.07.2018
Mutlu sona doğru

Mutlu sona doğru

Devamını Oku
22.06.2018
Yorgunluk

Yorgunluk

Devamını Oku
20.06.2018
Tatarböreğini sever misiniz?

Tatarböreğini sever misiniz?

Devamını Oku
15.06.2018
Dertleşme (13.06.2018)

Dertleşme

Devamını Oku
13.06.2018
Elinizi tutan mı vardı?

Elinizi tutan mı vardı?

Devamını Oku
09.05.2018
Abdullah Gül: Nereden nereye?

Abdullah Gül: Nereden nereye?

Devamını Oku
27.04.2018
Baskın

Baskın

Devamını Oku
20.04.2018
İzmir bir başka…

İzmir bir başka…

Devamını Oku
18.04.2018
Cumhurbaşkanı’nın sözleri

Cumhurbaşkanı’nın sözleri

Devamını Oku
11.04.2018
SAPTAMALAR 2

SAPTAMALAR 2

Devamını Oku
06.04.2018
Saptamalar

Saptamalar

Devamını Oku
04.04.2018
Hayatın içinden: Türkiye - ABD ilişkileri (10)

Hayatın içinden: Türkiye - ABD ilişkileri (10)

Devamını Oku
21.03.2018
Hayatın içinden: Türkiye-ABD ilişkileri (9)

Hayatın içinden: Türkiye-ABD ilişkileri (9)

Devamını Oku
16.03.2018
Hayatın içinden: Türkiye-ABD ilişkileri (8)

Hayatın içinden: Türkiye-ABD ilişkileri (8)

Devamını Oku
14.03.2018
Hayatın içinden: Türkiye-ABD ilişkileri (7)

Hayatın içinden: Türkiye-ABD ilişkileri (7)

Devamını Oku
09.03.2018
Hayatın içinden: Türkiye- ABD ilişkileri (6)

Hayatın içinden: Türkiye- ABD ilişkileri (6)

Devamını Oku
07.03.2018
Hayatın içinden: Türkiye- ABD ilişkileri (5)

Hayatın içinden: Türkiye- ABD ilişkileri (5)

Devamını Oku
02.03.2018
Hayatın içinden: Türkiye-ABD ilişkileri (4)

Hayatın içinden: Türkiye-ABD ilişkileri (4)

Devamını Oku
28.02.2018
Hayatın içinden: Türkiye-ABD ilişkileri (3)

Hayatın içinden: Türkiye-ABD ilişkileri (3)

Devamını Oku
23.02.2018
Hayatın içinden: Türkiye- ABD ilişkileri (2)

Hayatın içinden: Türkiye- ABD ilişkileri (2)

Devamını Oku
21.02.2018
Hayatın içinden: Türkiye-ABD ilişkileri (1)

Hayatın içinden: Türkiye-ABD ilişkileri (1)

Devamını Oku
16.02.2018
Hayalet gemiler

Hayalet gemiler

Devamını Oku
09.02.2018
Gecede İstanbul

Gecede İstanbul Deniz Kavukçuoğlu yazdı...

Devamını Oku
07.02.2018
Gerçeklerimiz

Gerçeklerimiz

Devamını Oku
02.02.2018
Ne yazacağını bilememek

Ne yazacağını bilememek

Devamını Oku
31.01.2018
Akıntıya karşı durmak

Akıntıya karşı durmak

Devamını Oku
24.01.2018
Dünden bugüne (19.01.2018)

Dünden bugüne

Devamını Oku
19.01.2018
Şiddet ve eğitim

Şiddet ve eğitim

Devamını Oku
05.01.2018
Bunlara mecbur muyuz?

Bunlara mecbur muyuz?

Devamını Oku
03.01.2018
Hayatın içinden

Hayatın içinden

Devamını Oku
29.12.2017
‘Bir telefonu bile yok!’

‘Bir telefonu bile yok!’

Devamını Oku
22.12.2017
Umut (20.12.2017)

Umut

Devamını Oku
20.12.2017
Diren Gökçeada!

Diren Gökçeada!

Devamını Oku
08.12.2017
Çürüyen çöp, çürüyen insan

Çürüyen çöp, çürüyen insan

Devamını Oku
01.12.2017
Polisiye filmi izler gibi

Polisiye filmi izler gibi

Devamını Oku
29.11.2017
Singapur’dan Türkiye’ye

Singapur’dan Türkiye’ye

Devamını Oku
17.11.2017