Bir zamanlar Erdoğan’a en yakın gazeteci olarak nitelenirdi Mustafa Karaalioğlu.
Bugünlerde, Kaçak Saray’la arasına kara kedi girmiş durumda.
Hatta Başbakan Davutoğlu’nu çekilmeye götüren “Pelikan Dosyası”nda Karaalioğlu da hedef alındı. Karaalioğlu, kendisi için “ES Medya’da iken ayda 100 binden fazla maaş alan, 400 m2’lik ofis kuran bu zat Ethem Sancak’ın bütün telkinlerine rağmen Feto’nun beddua haberini bile manşetten görmemiştir, Ekrem Dumanlı’nın Akit muhabirine attığı tokatı arka sayfalara gömmüştür” denildi.
İşte bu ifadeler, Karaalioğlu’nu kızdırdı, dünkü yazısında 28 Şubat döneminin ünlü “Andıçları”nın hortladığını ima ederek şöyle dedi:
“Tamamen yalan, asılsız, gerçekle ilgisi olmayan iddialarla operasyon düzenlendi. Dahası, Andıç sanki gerçekmiş gibi siyasetten ve bilhassa da medyadan destek gördü. Gerçeğin ne olduğunu merak etmekten çok askerin talimatına selam durmaya hazır adamlar tarafından sahiplenildi. Ne hazindir ki zaman geçiyor, güçler yer değiştiriyor ama o acınası usul değişmiyor…”
Bu işler böyledir. Andıç bugün başkasına, yarın sana...
Pelikan, bir de TV programı yedi
Söz basından açılmışken bir haber daha verelim.
TV Net’te, Okay Gönensin, Fuat Uğur ve Markar Esayan’ın birlikte yaptığı “Kum Saati” programı iptal edildi.
Gerekçe de Fuat Uğur’a göre Pelikan Dosyası.
Anlaşılan bu Pelikan Dosyası daha çok kelle götürecek.
Erdoğan işe onbirde başlıyor
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan TPB (Türk Parlamenterler Birliği) Parlamento Dergisi’ne bir gün içerisinde neler yaptığını anlatmış, Rotahaber de alıntılamış.
Yoğun iş temposuna rağmen spor yapmaya gayret ettiğini de söyleyen Erdoğan, şunları söylemiş:
“Kahvaltı sırasında haber özetlerine ve gazetelere göz atar, programıma ilişkin hazırlıklarımı yaparım. Cumhurbaşkanı Külliyesi’ndeki programlarım genel olarak saat 11.00 gibi başlar. Çalışmalarımın bitiş saati çoğu zaman gece yarısını bulur. Son olarak ertesi günün programını gözden geçirir ve istirahate çekilirim. Sadece hafta sonlarını, en azından bir kısmını ailemle geçirmeye gayret ediyorum.”
Anlaşılan Beştepe Sarayı’nda mesai 11.00’de başlıyor ama gece yarılarına kadar sürüyor.
Kısaca erken kalkan yol almıyor.
Kilyos sahili çöp içinde
Fotoğrafı Basın Konseyi Yüksek Kurulu üyesi Melih Berk, hafta sonunda Kilyos sahilinde çekmiş.
Güzelim Kilyos sahili çöp içinde. Oysa çözüm basit. Yine Melih Berk anlatıyor:
“İtalya’da görmüştüm, traktör kumu arkasındaki eleğe alıyor, kabası ilk elekte kalıyor, inceleri alt eleğe düşüyor. Kum hem havalanmış oluyor, hem de tek traktör geçişi ile sahil tertemiz.”
Cumhurbaşkanı geçiyor diye İstanbul’un göz önündeki otoyollarının kenarını yeşillendirmekle uğraşan Büyükşehir Belediyesi, “Nasılsa Kilyos’a gitmez” diye kendi sorumluluğundaki bu sahilleri görmezden geliyor anlaşılan.
Beştepe’den rica edelim, Kilyos’a da bir uğrasın, belki o zaman temizlerler.
Röportaj yüzünden gazeteciye 'dinlenme'
BirGün gazetesi, yazar Mine Kırıkkanat’la, son kitabı “Hiç Kimse” konusunda bir söyleşi yayımladı. Ancak söyleşide, PKK içindeki kadınlara yönelik ‘mal gibi’ ifadesine gelen tepkiler nedeniyle önce özür diledi, sonra da muhabiri Özlem Özdemir’in söyleşilerine ara verdi.
Özlem Özdemir, dün “gazetedeki söyleşilerime belirsiz süreyle ara verilmesinin uygun olduğu bildirildi” diye tweet attı.
BirGün’den Barış İnce de cevap verdi:
“Biz kimseye ‘belirsiz bir ara’ falan demedik. Psikolojiler yıprandı, bir süre dinlenip devam edelim dedik. Birlikte belirleyelim dedik. Belirsiz ara ifadesi yanlış anlaşılıyor, kendisini korumak temel amaçtır.”
Tom Hanks fotoğraf çekmeye bile uğramadı
Hürriyet’in atlatma haberine göre yazar Dan Brown’ın neredeyse 200 sayfası İstanbul’da geçen “Inferno- Cehennem” adlı kitabını filme çekilmiş.
Tom Hanks’in başrolünü oynadığı film 28 Ekim’de vizyona girecek ve fragmanı da yayımlanmış.
Ancak ne acıdır ki, iki Oscarlı aktör Tom Hanks film için İstanbul’a gelmeyi istememiş, canlı bombalardan korkmuş, dublörünü göndermiş.
Film için Yerebatan Sarnıcı’nın eşi Macaristan’da kurulmuş, çekim orada yapılmış.
AKP usulü ileri demokrasi ve Erdoğan liderliğindeki Türkiye, ünlü yıldızların fotoğraf çekmeye bile gelmelerine izin vermiyor artık.
200 sayfası İstanbul’da geçen romanların filmi bile Macaristan’da çekiliyor.
Katkısı olan herkes gurur duysun.
