Türk Hava Yolları, Avrupa Şampiyonası’na katılacak milli takım için Boeing 737 tipi uçağı özel olarak hazırladı.
Uçağın üzerine de milli oyuncuların fotoğraflarını koydu.
Vatan gazetesi de “Fransa 11’ini Türk Hava Yolları açıkladı” diye haberi sürmanşetine taşıdı.
Güzel ve atlatma spor haberi olmuş.
Ancak, uçağın üzerinde 10 futbolcu ve Fatih Terim’in resmi var. Kadro şöyle: Volkan Babacan, Yunus, Selçuk, Hakan Balta, Oğuzhan, Nuri, Arda, Alper, Ozan ve Cenk.
Haberi görenler, “anlaşılan Fatih Terim çıkıp maçlarda kendisi oynayacak” esprisi yaptılar.
Ancak olayın gerçeği sonra ortaya çıktı.
Uçağın diğer tarafından da öteki 10 futbolcunun yani Gökhan Töre, Olcay, Serdar, Hakan Çalhanoğlu, Gökhan Gönül, Volkan Şen, Burak, Onur, Mehmet, Caner’in fotoğrafı vardı.
Böylece 20 kişilik aday kadronun tümü eksiksiz resmedilmiş oluyordu.
Ancak Fatih Terim’e torpil yapılmış, öteki tarafa da fotoğrafı konulmuştu.
Böylece takım tamamlanmış oldu.
Kısaca Fatih Terim kendisi çıkıp oynamayacak.
Mahçupyan, ‘İşin tadı kaçtı’ dedi, yolsuzluğu hatırlattı
Sabık Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun sabık danışmanı Etyen Mahçupyan dün Karar gazetesindeki köşesinde “Tadı kaçtı” diyerek şunları yazdı:
“Davutoğlu’nun hiç gerek yokken bu şekilde gönderilmesi AK Parti’de ‘işin tadını’ kaçırmış durumda. Erdoğan’ın bu çatlağı tamir etmesi hiç kolay olmayacak.”
Ancak daha önemli uyarısı, yazının sonrasında. İşi “yolsuzluklara” getirip şöyle diyor Mahçupyan:
“Yolsuzluklar zaten bir yaraydı… Yarattığı rahatsızlık ortadan kalkmasa da, beşeri zafiyetle bir yere kadar açıklanabildi ve başkaları tarafından kötüye kullanılma endişesi ile kenara kondu. Ama bu son olay hiçbir gereği yokken ve hiçbir gerçekçi gerekçeye dayanmadan yaşandı… Erdoğan’ın karar mekanizmasını tek merkezli ve hiyerarşik yapma isteğinin dışında hiçbir anlamlı neden bulamıyor insanlar…”
Bu tür bir yazının, Beştepe’yi ne kadar kızdıracağı malum.
Sonucunu göreceğiz.
Din danışmanı uyuyor mu?
Bildiğimiz kadarıyla 1300 odalık Beştepe Sarayı’nda sayısız danışman var.
Bu danışmanlar içinde “dini” konulara hâkim olanlar da vardır elbet.
Ancak bu danışmanlar pek görevlerini yapmıyor anlaşılan.
Erdoğan önceki gün şöyle dedi:
“BM’deki 5 daimi üyeye dünyadaki 190 ülkenin kaderi terk edilemez. Dünyada şu anda 1 milyar 700 milyon Müslümanın bir temsilcisinin olmadığı BM Güvenlik Konseyi’nin adil karar alacağına ben inanmıyorum. Bugüne kadar da bunu göremedim. 5 ülkenin 5’i de Hıristiyan.”
Allah Allah. Beş daimi üye, ABD, Rusya, İngiltere, Fransa ve Çin.
Bu ülkelerin dördünde de önemli sayıda Müslüman var:
ABD (2.4 milyon), İngiltere (1.6 milyon), Fransa (3.5 milyon), Rusya (16.4 milyon)
Ancak Çin, Hıristiyan bir ülke değil.
Dini yapısı çok farklı:
Nüfusun yüzde 80’i, Çin’e özgü dinlere mensup veya Taoist. Yüzde 10-16’sı Budist, yüzde 2-4 arasında Hıristiyan, yüzde 1-2 arasında da Müslüman nüfus var.
İnternette iki dakikada çıkacak bu bilgileri biz biliyoruz da, Beştepe’nin anlı şanlı danışmanları bilmiyor mu?
Danışman paraları halkın cebinden çıkıyor, boşa mı gidiyor?
Yoksa kim ki Müslüman değildir, Hıristiyan sayılır kuralı mı var?
İki Ahmet’in büyük savaşı
Yazar Ahmet Altan ile gazeteci ve televizyoncu Ahmet Hakan’ın savaşı tam gaz sürüyor.
Teke tek televizyona çıkma düellosu ile başlayan tartışma, hakaretlere kadar ulaştı.
Sonra, “programda başkaları olsun olmasın” derken ipler koptu.
Eğer kavga biter, Ahmet’ler karşı karşıya kalırsa, güzel bir program olacak ama...
Kavga o kadar büyüdü ki...
Galiba böyle bir program göremeyeceğiz.
Haberin çıtası
Dünkü gazetelerden birinde şöyle bir magazin haberi vardı:
“Hülya Avşar ile Kaya Çilingiroğlu’nun 18 yaşındaki kızı Zehra, okul çıkışı Boğaz’a gitti.
Arnavutköy-Kuruçeşme arasında yürümeye başladı. Ancak tam bu sırada, bombalı çanta ihbarı üzerine emniyet güçleri, sahil yolunu kapattı. Kulağında kulaklıkla müzik dinleyen Zehra Çilingiroğlu durumun farkında olmadan yürümeye devam edince, polisler kendisini uyardı. O da yolun karşısına geçip yürümeye devam etti.”
Artık insanların yürürken, yolun karşısına geçmesi bile haber konusu olmaya başladı. Yorum yok.
