Duvar Yazıları

Türkücü Yavuz Bingöl de gazeteci kovdurdu, tebrikler

27 Mayıs 2016 Cuma

Türkücü Yavuz Bingöl, gündemden düşmüyor. Dün yeni evlendiği eşiyle boşandığı haberleri medyadaydı. Ancak Bingöl’le ilgili daha önemli bir haber var. Yavuz Bingöl, bir süre önce Kıbrıs’ta kumar oynarken görüntülenmişti. Tıpkı Başbakan Binali Yıldırım’ın oğlu gibi o da kumar masasında ceple görüntülenmişti.

Binali Yıldırım’ın oğlu Erkan Black Jack oynuyordu, Yavuz Bingöl’ün ise ellerinde kartlar vardı, muhtemelen poker oynadığı sanılıyor. Yavuz Bingöl, bu görüntülere çok sinirlendi ve kumarhaneye baskı yaptırarak, kendi görüntüsünü çekenin kim olduğunu sordu. Otel yönetimi de yemedi içmedi, görüntüleri tarayıp ismi hemen verdi. Fotoğrafı Sabah gazetesi muhabiri Kerim Ülker çekmişti. Bingöl gazeteyle temasa geçti.

Gazete yönetimi de “Tak dediler, şak yaptık” misali gazeteci Kerim Ülker’i işten kovdu. Üstelik tazminatsız. Böylece Yavuz Bingöl’ün adı, basın tarihine geçti. Ki o listede, daha önce gazeteci kovduran Türkiye’nin mümtaz şahsiyetleri var. Kutluyoruz.

 

Ahmet Davutoğlu, Antalya EXPO için mi feda edildi?

Partisine yüzde 49.5 oy aldırmış bir başbakanın seçimden 7 ay sonra gittiği görülmemişti. Bunu da gördük. Üstelik apar topar. Ama bir başbakan, neden arkasında böyle bir oyu bırakıp, birkaç günde gider anlamak çok zor.

Şimdi size Ankara’dan gelen önemli bir kulisi aktaracağız. Söyleyenin adını vermeyeceğiz. Ancak konuşan Davutoğlu’na çok yakın biri. Başbakanlığı döneminde Davutoğlu’nun akıl danıştığı ender kişilerden biri. Davutoğlu’nun neden gittiğini şöyle anlattı:

“Biliyorsunuz Antalya’da EXPO açıldı. Bir dünya fuarı olan ve Cumhurbaşkanlığı himayesinde gerçekleşen EXPO için aylarca hazırlık yapıldı. Çok önemli harcamalar yapıldı. Ve bu hazırlıklar, sadece bir şirket üzerinden yapıldı. Bu şirket üzerinden yapılan harcamalar o kadar büyüdü ki, sonunda iş Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun önüne gitti. Davutoğlu, ‘Nedir bu harcamalar kardeşim?’ diye işin içine parmağını sokunca, yukarılar rahatsız oldu. ‘O’na ne oluyormuş?’ denildiğini duyduk. Davutoğlu’nun gitmesinin nedeni budur.” Herhalde iddianın bir yanıtı vardır...

 

Acaba Acun, Erdoğan’ı niye merhametli buluyor?

AKP döneminde, sıradan muhabirlikten televizyon patronluğuna yükselip Türkiye’nin en zenginleri arasına giren Acun Ilıcalı’ya “Cumhurbaşkanı’nı niye seviyorsunuz” diye sormuşlar. Şöyle cevap vermiş: “Merhametli buluyorum kendisini, yakından da tanıdığım için.” Yakından tanıdığına göre olabilir. Ancak her şeyi bir kenara bırakıp Acun Bey’e şu iki basit soruyu soralım: 4 “Ekmek almaya giden 15 yaşındaki Berkin’i terörist ilan edip, annesini yuhalatmak mı merhamet? 4 Yoksa işin içinde daha duygusal (!) gerekçeler mi var?”

 

Gazetecilerin gezilere gitmesi yasaklansın

Yavuz Bingöl olayında fotoğraf çeken işten atıldı ama haberi asıl yayımlayan Sözcü gazetesi muhabiri Mehtap Özcan’dı. Mehtap Özcan dün Medyaradar’da olayı şöyle anlattı: “O habere imza atan kişiyim. Kumarhanede o görüntüleri şarjım olmadığı ve yan otelde kaldığım için bir arkadaşımdan telefonunu rica ettim.

O da bana ‘Telefonumda biraz sorun var. Ben çekeyim vereyim telefonu istersen’ dedi. Sabah’taki arkadaşın konuyla ilgili tek bağlantısı da budur. Ne kadar nezaketli olduğunu herkes bilir. Diğer gazeteci arkadaşlar da olaya vâkıftır...” Meğer Kıbrıs’a bir iş gezisi için giden gazeteci grubu, kumarhaneyi de gezerken, Yavuz Bingöl ile karşılaşmış. Tıpkı, Singapureda Binali Yıldırım’ın oğlunu görüntüleyen gazeteciler gibi. En iyisi AKP “gazeteciler dış gezilere çıkamaz” diye kanun çıkarsın, böylece kumar oynarken hiç kimsenin yakalanma riski olmaz.

 

Sur’daki marangozun yaşadıkları

55 yaşında bir esnaf... Diyarbakır’ın göbeğindeki Sur’da ara sokağın birinde marangozluk yapıyordu. Olaylar başlayıp sokağa çıkma yasağı konulunca, işyerine giremez hale geldi. Aylarca. Güvenlik şeridi, işyerine sadece 10 metre uzaktaydı. Buna rağmen, içeri girip marangozluk aletlerini çıkarmasına izin vermediler. Dolayısıyla dışarda mesleğini sürdürebilme imkânı da bulamadı. Tüm zamanını boşa harcayarak geçirdi. Üç çocuk babası bir esnafın, aylarca çalışamamasının ne demek olduğunu en iyi esnaf anlar. Nokta...

 

Günün Sözü Deniz Seki’de

(Kasım 2014’ten beri tutuklu) “Bu yargının hastalıklı döneminin tek mağduru olarak hâlâ içerdeyim. O dönem yargı tarafından mağdur edilen herkese geç de olsa iade-i itibar yapılmışken bana yapılmamıştır.”



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Gargaraya getirmek 28 Haziran 2016

Günün Köşe Yazıları