Ergin Yıldızoğlu
Ergin Yıldızoğlu ergin.yildizoglu@gmail.com Son Yazısı / Tüm Yazıları

O korku beni korkutuyor

21 Mayıs 2015 Perşembe

İktidar partisinin liderliği çok korkmaya başladı. Ben de onların korkularının olası sonuçlarından korkuyorum.
Seçimlere giderken AKP iktidarda olmanın tüm olanaklarını, yasal sınırları zorlayarak kullanabiliyor. Halen ortalıkta dolaşan kamuoyu yoklamaları, seçimlerden sonra şöyle ya da böyle yeni hükümeti AKP’nin kuracağını söylüyor. Ne var ki, seçim meydanlarında AKP liderliği, bu kamuoyu yoklamalarının sonuçlarından haberi olmayan bir yabancıya “bunlar ne kadar da korkuyorlar; galiba gidiciler” dedirtecek konuşmalar yapıyorlar.

Adeta yeni bir rejim
Mısır’da askeri rejimden bozma yönetim eskiye dönerken hızını alamayıp, seçilmiş Başkan, Müslüman Kardeşler’in lideri Mursi’yi idama mahkûm etti. Başbakan Davutoğlu da bu karara karşı çıkarken hızını alamayıp Türkiye’de devlet başkanlarının ve başbakanların bundan böyle “mahkeme önüne çıkarılamayacaklarını” açıkladı. Böylece bu ülkede, seçilenlerin, yasalardan muaf ve dokunulmaz oldukları bir rejime geçilmiş olduğunu öğrenmiş olduk. Bu sırada, Cumhurbaşkanı da “bilinçdışından” yüzeye çıkan bir şeylerin etkisiyle, Mursi ile kendini özdeşleştiriyor, bir gün kendisinin de idama mahkûm edilebileceğinden (neyle suçlanacağını düşünüyor acaba?) söz ediyor.
Ya bu iki siyasetçi bizim bilmediğimiz bir şeyleri biliyorlar ya da bir başka nedenden büyük bir korku içindeler. Birinci olasılığı ciddiye alamıyorum. Ortada öyle bilinmeyecek bir şey yok. Kamuoyu yoklamaları AKP açısından en kötü olasılığın, HDP’nin Meclis’e girmesi olduğunu, bu koşullarda AKP’nin tek başına anayasayı değiştirecek çoğunluğa ulaşamayabileceğini söylüyor. Hiçbir uzman analist, AKP’nin muhalefete düşmesini beklemiyor.
Bence korkularının nedeni başka. AKP 13 yıldır politikalarını, momentumun korunacağı, Siyasal İslam’ın toplumun üzerindeki denetiminin sürekli artacağı, genişleyeceği, sonunda “öteki” siyasi-kültürel “dünya”ların susturulacağı varsayımına, hatta inancına göre inşa ediyordu. Daha akademik bir dille söylersek, AKP ülkede “konuşulabilenin sınırlarını” giderek daha bütünsel biçimde belirleyebileceğini, Siyasal İslam’ın “hakikat rejimini” ve “nüfus-bedenpolitikasını” tamamen egemen kılabileceğini varsayıyordu.

Bir rüya bir fantezi
AKP liderliğinin ve Siyasal İslam’ın böyle bir umuda kapılmasında, başlangıçta onun yükselişini “açıklayan”, “merkez - çevre”, “askeri vesayet - sivil demokrasi”, “katı laiklik - ılımlı Müslümanlık”, “inançları yüzünden ezilen çoğunluk - ezen katı laik seçkinler”, “demokrat seçilmişler - otoriter atanmışlar” ikilemleri üzerine kurulu söylem, bu söylemin ürettiği pratik büyük bir rol oynadı.
Neticede, bir taraftan AKP birilerini “aldatırken” öbür taraftan birileri de Siyasal İslam’ın liberal demokrasiye, kapitalist devletin-siyasetin özellikleriyle ilgili deneyimlere, teorilere yabancı seçkinlerini, bu “ideolojik” ikilemlerle fena halde “yanılttı”.
Birincisi, “ülke demokratikleşiyor” rüyasını görürken, öbürü, “o ki seçildik, bundan böyle bu toplum bizim, her istediğimizi yaparız” fantezisini geliştirdi.
Bu fantezi, dini (“Allah böyle istiyor!”) bir dünya anlayışıyla da birleşince adeta bir “inanca” dönüştü. Bu inanç, ihtirasın da katkısıyla kaygıyı rüzgâra savuran bir siyaset pratiği yarattı.
Ancaaak... AKP’nin ve Siyasal İslam’ın geliştirdiği inanç ve pratik, “kapitalist gerçeklik” tarafından sınandıkça sınıfta kaldı, bunları destekleyen topluma anlatılan söylem giderek istikrarını kaybetti. AKP ve Siyasal İslam’ın seçkinlerinin, “bu toplum bundan böyle bizim” inancı sarsılmaya başladı: “Ya tarih bir başka yöne dönüyorsa?”, “Ya kader yeni bir sayfa açıyorsa?”, “Ya yaptıklarımız yanımıza kalmayacaksa?”...
Şimdi bu sorular hızla gündeme geliyor. Bunlar varoluşa ilişkin ağır sorular. Korkunun kaynağı da işte bu. Benim korkumun kaynağı da işte bu korku. Ben, bu korkunun, AKP liderliğine ve Siyasal İslam’ın seçkinlerine, seçimlerden sonra, iktidarda kalırlarsa, ki öyle görünüyor, “bir daha asla” dedirterek önlem almak adına, devlet eliyle, totaliter bir linç mantığıyla yaptırabileceklerinden çok korkuyorum.  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Böyle devam etmez! 5 Aralık 2024

Günün Köşe Yazıları