Trump kazansaydı Ankara çok sevinirdi
Kadri Gürsel
Son Köşe Yazıları

Trump kazansaydı Ankara çok sevinirdi

28.10.2016 06:00
Güncellenme:
Takip Et:

Erdoğan rejimi ve medyasının, bir “anti-Müslüman” olmasına rağmen Donald Trump’a gönül düşürmesinin tek nedeni, seçimdeki rakibi Hillary’ye atfettikleri “FETÖ’cülük” değildi. Rejim medyası uzunca bir süredir Trump’a “çakmıyordu” ve bunda Hillary’nin IŞİD’e karşı “Kürtleri silahlandırmaktan” bahsetmesinin de elbette bir payı vardı... Bu iki faktöre rağmen, Trump’ı Hillary’ye tercih etmiş olmalarının basit bir ehven-i şer mantığı ile açıklanabileceğini sanmıyorum. Trump’ı utangaç biçimde kabullenmelerinde, zamanla derinleştirerek yaptıkları doğruya yakın gözlemler rol oynamış olmalıydı.
Birçok analistin de tespit ettiği gibi Trump içe kapanmacı ve anti-enternasyonalistti... Bunun neticesinde NATO’ya ve Trans- Atlantik işbirliğine şüpheyle yaklaşıyordu. Bu faktörler Ankara’daki rejimin Cumhuriyetçi adayı tercih etmesinin bir nedenini oluşturabilirdi. Seçildiği takdirde bu Trump, ABD’yi daha düşük profilli ve daha az müdahaleci bir dış politikaya yöneltecekti ve bu durum da Ankara’daki zevatın hem iç hem de dış politikada elbette işine gelirdi...
Ötesinde, muhtemeldir ki bizdeki rejim Trump’a aradan geçen zaman içinde ısınmıştı ve bunu da normal karşılamak gerekirdi.
Ne de olsa Trump ile “Reis”leri benzer kumaştandı.
İkisi de siyasi varlıklarını yerleşik düzene meydan okuyarak inşa etmişlerdi.
İkisi de popülistti.
Mağduriyet duygusu içindeki kitlelerin desteğini almak için düzenin elitlerine adeta savaş açtılar.
İkisi de otoriter eğilimliydi.
Trump, Putin’e olan muhabbetini gizlemiyordu. “Reis” de öyle.
Otoriter liderler birbirleriyle iyi anlaşırlar.
Trump, kuvvetler ayrılığından hazzetmiyordu, “Reis” ise kuvvetler birliğini şahsında çoktan tesis etmişti.
İkisi de basın özgürlüğünden nefret ediyordu.
Bizde 2008’den beri yapıldığı gibi Trump da toplantılarında gazetecileri alenen hedef gösterdi, yuhalattı... Trump taraftarları gazeteci tartakladı.
Cumhuriyetçi başkan adayı, her fırsatta “Medyaya güvenilmez” diyerek gazetecilere karşı düşmanlığı körükledi.
Erdoğan malumunuz, her fırsatta “Manşetlerle savaşarak bugünlere geldik” demesiyle ünlü.
Trump da başkan seçilse “Beyaz Saray’a manşetlerle savaşarak geldim” diyecekti muhtemelen...
Ama diyemeyecek. Çünkü Trump başkan olamayacak.
Trump’tan bahsederken geçmiş zaman kiplerini kullanmamın nedeni bu.
Hillary, Trump’ın Beyaz Saray’da oturmaya layık bir Amerikalı olmadığının önemli orandaki Cumhuriyetçi seçmen tarafından da iyice anlaşılması sayesinde arayı açtı ve beklenmedik bir gelişme olmaz ise 12 gün sonra yapılacak seçimleri kazanacak.
ABD’de 10 ayrı kamuoyu araştırmasının 25 Ekim’de açıklanan ortalama sonucuna göre Hillary’ye olan destek yüzde 46.4 seviyesinde. Trump yüzde 40.3 ile 6 puan geride.
Hillary’nin şu an garantilemiş gibi gözüktüğü eyaletleri kazanması başkan seçilmesine zaten yetiyor.
Dolayısıyla Erdoğan rejimi ve medyasının Trump hususundaki munis tutumu da geçmiş zamana ait bir anlam taşıyor artık.
Şimdi yakın geleceğe bakarsak, Hillary’nin Obama’nınkinden daha müdahaleci bir dış politika izleyeceğini varsaymak için her türlü nedenin mevcut olduğunu görürüz.
Hillary Clinton’ın güçlü uluslararası liderlik vaat etmesi, Ankara’nın Washington ile olan Suriye, Irak ve Rusya bağlantılı sorunlarının daha da ağırlaşmasına yol açabilir.
Ocak 2017’den sonra Ankara’nın, Hillary Clinton yönetimi ile çatışmak ya da birlikte çalışmak seçenekleri ile karşı karşıya kalması muhtemeldir. Obama döneminde, “çatışma” ve “birlikte çalışma” seçenekleri arasında ortaya çıkan “gri alan”ın, başka bir deyişle “orta yol”un sonuna geliyor olabiliriz.  

Yazarın Son Yazıları

İdlib’de yüzleşmek

İdlib’de yüzleşmek

Devamını Oku
07.09.2018
Osman Kavala’nın sakin mağduriyeti

Osman Kavala’nın sakin mağduriyeti

Devamını Oku
31.08.2018
Yapay zekâ ABD’yle krizi çözer mi?

Yapay zekâ ABD’yle krizi çözer mi?

Devamını Oku
28.08.2018
Türkiye’nin tam teşekküllü krizi

Türkiye’nin tam teşekküllü krizi

Devamını Oku
17.08.2018
24 Haziran’daki ‘uçan mürekkepli mühür’ palavrasını en çok kim yaydı

24 Haziran’daki ‘uçan mürekkepli mühür’ palavrasını en çok kim yaydı

Devamını Oku
03.08.2018
Hızlı ve geçici iktidar

Hızlı ve geçici iktidar

Devamını Oku
14.07.2018
Muhalefetin bir numaralı sorunu medyadır

Muhalefetin bir numaralı sorunu medyadır

Devamını Oku
06.07.2018
24 Haziran’ın sürprizi MHP değil, ‘münafıklar’

24 Haziran’ın sürprizi MHP değil, ‘münafıklar’

Devamını Oku
29.06.2018
Bu seçimin galibi halktır

Bu seçimin galibi halktır

Devamını Oku
25.06.2018
24 Haziran’ın dört kesin sonucu

24 Haziran’ın dört kesin sonucu

Devamını Oku
22.06.2018
‘Oylarınızı çaldırmayacağız’

‘Oylarınızı çaldırmayacağız’

Devamını Oku
21.06.2018
Mantar tabancası patlasa da sandığa

Mantar tabancası patlasa da sandığa

Devamını Oku
19.06.2018
İnce, Erdoğan’ı iktidardayken ‘indiriyor’

İnce, Erdoğan’ı iktidardayken ‘indiriyor’

Devamını Oku
12.06.2018
Korkan iktidar korkutarak oy istiyor

Korkan iktidar korkutarak oy istiyor

Devamını Oku
08.06.2018
Erdoğan ‘Bay Kemal’den neden vazgeçemiyor?

Erdoğan, ‘Bay Kemal’den neden vazgeçemiyor?

Devamını Oku
05.06.2018
Muharrem İnce fenomeni

Muharrem İnce fenomeni

Devamını Oku
01.06.2018
24 Haziran’da iktidarın işi artık daha zor

24 Haziran’da iktidarın işi artık daha zor

Devamını Oku
29.05.2018
Türk Lirası’nı kim çökertti?

Türk Lirası’nı kim çökertti?

Devamını Oku
25.05.2018
Üç yıl sonra HDP yine anahtar

Üç yıl sonra HDP yine anahtar

Devamını Oku
15.05.2018
Dinamizm tamam Umutlar tamam Moraller tamam

Dinamizm tamam Umutlar tamam Moraller tamam

Devamını Oku
11.05.2018
Muharrem İnce’yle bozulan mezhepçilik oyunu

Muharrem İnce’yle bozulan mezhepçilik oyunu

Devamını Oku
08.05.2018
Basın özgürlüğü neden alerji yapıyor?

Basın özgürlüğü neden alerji yapıyor?

Devamını Oku
04.05.2018
Atı alan Üsküdar’a geçecek mi?

Atı alan Üsküdar’a geçecek mi?

Devamını Oku
01.05.2018
İç ve dış krizlerden önce baskın seçim

İç ve dış krizlerden önce baskın seçim

Devamını Oku
20.04.2018
Cihatçılar da Türkiye’ye havale

Cihatçılar da Türkiye’ye havale

Devamını Oku
17.04.2018
Saldırı sınırlı, Türkiye'nin pozisyonu etkilenmez

ABD, İngiltere ve Fransa'nın ortaklaşa gerçekleştirdiği Suriye Operasyonunundan ne anlamalıyız... Sınırlı saldırı Ankar'nın pozisyonunu etkiler mi, Esad rejimini güçlendirdi mi, harekatın zamanlaması manidar mı, harekat Putin'e de bir mesaj mı, İngiltere Başbakanı May kısa yolu mu seçti?

Devamını Oku
15.04.2018
Şimdiki mesele kimyasal silah değil

Şimdiki mesele kimyasal silah değil

Devamını Oku
13.04.2018
Hürriyet’e veda ve teşekkür

Hürriyet’e veda ve teşekkür

Devamını Oku
03.04.2018
Doğan Grubu’nun imhası, ana akım medyanın sonu

Doğan Grubu’nun imhası, ana akım medyanın sonu

Devamını Oku
23.03.2018
Afrin ve ötesi

Afrin ve ötesi

Devamını Oku
20.03.2018
Seçimi boykot, havlu atmaktır

Seçimi boykot, havlu atmaktır

Devamını Oku
16.03.2018
Arkadaşlarımızı hapiste tutarak hiçbir şey kazanamazsınız

Arkadaşlarımızı hapiste tutarak hiçbir şey kazanamazsınız

Devamını Oku
06.03.2018
İdlib’e dikkat

İdlib’e dikkat

Devamını Oku
23.02.2018
TSK Suriye’den neden çıkmaz?

TSK Suriye’den neden çıkmaz?

Devamını Oku
13.02.2018
Suskunluk sarmalındaki Türkiye

Suskunluk sarmalındaki Türkiye

Devamını Oku
06.02.2018
Uğur Mumcu’yu anmak, yalana teslim olmamaktır

Uğur Mumcu’yu anmak, yalana teslim olmamaktır

Devamını Oku
26.01.2018
Afrin savaşının öteki cephesinde durum

Afrin savaşının öteki cephesinde durum

Devamını Oku
23.01.2018
Zor, Suriye’de oyunu bozar mı?

Zor, Suriye’de oyunu bozar mı?

Devamını Oku
16.01.2018
Ölmüş bir gazeteciden ‘Sayın Yetkili’ye mektup: Tercih demokrasi ve diktatörlük arasında

Ölmüş bir gazeteciden ‘Sayın Yetkili’ye mektup:

Devamını Oku
12.01.2018
Türkiye-ABD: Krizin kara yılı başladı

Türkiye-ABD: Krizin kara yılı başladı

Devamını Oku
05.01.2018