Açılımdan Toplu İntihara...

17 Kasım 2012 Cumartesi

Nasıl oldu da, açılımla, etnik haklara saygıyla, insan hakları ve demokrasiyle, kimlik tanımayla başlayan süreç bugüne geldi?

\n

Çiller döneminde de en önemli sorun terördür diye yola çıkılıp farklı bir yöntem denenmiş, askeri tedbirlere, gerilla yöntemleri eklenmişti.

\n

Bu kez AKP döneminde soruna tam tersi bir açıdan yaklaşılıp hak ve özgürlükler bağlamında çözüm aranacaktı. Yıllardan beri, demokratik haklar verildikçe terör kendiliğinden biter tezini savunan herkes de buna destek verdi.

\n

Başından beri bu konuda, demokratik hakların elbette verilmesi gerektiğini ama terörün bununla bitmeyeceğini söyledim.

\n

Kürt siyasi kadroları yıllardan beri yalnızca Kürtçe televizyonları olsun, okullarda Kürtçe ders okunsun diye mi bu mücadeleyi verdi?

\n

Bu kadar insan dağlarda bunun için mi öldü?

\n

Eğer sorun bu kadar basit olsaydı herhalde zaten çok önce çözülmüş olurdu.

\n

***

\n

Hükümet bu kadar saf mıydı? Sanmıyorum.

\n

Açılım süreci başladığı zaman, tartışılan konuların bana göre entelektüelsorunlar olduğunu, özellikle Güneydoğudaki sorunun bunlarla ilgisi bile olmadığını, Kürt kimliği sorununun da bu kadar basite indirgenemeyeceğini yazmıştım.

\n

Belki bu sürecin sonunda hükümet, Bakın, biz elimizden geleni yapmak istedik, iyi niyetle davrandık ama onlar yine aynı şeyleri yaptılar, işi yokuşa sürdüler, silah bırakmadılar, siyasi demokratik mücadeleye yanaşmadılardiyebilirdi.

\n

Ama siz bir pazarlığa, hem siyasi kadrolarla hem dağ kadrolarıyla ve hatta İmralıyla girişiyorsanız, o zaman konunun tarafının ne diyeceğini de duymak zorunda kalırsınız.

\n

Yani, Biz size söz hakkı verdik ama bizim istemediğimiz şeyleri de söylemeyindiyemezsiniz.

\n

O zaman talep, kültürel haklar da olabilir, federasyon da olabilir, ayrılma da olabilir.

\n

***

\n

Bu süreç başladı ve hak ve özgürlükler adıyla başlayan açılım, siyasi kadroları, teorisyenleri, gazetecileri, avukatları, belediye başkanlarını, milletvekillerini bile terör örgütüne dahil ederek hapse atmaya kadar gitti.

\n

Bütün bu süreçten benim anladığım şu: Uluslararası gözlemciler önünde yapılan gizli görüşmelerden, istihbaratın yaptığı görüşmelerden ve siyasi görüşmelerden sonra beklenen sonuç alınamadığı için devlet gücünü yeniden kullanmaya başladı.

\n

Konunun her tarafıyla görüşebiliriz diyen devlet, Meclisteki temsilcileri yok sayıyor.

\n

Bunun sonunda, bugün açlık grevlerine kadar gelen bir yola girildi.

\n

Talepler, son birkaç yılda öğrenilecek talepler değildi. Uzun yıllardır zaten dile getirilen, tartışılan konulardı.

\n

Şimdi gelinen nokta, her iki tarafın da gücünü nereye kadar kullanabileceği aşaması.

\n

Yazık ki çok tehlikeli bir aşama...

\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Görüşmek Üzere... 10 Ocak 2013
Vergiler ve Zenginler 8 Ocak 2013
Kitap Korkusu 5 Ocak 2013

Günün Köşe Yazıları