Kendimi bildim bileli, dürüst olmanın öneminden, doğru söylemenin değerinden söz edilir ülkemizde.
\n“Ya göründüğün gibi ol, ya olduğun gibi görün” sözü sıkça söylenir.
\nHayal kuran insanlar fazlasıyla havai bulunur.
\nDoğrucu Davut olmak övülen bir özelliktir.
\nDobra dobra konuşmak iyi bir şeymiş gibi anlatılır.
\nBirinin arkasından söyleyeceğini yüzüne de söyle denir.
\n***
\nAma işin gerçeği şu ki, biz doğru söyleyeni sevmiyoruz.
\nYalancılara, sahtekârlara, sinsice gemisini yürütenlere hiçbir şey olmuyor, ama doğruyu söyleyen dokuz köyden kovuluyor.
\nOnun için Bekir Coşkun’un köşesinin adı “Onuncu Köy”...
\nİnandığı şeyi her ne pahasına olursa olsun savunanlar, kendi yaşam biçimini, dünya görüşünü, bakış açısını yazıp çizenler sürüm sürüm sürünüyor, hapislere düşüyor, başları beladan kurtulmuyor.
\nAma her duruma göre şekil alabilen, bukalemun gibi araziye uyan, gelen ağam giden paşam diyenler dünyanın en yeteneksiz, en beceriksiz, en şapşal insanı da olsa ilerliyor.
\n***
\nÇocukluğumuzdan beri, büyüklerin dediklerini yapan veya yapar görünen, onların sözlerini eleştirmek yerine kabullenen, onlarla tartışmaya girmek yerine haklı bulan insanlar olduğumuz için belki, büyüdüğümüz zaman da bu alışkanlığı sürdürüyoruz.
\nÇünkü aksi halde sürekli mücadele etmemiz gerekiyor.
\nÜstelik bu mücadelenin kimseden takdir gördüğü de yok.
\nAksine böyle davrandığımız zaman başımıza gelmeyen kalmıyor.
\nBüyüklerimiz bilir diyerek, onları överek, iktidar kimdeyse onun yanında yer alarak kazanacağımızı, kör kör parmağım gözüne yanlış bulduğumuz şeyleri bile söyleyeceğimize, susmanın işimize yarayacağını çocukluktan öğreniyoruz.
\n