Türkiye’nin NATO’culuk damarı
Mehmet Ali Güller
Son Köşe Yazıları

Türkiye’nin NATO’culuk damarı

05.03.2022 05:00
Güncellenme:
Takip Et:

Türkiye’de çok güçlü bir NATO’cu damar var. Bu damar, antikomünizm üzerinden Türk milliyetçiliğini ülkücü milliyetçilik şeklinde bozarak ve onu Türk-İslam sentezi içinde siyasal İslamcılık ile buluşturarak inşa edildi. 

20. yüzyıl siyasetinin en önemli gerçeklerindendir: Komünist faaliyetlerin yasaklandığı hatta baskılanarak tırpanlandığı her ulusal devlet, felakete uğradı.

Nazizmin Alman halkını körleştirme ve dünyayı bir felakete götürme süreci, Hitler’in iktidara gelmesinden kısa süre sonra komünist faaliyetleri yasaklamasıyla başladı. Avrupa’nın gelişmiş demokratik ülkeleri, 20. yüzyıl boyunca ABD adına komünizmle mücadele ettiği oranda gericileşti.

Bizde farklı mı? Cumhuriyetin devrimci barutunun tükenmesi, feodalizmle uzlaşma ve Atlantik kampına bağlanmayla başlayan süreç en sonunda devletin laik ve demokratik karakterleri ile Cumhuriyetçi niteliğinin tahrip edilmesiyle sonuçlanmadı mı? Bu süreçte antikomünizmin rolü kritik önemde. Daha açık söyleyeyim: CHP’nin sağcılaşması ve bugünlerde en NATO’cu çizgiyi savunur hale gelmesinde de antikomünizmin etkisi var. Solun güçlendiği şartlarda CHP de ortanın soluna geçmek ve halkçı bir çizgi izlemek zorunda kalıyordu çünkü.

GLADYONUN ANTİKOMÜNİZM OPERASYONLARI

NATO’culuk, antikomünizm üzerinden ülkeleri ele geçirdi; antikomünizm ile devletlerin içinde Atlantikçi damar oluşturdu. Öyle ki NATO, antikomünist bir dalga yaratabilmek için kendi özel örgütleriyle üye ülkelerde suç işleyip komünistlerin üzerine attı. Örneğin 6-7 Eylül 1955 olayları bir gladyo/kontrgerilla faaliyetiydi ancak Bayar-Menderes ikilisi olayı komünistlere yıktı; Aziz Nesin, Nihat Sargın, Kemal Tahir, Asım Bezirci, Hasan İzzettin Dinamo başta olmak üzere pek çok komünist aydına dava açıldı. 

Benzeri tablolar sonraki yıllarda da yaşandı. Böylece NATO, üye ülkelerde komünizmi yasaklattı, büyümesini engelledi, halk nezdinde şeytanlaştırdı. “Komünistler Moskova’ya” sloganının halk içindeki etkisi, işte o operasyonların sonucudur.

ALTI OKUN TEMİNATI OLARAK KOMÜNİSTLER

ABD destekli “komünizmle mücadele” olmasa, Atatürk’ün altı oku bu kadar kolay kırılamayacaktı. Çünkü komünistlerin varlığı, laiklikten halkçılığa, o okları halk adına sürdürebilmenin teminatıydı. Çünkü komünistlerin varlığı, kamu ekonomisinin özelleştirmeler yoluyla “oligarklara” peşkeş çekilememesinin teminatıydı. 

Özelleştirme kraliçesi Tansu Çiller, konu TBMM’de yasallaştığında, 23 Kasım 1994 günü Meclis kürsüsünden “Son sosyalist devleti yıktık” diye meydan okurken işte bu büyük gerçeğe kendi sınıfı adına işaret ediyordu! (Ukrayna’nın 30 yıldır, 1990’daki milli gelirine ulaşamaması sonucunun nedeni, kamu mallarına çöken oligarkların ülkeyi paylaşmasıdır.)

AKILLARI ABD ADINA RUSYA’YLA SAVAŞTA OLANLAR

NATO bir saldırı aygıtıdır; Amerikan liberal düzeninin korunmasının savaş aygıtıdır. NATO o nedenle özelleştirmecidir, o nedenle kamuculuk düşmanıdır; o nedenle sermayenin liberalleşmesinden, serbestçe dolaşımından, yani hedef ülkeye serbestçe girişinden yanadır ve tüm bunların sağlanabilmesinin askeri aracıdır.

NATO, işte bu hedefi nedeniyle de sadece askeri bir örgüt değil, ondan daha önemlisi bir siyasal örgüttür. ABD emperyalist sınıfının çıkarlarını sağlayabilmek için de üye ülkeleri denetim altında tutma organıdır. ABD emperyalizmi işte bu düzeni kurmak ve beyinleri ele geçirmek üzere her yıl milyar dolarlar dağıtır, burslar verir, fon sağlar...

Ve o NATO’cu damar da dün halk içinde sol dalganın geliştiği şartlarda nasıl “komünistler Moskova’ya” sloganı üretiyorsa bugün de Türk-Rus işbirliğini sabote edebilmek hedefiyle NATO’nun rolüne işaret edenleri Putincilikle suçlar. Hatta en NATO’cuları, Türk-Rus işbirliğinin önemine işaret eden emekli amiralleri hedef alır, “Bu askerler görevdeyken Rusya’yla savaş çıksaydı, gidip gemilerini Rusya’ya teslim ederlerdi” deme seviyesizliğine iner!

Öyle Amerikancı, öyle NATO’cudurlar ki akılları fikirleri Rusya’yla savaştadır. O nedenle de ekranlara doldurulur ve lafa “Türkiye, ABD’yle hiç savaşmadı ama Rusya’yla 13 kez savaştı” diyerek başlarlar. Oysa Atatürk tarihe böyle baksaydı, Kemalist-Bolşevik ittifakı kurulamaz ve Kurtuluş Savaşımız da en önemli dayanağına kavuşamazdı. Kaldı ki ABD’yle “açık” savaş yaşanmaması, ABD’yle darbeler başta “özel savaş” yaşandığı gerçeğini örtmez!

Yazarın Son Yazıları

Öcalan’ın CHP ısrarının anlamı

TBMM komisyonunun 24 Kasım’da İmralı’ya gidip Öcalan’la görüşmesinin kritik önemde olduğunu söylediler ama Öcalan’la ne konuştuklarını bırakın kamuoyuna açıklamayı, TBMM komisyonunda bile ele almadılar.

Devamını Oku
04.12.2025
Öcalan’ın himaye çağrısının anlamı

TBMM komisyonunun İmralı’da Öcalan’la görüşmesinin üzerinden bir hafta geçti ama henüz Türkiye o görüşmeye dair “resmi gerçekleri” bilmiyor. Çünkü komisyonun bu gündemle yapacağı toplantı ertelendi.

Devamını Oku
01.12.2025
CHP programında ŞİÖ ve BRICS yok

CHP’nin yeni programının taslağı, yoğun gündem nedeniyle basında hakkıyla ele alınamadı, tartışılamadı.

Devamını Oku
29.11.2025
Dolmabahçe sendromu

Bahçeli’nin “Yeter ki terör bitsin, varsın sonumuz darağacı olsun” sözleri size de tuhaf gelmedi mi?

Devamını Oku
27.11.2025
Kılıçdaroğlu’nun misyonu

AKP-MHP-DEM koalisyonu oluşmasının yansımalarından biri de DEM’in “gerçek” siyaset yapma tarzının ortaya çıkmaya başlamış olmasıdır. “Öcalan sürece karşı çıkan medyanın dilinden rahatsız, AKP’nin elinde yargı gücü var, sustursun bu gazetecileri” çağrısı yapan Pervin Buldan’ın “otoriter AKP rejimiyle” uyumlu tarzı, bunun tipik bir örneğiydi.

Devamını Oku
24.11.2025
İmralı ısrarının nedeni

İş öyle bir noktaya getirildi ki TBMM komisyonu İmralı’ya gitmezse sanki süreç duracak!

Devamını Oku
22.11.2025
ABD’nin İran planı

Siyaset ve Uluslararası Çalışmalar Enstitüsü’nün (IPIS) İran’ın başkenti Tahran’da düzenlediği...

Devamını Oku
20.11.2025
Tahran izlenimleri

İran-Siyaset ve Uluslararası Çalışmalar Enstitüsü’nün (IPIS) düzenlediği “Saldırı Altında Uluslararası Hukuk” konferansı nedeniyle Yeni Dünya Araştırmaları Merkezi (YDAM) koordinatörü ve Cumhuriyet gazetesi yazarı olarak Tahran’dayım.

Devamını Oku
17.11.2025
Trump, Suriye’yi İsrail’e müttefik yapıyor

Washington’dan gelen mesajlar, Suriye ile İsrail’in bir güvenlik anlaşması imzalamaya doğru ilerlediğine işaret ediyor.

Devamını Oku
15.11.2025
Yeni rejim iddianamesi

Başsavcılığın 3 bin 900 sayfalık İmamoğlu iddianamesi, özü itibarıyla Saray’ın “yeni rejim inşa” iddianamesidir.

Devamını Oku
13.11.2025
NATO Turancılığı

Ankara ABD’nin son dönemdeki Güney Kafkasya ve Orta Asya hamleleri karşısında neden sessiz? Yoksa Ankara, politikalarını, ABD’nin 1990’lardan beri dayattığı ve inişli çıkışlı uygulanan “Türkiye üzerinden Orta Asya’ya sarkma” stratejisine uyumlu hale getirmede basamak mı yükseltiyor? İnceleyelim:

Devamını Oku
10.11.2025
Öcalan’dan Erdoğan’a iki mesaj

ABD Başkanı Donald Trump, Suriye’nin geçici Cumhurbaşkanı Ahmet Şara’yı 10 Kasım’da Beyaz Saray’da “ağırlamaya” hazırlanıyor.

Devamını Oku
08.11.2025
Bahçeli Barrack’ı eksik hedef aldı

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, TBMM grup toplantısı konuşmasında şöyle dedi...

Devamını Oku
06.11.2025
Barrack ince ince dokuyor

ABD Büyükelçisi Barrack, Bahreyn’in başkenti Manama’da düzenlenen Uluslararası Stratejik Çalışmalar Enstitüsü forumunda yaptığı konuşmada şöyle dedi: “Türkiye ve İsrail savaşmayacak. Hazar Denizi’nden Akdeniz’e kadar bir işbirliği göreceksiniz.” (AA, 1.11.2025)

Devamını Oku
03.11.2025
Trump’ın Çin döngüsü

ABD Başkanı Donald Trump, Çin’e son meydan okumasının ardından, yine geri adım attı.

Devamını Oku
01.11.2025
İngilizcilik meselesi

Çok bilinen bir Çin bedduasıdır: Tuhaf zamanlarda yaşayasın.

Devamını Oku
30.10.2025
Casusluk

Hüseyin Gün, MI6 mensubu David John Charters’ı telefon rehberine şu şekilde kaydetmiş: “Eski MI6 Başkanı Richard Moore’un arkadaşı.” (Sabah, 25.10.2025) Peki kim bu MI6 Başkanı Richard Moore? 2014-2018 yılları arasında İngiltere’nin Ankara büyükelçisiydi. 2020 yılında ise ünlü İngiliz dış istihbarat örgütü MI6’nın başına getirildi. Bu Moore, geçen ay hem de küresel bir casusluk faaliyeti tanıtımı için İstanbul’daydı.

Devamını Oku
27.10.2025
Trump ve Erdoğan’ın 2028 amacı

ABD Başkanı Donald Trump’ın akıl hocalarından Steve Bannon Economist dergisine açıkladı...

Devamını Oku
25.10.2025
Avrupa’ya jandarmalıkta AKP-CHP rekabeti

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, KKTC seçiminden hemen önce Yunanistan’a ilginç mesajlar verdi.

Devamını Oku
23.10.2025
Garantörlük

Erdoğan’ın Şarm el Şeyh’te Trump bildirisine imza atmasının ardından, iktidara yakın medyada, Türkiye’nin Gazze’nin garantörü olduğu dile getirilmişti.

Devamını Oku
20.10.2025
İtibar

Bu köşe benim değil, kamunun. O nedenle bu köşede “ben” yokum, “kişisel meselelerim” yok, “siz” varsınız, “kamusal” meseleler var.

Devamını Oku
18.10.2025
Trump ‘barışı’: İran cephesi inşası

ABD, Ortadoğu’da yeni bir düzen inşa ediyor.

Devamını Oku
16.10.2025
Sosyalist hareketin inşası

“Ne yapmalı” sorusuna Cumhuriyet yazarı Ergin Yıldızoğlu’nun yanıtı “CHP’yi destekle, laikliği ve Cumhuriyetçiliği savun, sosyalist hareketi inşa et” şeklindeydi.

Devamını Oku
13.10.2025
Öcalan Demirtaş’ı neden istemedi?

Gazeteci Uğur Ergan’ın iddiasına göre Öcalan, İmralı’daki görüşmelerden birisinde, “Demirtaş’ın aktif şekilde devreye girmesi benim için de, iktidar için de, projenin devamı için de iyi sonuç vermez” demişti.

Devamını Oku
11.10.2025
O fotoğrafların 3 mesajı var!

TBMM resepsiyonu fotoğraflarına özne yapılan kimi muhalefet partisi liderleri, o fotoğrafların hâlâ konuşuluyor olması nedeniyle ana muhalefet partisi “çevresini” suçluyor ama fotoğrafların gündemde kalmasına doğrudan iktidar katkı yaptı.

Devamını Oku
09.10.2025
Bölgesel mekanizma ihtiyacı

İsrail’in ABD desteğinde Gazze’yi, Lübnan’ı ve Suriye’yi işgali ile Yemen’e, İran’a ve Katar’a saldırısı, bir bölgesel mekanizma ihtiyacının en temel nedenidir. Özellikle ABD’nin güvenlik garantisine sahip Katar’ın bile saldırıya uğraması, bu ihtiyacı daha yakıcı hale getirdi.

Devamını Oku
06.10.2025
Erdoğan’ın ‘meşruiyet’ müttefikleri

AKP’nin 24 yıldır iktidarda kalabilmesinin nedenlerinden biri “muhalefet partilerinin başarısızlığı”ysa bir diğeri de Erdoğan’ın muhalefet liderlerini sıra sıra kendine müttefik yapabilme becerisidir.

Devamını Oku
04.10.2025
Hangi yeni sayfa?

Erdoğan’ın 6 yıl sonra Beyaz Saray’da kabul edilmesi, Washington’ın “geniş Ortadoğu’da” Ankara’dan beklentileri nedeniyleydi.

Devamını Oku
02.10.2025
Bahçeli’nin TRÇ çelişkileri

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Erdoğan’ın ABD ziyaretinin hemen öncesinde dile getirdiği TRÇ önerisini, Türkgün gazetesinde yayımlanan üç günlük söyleşiyle ayrıntılandırdı.

Devamını Oku
29.09.2025
Trump’la zirvenin maliyeti

İktidarın “küresel ve bölgesel olarak yeni diplomatik sayfalar açacak” diyerek müjdelediği Erdoğan-Trump zirvesinin, Türk halkına siyasi ve ekonomik maliyetinin ağır olacağı anlaşılıyor.

Devamını Oku
27.09.2025
Trump’ın Netanyahu’dan farkı ne?

Başlıktaki çok önemli soru bir canlı yayın kazasına uğrayınca, ne yazık ki mevcut siyasal iklimde bir soruşturmaya dönüştü.

Devamını Oku
25.09.2025
Trump’ın Bagram amacı

Çin Emperyalist ABD’nin, terörle mücadele, Afgan halkına özgürlük ve demokrasi getirme yalanıyla Afganistan’ı işgal ederken de asıl amacı Çin’di, Orta Asya’ya yerleşerek Çin’i kontrol edebilmekti, Çin ile Rusya’nın arasına yerleşmekti.

Devamını Oku
22.09.2025
TRÇ ve beşli mekanizma

Bahçeli’nin “ABD-İsrail şer koalisyonuna karşı Türkiye, Rusya, Çin’den oluşan TRÇ ittifakı” önermesi, kimin söylediğinden ve ne amaçla söylendiğinden bağımsız olarak tek başına çok önemlidir.

Devamını Oku
20.09.2025
İsrail nasıl durdurulur?

Katar’ın başkenti Doha’da yapılan İslam İşbirliği Teşkilatı ve Arap Ligi Olağanüstü Zirvesi’nin 25 maddelik sonuç bildirgesi, yaptırım çağrısı dışında, ciddi bir caydırıcılık sergilemekten uzaktı.

Devamını Oku
18.09.2025
Çin karşıtlığının zemini

- “Tüm NATO ülkeleri Rusya’dan petrol alımını durdurur ve bunu uygulamaya başlarsa, ben de büyük yaptırımlar için hazırım. Bazı müttefik ülkelerin hâlâ Rusya’dan petrol alıyor olması şoke edici ve bu durum NATO’nun pazarlık gücünü zayıflatıyor.”

Devamını Oku
15.09.2025
Operasyon 2028

Şu an ülkemizde yaşanan hemen her siyasi, ekonomik ve askeri konu, doğrudan ya da dolaylı olarak “operasyon 2028” kapsamındadır. Operasyon 2028, anayasaya rağmen üçünkü kez cumhurbaşkanı durumunda olan Erdoğan’ı ya yeni anayasa ile ya da yine mevcut anayasaya rağmen, dördüncü kez cumhurbaşkanı yapma operasyonudur.

Devamını Oku
13.09.2025
ABD ‘dostluğunun’ maliyeti

Türkiye’de planlı yazı yazmak ne mümkün!

Devamını Oku
11.09.2025
2 yalan, 2 gerçek

Kısacası bu kadar birbirine zıt, bu kadar birbiriyle alakasız spekülasyon, yalan ve suçlama, çok önemli bir şeye işaret ediyor: Türk gazeteci heyetinin ziyareti çok etkili oldu ve amacını 12’den vurdu.

Devamını Oku
08.09.2025
Çözümün önündeki iki engel

Açılıma karşı olduğunu söyleyeni hemen sıkıştırmaya çalışıyorlar...

Devamını Oku
30.08.2025
Federasyonumsu

Bu köşede tartıştık...

Devamını Oku
28.08.2025