Her Şey Unutturulacak 1 Mayıs Bile

14 Ocak 2009 Çarşamba

İnternet ve bilişim teknolojileri uzun zamandır yaşamın doğal bir parçası haline geldi ve yaşamın pek çok boyutunu köklü olarak değiştirmeye başladı. Mustafa Akgül Hoca’nın dediği gibi sanayi devrimi insanın kol gücünü çokladı, onun etkin kullanımını mümkün kıldı. İnternetin temsil ettiği devrimse, insanın beyin gücünü çokluyor, onun ürünlerinin paylaşılmasını, yeniden üretilmesini kolaylaştırıyor. İnternet bilgi toplumunun taşıyıcısı, ön modeli, katalizörü konumunda. Bireyi özgürleştiriyor, güçlendiriyor. Hiyerarşik yapıları kırıyor. Bunlar köklü değişimler.

Nasıl sanayi devimi sancılı olduysa, bilgi toplumuna dönüşüm de uzun ve sancılı olacak.

Türkiye’de çok iyimser bir tahminle 26 milyon civarında kullanıcı olduğu belirtiliyor. Ama bu sayının içinde hayatında bir defa internet kafeye gidip çiftçiye destek fonundan yararlamak için başvuru yapanlar da var. Aslında kullanım istatistikleri ciddi bir sayısal bölünmeyi de ifade ediyor. Yurttaşların yüzde 30 interneti hiç duymamış. İnsani gelişme endeksindeyse 192 ülke arasında 80-90 aralığında duruyoruz. Toplumsal cinsiyet endeksinde 120/190 civarındayız.

İnternet yasakları konusundaysa neredeyse Çin ve Suudi Arabistanla yarışıyoruz. AKP hükümetinin çıkardığı 5651 sayılı interneti sansürleme yasasıyla tüm dünyanın kolayca erişebildiğini, yasakladık diye kandırıyoruz. (İnterneti sansür yasası deyimi bana ait değil. Telekomünikasyon Kurumunun 2009 yılı bütçesinde bu ifade kullanılmış. Bütçeyi yazan arkadaşlar yaptıkları yanlışlıkla bir anlamda gerçeği itiraf etmişler.)

***

Bununla da yetinmiyor AKP. Türkiye’yi bir gözetim toplumu haline getirmek için elinden geleni ardına koymuyor. Her yerde mobese sistemleri var; ama 1 Mayıs 2008’de orantısız güç kullanan, hastanelere biber gazı sıkan, gazetecilerin kollarını kıran, kafelerden adam kaldırıp döven polislerin görüntüleri medyada yayımlansa da bugüne dek bir polis bile yargı önüne çıkarılmadı. İstanbul’un her yerindeki mobeselerden 1 Mayısa ilişkin bilgi alamadık. Sabih Kanadoğlu’nu bile izleyenler 1 Mayıs’ın üzerini kapatmaya çalışıyorlar. Çünkü suçlular.

Sadece suçlarını gizlemeye, örtmeye çalışıyorlar. 1 Mayıs 2008 günü yaşananlar hiç olmamış gibi beynimizden kazınmak isteniyor. Sanki gelecek 1 Mayıs’a hazırlık yapılıyor gibi.

Bu, egemen olmak ve kalmak için verilen bir mücadele. Yaşananlar bilgi toplumuna giderken yaşadığımız ilk dönüşüm sancıları. İnternet ve teknoloji değişik bir yaşam getiriyor demiştik, ama özgürlükçü bir yönetim altında diye eklemek gerek.

Bir tarafta AKP’nin yasakları ve gözetim toplumu çabaları, diğer yandaysa özgürlükçü bir dünya için uğraş verenler. Yüzyıllardır yaşanan çatışmanın bir başka boyutta devamını yaşıyoruz. Dünya bilgi toplumuna doğru giderken Türkiye’de suçlular ve işledikleri suçlar, gizlenmeye unutturulmaya çalışılıyor.

Tekrar edelim televizyonlarda görüntüleri yayımlandı, gazetelerde fotoğrafları yer aldı, üzerinden 8 aydan fazla zaman geçti, ama 1 Mayıs’ta polisin tavrıyla ilgili hiç kimse yargı önüne çıkmadı. Herhalde kolu kırılan arkadaşlarımız, hastanede biber gazı soluyanlar yaşadıklarıyla kalacaklar. Dedik ya burası Türkiye. İktidarsanız ne yaparsanız mübah. Hesap sormak isteyenleri de suturmak artık çok kolay. Alırsınız Ergenekon kapsamına olur biter. Ne de olsa kaba deyimiyle at izi it izine karıştı.

 

mehmet@cumhuriyet.com.tr



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

İnternet Manifestosu 30 Eylül 2009
Ah Keşke, Keşke... 4 Şubat 2009

Günün Köşe Yazıları