Olağan Şüpheliler

Olağan Şüpheliler

28.04.2014 02:09
Güncellenme:
Takip Et:

Her yaşanan olay bir öncesinin ne kadar anlamsız ve hoyrat olduğunu çok daha iyi ortaya koyuyor. 17 Aralık sürecine bakıldığında, istenirse nelerin yapılabileceğini görüyor ve hayatı ellerinden kayan insanlar için kahroluyorsunuz. İlk olay Atabeyler çetesi diye adlandırılan grubun Başbakan’a suikast girişimi iddiasıydı ve üzerinden nerdeyse sekiz sene geçti. O tarihten beri yazılı, görsel basında yazılan ve söylenenleri elimden geldiğince taramaya çalıştım. Köşe yazarlarının ve siyasetçilerin beyanlarıyla bugünkü söylemlerini karşılaştırınca vicdan denen olgunun ne kadar önemli olduğunu bir kez daha anladım. Bunları eleştirmenin dışında ikinci bir tespit daha yapmanın gerekli olduğu inancındayım. Yaşanan süreçlerde kim nerede hatta yaptı? Bugün bu konuyu ele almak istiyorum. Hangi yıllar arasında kimler Genelkurmay Başkanlığı yapmıştı hatırlayalım isterseniz
Olayların ilk başladığı yıllar emekli Org. Yaşar Büyükanıt (2006-2008) dönemine denk gelmiş olsa bile, aslında süreci emekli Org. Hilmi Özkök ( 2002-2006) döneminden başlatmakta yarar vardır. Art arda açılan dava süreçleri ise emekli Org. İlker Başbuğ (2008- 2010) dönemine denk gelmiştir. Kendisi de dahil olmak üzere en fazla tutuklama süreci bu dönemler arasında yaşanmıştır. Arkasından emekli Org. Işık Koşaner’in (2010-2011) Genelkurmay Başkanlığı’ndan istifa ettiği dönemde de süreç hızlanarak devam etmiştir. Şu anki Genelkurmay Başkanı Org. Necdet Özel döneminde de bu olaylar farklı bir boyuta dönüşmüştür. Bu hatırlatmayı herkesin olaylara tarihi bir kronoloji ile bakmasını istediğim için yaptım. Bunun en önemli nedeni ise sürecin çok karışık ve uzun yılları kapsamasından kaynaklanmaktadır.
İlk yanlış, yaşanan olaylarla ilgili kapsamlı bir araştırma yapmayan Hilmi Özkök dönemine aittir. Sizler o dönemde eğer bir yanlışlık ve emre itaatsizlik gördüyseniz o gün müdahale edecektiniz. Ama eğer böyle bir şey olmadıysa da “Ben kasaptaki ete soğan doğramam” diyerek işin içinden sıyrılmayacaktınız. Bugün sizin doğramadığınız soğan yüzünden, yüzlerce genç TSK mensubunun hayatı mahvoldu.
İkinci hata, o günlerde özel konuşmalar ve muhtıra benzeri açıklamalar yapmak yerine halkın önüne çıkarak konuşmayı tercih etmemektir. “Dolmabahçe görüşmesi” diye tarihe not düşecek bir görüşmenin içerisinde yer almayacaktınız. Konu kişisel ise bunu aile ziyaretinizde, ama yok bu bir devlet sorunu ise o zamanda Milli Güvenlik Kurulu’nda konuşmayı tercih edecektiniz. Size saygısı olan mensuplarınızın hatırına size armağan edilen o arabayı almayacak ve binmeyecektiniz. Tüm bu yaşananların da personeli “aidiyet duygusundan” nasıl kopardığını fark edecektiniz.
Sanırım, bu yaşanan sürecin içerisinde en fazla zarar gören İlker Başbuğ olmuştur. Kendisine miras kalan sorunları çözmek, personelin motivasyonunu artırmak ve artan terör olaylarını bertaraf etmekle meşgul olmaya çalışmıştı. Kendisinin bu sorunları ilk anlamaya çalışan komutan olduğunu da düşünüyorum. Kendisine katılmadığım tek şey ise çözüm yöntemleriydi. Muhatap olunan sorunları ve açılan davaları, bireylerle ilgili olarak algılaması sonucunda o kişileri davalarda tek başına bırakmıştı. Kendi döneminde açılan davaların büyük bir kısmı, verilen görevlerle ilgiliydi ve TSK bu davalarda müdahil olarak bulunmalıydı. Emir komuta sistemiyle idare edilen bir ordu, bireyler üzerinden aklanmaya çalıştı. Hem kumpas olduğunu hem de TSK’ye asimetrik savaş ilan edildiğini söylüyorsanız eğer, bunun delilleri de müdahil olarak ortaya koymaya çalışılmalıydı. Bu süreçte TSK mensupları, aslında ne kadar yalnız olduklarını gördüler.
Bu yıllar içerisinde, kendi üslubuna göre hareket etmeye ve doğru bir çözüm bulmaya çalışan birkaç kişiden biri de Işık Koşener’dir. Bir yıl içerisinde ordunun ellerinin arasından nasıl kayıp gittiğini gördüğünde, kendine göre en doğru seçim olan “istifa etmeyi” tercih etti. Kendisinin ve arkadaşlarının istifasını bir kaçış gibi algılayanlar olsa bile meslektaşları bu çıkışı “ilk onurlu demokratik” itiraz olarak tarihe not ettiler.
Her TSK mensubunun birer “olağan şüpheli” olarak görüldüğü bu yılların sanırım en talihsiz Genelkurmay Başkanı Org. Necdet Özel’dir. Beraber olduğu ekip içerisindeki herkes istifa ettiğinde onun neden kaldığını anlatması çok zordu. Bir de bu işi herkesin kamplaştığı ülkede yapmak daha da zordu. Saygı Öztürk bu konuda yazdığı bir yazıda, Işık Koşaner’in; “içerde kalmalısın” dediğini belirtmiş olsa da, bu olayı bir tavrı bozmak olarak algılayanların da olduğu söylenebilir. Açıkçası, ne Musa’ya ne de İsa’ya yaranmanın zor olduğu bir süreçte, PKK’nin alan hâkimiyeti kalkışmalarına karşı orduyu görev içerisinde tutmaya ve yeniden toparlamaya çalışmıştır. Bu fikrime kızacak birçok kişi olabilir, ama bu süreçte kızmaya hakkımız olduğunu düşündüğüm en son kişi Org. Necdet Özel’dir. Baştan anlatmaya çalıştığım süreci kronolojik olarak okuduğunuzda sizlerde bu sonuca varırsınız. Bugünkü tabloda benim gördüğüm başkalarının ektiğiyle biçenin sorumlu gösterilmeye çalışıldığıdır”. İyi kaptan, fırtınalı havada teknesini karaya yanaştıran değildir;
iyi kaptan, fırtınanın çıkacağını
hesaplayan ve personelini riske etmeyerek denize açılmayandır.  

Yazarın Son Yazıları

Demokrasi Organize İşlerdir

Demokrasi Organize İşlerdir

Devamını Oku
11.08.2014
Köprüye Girmeden Son Çıkış

Köprüye Girmeden Son Çıkış

Devamını Oku
04.08.2014
Üç Yiğit Ölmüş Diyeler

Üç Yiğit Ölmüş Diyeler

Devamını Oku
28.07.2014
Reddi Miras

Reddi Miras

Devamını Oku
21.07.2014
Suçlu Mahalle

Suçlu Mahalle

Devamını Oku
14.07.2014
Ortadoğu’nun Temel Diplomasisi ‘Silah’

Ortadoğu’nun Temel Diplomasisi ‘Silah’

Devamını Oku
07.07.2014
Bollywood ile Hollywood Arası

Bollywood ile Hollywood Arası

Devamını Oku
30.06.2014
CHP’nin Çatısı

CHP’nin Çatısı

Devamını Oku
23.06.2014
Ben Olsaydım…

Ben Olsaydım…

Devamını Oku
16.06.2014
Tezatlar Ülkesi

Tezatlar Ülkesi

Devamını Oku
09.06.2014
Kusursuz Muhalefet

Kusursuz Muhalefet

Devamını Oku
02.06.2014
Soma’dan Dersler

Soma’dan Dersler

Devamını Oku
19.05.2014
Mustafa Kemal’in Askerleri

Mustafa Kemal’in Askerleri

Devamını Oku
12.05.2014
İmdat BDP Hattı

İmdat BDP Hattı

Devamını Oku
05.05.2014
Olağan Şüpheliler

Olağan Şüpheliler

Devamını Oku
28.04.2014
Fakir Cumhurbaşkanı İstiyorum

Fakir Cumhurbaşkanı İstiyorum

Devamını Oku
21.04.2014
Süper ‘Mit’

Süper ‘Mit’

Devamını Oku
14.04.2014
Yaşar Ne Yaşar Ne Yaşamaz

Yaşar Ne Yaşar Ne Yaşamaz

Devamını Oku
07.04.2014
Kaybeden Belli

Kaybeden Belli

Devamını Oku
31.03.2014
Düşman Topraklarda

Düşman Topraklarda

Devamını Oku
24.03.2014
DİYET

DİYET

Devamını Oku
17.03.2014
Hoş Geldin Komutanım

Hoş Geldin Komutanım

Devamını Oku
10.03.2014
Seçim Karakolu

Seçim Karakolu

Devamını Oku
03.03.2014
Zekâ mı, Yoksa İspiyoncu mu?

Zekâ mı, Yoksa İspiyoncu mu?

Devamını Oku
24.02.2014
İlk Sansür ‘Şahin’

İlk Sansür ‘Şahin’

Devamını Oku
17.02.2014
Spartaküs mü Yoksa İnce Memed mi?

Spartaküs mü Yoksa İnce Memed mi?

Devamını Oku
03.02.2014
Toprak

Toprak

Devamını Oku
27.01.2014
Hukuktan Çıkış

Hukuktan Çıkış

Devamını Oku
20.01.2014
Güney Hattında Neler Oluyor?

Güney Hattında Neler Oluyor?

Devamını Oku
13.01.2014
Günaydın

Günaydın

Devamını Oku
06.01.2014
Kaderimiz de Aynıymış

Kaderimiz de Aynıymış

Devamını Oku
30.12.2013
Büyümeyen Çocuk

Büyümeyen Çocuk

Devamını Oku
23.12.2013
Nefret ‘In’ Sevgi ‘Out’

Nefret ‘In’ Sevgi ‘Out’

Devamını Oku
16.12.2013
Kayıp Aranıyor (09.12.2013)

Kayıp Aranıyor

Devamını Oku
09.12.2013
İadei İtibar - 2

İadei İtibar - 2

Devamını Oku
02.12.2013
İade-i İtibar

İade-i İtibar

Devamını Oku
25.11.2013
Herkesin Bir Faşisti Vardır!

Herkesin Bir Faşisti Vardır!

Devamını Oku
18.11.2013
Sen Sus Gözlerin Konuşsun

Sen Sus Gözlerin Konuşsun

Devamını Oku
11.11.2013
Askıda Ekmek

Askıda Ekmek

Devamını Oku
04.11.2013
Çözümsüzlük Süreci

Çözümsüzlük Süreci

Devamını Oku
28.10.2013