Geçen hafta Sapanca’daki Süper Lig hakem, gözlemci ve mentör seminerinin açılış konuşmasını yapan TFF Başkanı Yıldırım Demirören’in hakemler hakkında verdiği mesajlar beni eskilere götürdü. 2002’de Beşiktaş Futbol Şubesi sorumlusuyken Beşiktaş - Bursaspor maçı sonrası hakem Metin Tokat için “Hırsız, puanlarımızı çaldı” diyen, 1 ay hak mahrumiyeti alan ve Tokat tarafından mahkemeye verilen;

Beşiktaş başkanıyken 2007’de oynanan Ankaraspor - Beşiktaş maçı sonrası hakem Vedat Yüksel ile yardımcı hakemi Adil Sinem için “Bunların hakemlikleri bitmeli” diyen... Yine 2007’deki F.Bahçe - Beşiktaş maçının ardından hakem İsmet Arzuman için “Düdüğünü duvara asacak” diye baskı yapan... 2008’de G.Saray’ın 4-2 kazandığı maç sonrasında hakem Cüneyt Çakır’ın yönetimine kızarak şeref tribünündeki MHK Başkanı Oğuz Sarvan için “Şerefsiz” diyerek ana avrat küfreden ve 90 gün hak mahrumiyeti alan Yıldırım Demirören’in TFF Başkanı sıfatıyla hakem seminerindeki söylemleri ise gerçekten çok ilginçti: “Hakemlerimizle kader arkadaşıyız, yan yanayız. Bu görevde biliyoruz ki hakemlerimize baskı ve bazı konuşmalar rahatsız ediyor, bizi de rahatsız ediyor...” Beşiktaş yöneticiliği ve başkanlığı süresinde hakemler, hakem yöneticileri hakkında ağır hakaretlerde bulunan, TFF Başkanlığı koltuğunda ise hakemlere baskı yapılmaması, haklarında konuşulmaması gerektiğini söyleyen, birbiriyle zıt iki Yıldırım Demirören davranışı görmek beni çok şaşırttı. Eğer kulüp yöneticisiyken taraftarlarınıza şirin görünebilmek için başarısızlıklarınızı başkalarına fatura etmeye kalkarsanız, daha sonra koltuk değiştirmek zorunda kaldığınızda yaptığınız söylemlerde komik durumlara düşebilirsiniz. Yine de TFF Başkanlığı’ndan sonra dahi olsa, Demirören’in geçmişteki söylemlerinden pişmanlık duyduğunu umuyor, bu durumun diğer kulüp yöneticilerine örnek teşkil etmesini diliyorum.