Necati Özkan

En yakın tehlike

23 Ocak 2023 Pazartesi

İki yıla yakın bir süre istikrarlı bir şekilde yükselen muhalefetin toplam seçmen desteği, muhalif cephede oluşan dağınıklık, iç çekişme ve üst üste yapılan hatalarla Mayıs 2022’den itibaren durdu. İktidarın eşzamanlı olarak attığı adımlar ise iki taraf arasındaki oy farkını azaltmaya başladı.

Sosyal konuttan asgari ücret kararlarına, iş dünyasına akıtılan kredilerden yeni vergi affına, EYT’lilerden TOGG ve doğalgaz müjdelerine (!) kadar iktidarın her seçmen kesimini kazanmaya dönük hamleleri, uluslararası ilişkilerde atılan adımlarla birleşince sonuç verdi. Bir yandan dağıtılan kamusal kaynaklarla seçmen katmanlarıyla bozulmuş ilişki tamir edilmeye, diğer yandan da yargı silah gibi kullanılarak muhalefetin birliğinin parçalanmasına odaklanıldı.

Elbette bugün itibarıyla iktidarın kesin seçmen üstünlüğünden bahsedemeyiz. Ama önemli bir dönüm noktasındayız. Gidişat, tüm muhalif kesimlerde alarm zillerinin çalınmasını gerektiriyor. Hangi siyasi gelenekten gelirse gelsin, muhalif partilerin lider kadroları riskleri anlamalı ve artık hata yapılmasına izin vermemelidir. 

İktidarın ilave seçmen desteği elde edebilmek adına kalan sürede atacağı adımları kestirmek zor olmasa gerek: ABD, Rusya ve İran’ın onayı veya zımni kabulüyle Suriye’ye dönük askeri harekât, HDP’nin kapatılması, muhalefetin yoktan var ettiği başörtüsünü meselesini referanduma götürmek... Başta Ekrem İmamoğlu olmak üzere CHP’li belediye başkanlarına yönelik yeni hukuk dışı adımlar... Bütün bu muhtemel adımlar ülkede gerginliği daha da derinleştirecek, devleti makûlden uzaklaştıracak adımlar olacak. 

İsmet İnönü’nün dediği gibi “En büyük tehlike en yakın tehlikedir”. Türkiye’nin geleceği adına bu seçimdeki en büyük tehlike, mevcut gecekondu rejimin ve statükonun devamıdır. 

Bugün için muhalefetin temel meselesi, bu seçimde açık ara sonuç alabilecek gerçekçi bir alternatif koyabilmektir. O alternatif, seçmenin güçlü biçimde destekleyebileceği ve fakat devletin reddetmeyeceği, hatta güven duyabileceği bir alternatif olmalıdır. Suriye, Irak, Karadeniz, Libya, Doğu Akdeniz, NATO, AB ve Rusya’ya ilişkin politikalardan Kürt meselesine kadar ülkenin kördüğüm olmuş sorunlarını çözmeye yönelik adımlar atabilecek; bunu yaparken de devletle birlikte çalışarak ve devleti daha makûl bir zemine çekebilecek alternatif, ülkenin ihtiyacı olan değişimi gerçekleştirebilir.

Özetle muhalefet aday tartışmalarını hızla geride bırakıp her katmanda yenilikçi ve disiplinli bir kampanya yürütmeye başlamalıdır. Eksiksiz bir stratejinin parçası olarak belirli hedef gruplara ya da bir bütün olarak seçmenlere iletilecek ortak mesajlar belirlenebilir ve mesajların herkes tarafından anlaşılacak biçimde açık olması sağlanabilirse sonuç alınabilir. 

Bu seçimle Türkiye ya Avrupa değerlerinde bir ülke olacak veya tam bir Orta Asya ülkesine dönüşecek... Her şey muhalefetin bu süreçteki kararlarına ve kampanyasına bağlı olacak. 



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Öfke ve değişim 12 Haziran 2023
Nasıl oldu? 30 Mayıs 2023
Yakın elmalar 22 Mayıs 2023

Günün Köşe Yazıları