Nilgün Cerrahoğlu
Nilgün Cerrahoğlu nilgun@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

Arınç’ı bırak, yeni dünyaya bak

19 Haziran 2022 Pazar

Türkiye ne derse desin İsveç-Finlandiya’nın katılımı ile planlanan bir NATO genişlemesi gündemdeyken Scholz, Macron ve Draghi’nin Kiev’de Ukrayna’nın AB üyeliğine yeşil ışık yakmasıyla birlikte Batı’nın yeni haritası belirlendi. 

Kuzey’de İsveç ve Finlandiya’ya genişleyen bir NATO...

Doğu Avrupa’da Ukrayna, Moldavya ve hatta Balkanlar’da sırada olan Arnavutluk, Kuzey Makedonya ile şartlar elverdiğinde Türkiye’nin doğu sınırında Gürcistan’a dek uzanan bir AB... 

Kartların sil baştan karıldığı bu ortamda, yörünge kaybı yaşayan Türkiye’nin adaylığı tozlu raflarda arşivlenirken Avrasyacılık-Asrika’cılık arasında gel gitler, Metiner-Arınç gibi incir çekirdeğini doldurmayacak tartışmalarla oyalanan bir Türkiye var karşımızda.

TEKTONİK KAYMA

Dünya jeopolitiğinde tektonik kaymalar yaşanıyor. 

Bu benim lafım değil, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in tanımı. 

“Rusya’nın Davos”u olarak bilinen “St. Petersburg Ekonomik Forum”unda önceki gün konuşan Putin, olanı biteni birebir bu sözlerle “Büyük bir tektonik kayma yaşıyoruz” diyerek tanımladı. 

Tektonik kaymayla kartlar tekrar dağıtılıyor ve ülkelerin kaderleri yeniden belirleniyor. 

Ukrayna savaşı aslında bu kayma sonucunda başladı. Yanı başımızdaki savaş başka deyişle bir sebep değil, sonuç. 

Putin bir noktada Sovyetler Birliği’nin çöküşü ardından kurulan ABD liderliğindeki tek kutuplu dünyaya itiraz etti. Ve eski Sovyet-Rus İmparatorluğu topraklarına yeniden sahip çıkabilmek amacıyla Ukrayna çıkarmasını başlattı. 

Rus devlet başkanı hedefini, yükselen Çin ve süper güç ABD’nin yanında “çok kutuplu” dünyada yeniden eski etki alanlarına kavuşmak olarak ortaya koydu. 

Rusya’nın sonunda bu hedefe varıp varmayacağını göreceğiz. Ancak Putin, önceki gün bu ereği “St. Petersburg Davos”unda yaptığı konuşmada bir kez daha yineledi. 

“Gerçekte yalnızca kendi çıkarlarını savunan ABD, Soğuk Savaş’ı kazandıktan sonra yeryüzünde Tanrı’nın sözcülüğüne soyundu. Ne ki o dönem bitti” diye ekledi: “Zaman, yeni dünya düzeninin zamanı. Ekonomik ve jeopolitik bir kayma söz konusu. Gelecek vaat eden, görmezden gelinemeyecek ülkeler ve bölgelerin rolü günden güne büyümekte.”

AB-ASRİKA SALINCAĞI

Putin bu büyük “tektonik kaymalar” konuşmasını yaparken, Batı her zamanki gibi söz konusu “kaymalara karşı” çoktan ön almış ve harekete geçmişti bile. 

İsveç ve Finlandiya’nın NATO üyelikleri bilindiği üzere bir aydır masada. Türkiye’nin itirazları, Batılı liderlerin açıklamalarına bakıldığında öyle ya da böyle aşılacak ve bu ülkeler “NATO’ya ya girecek, ye girecekler.”

Beri yanda Scholz, Macron, Draghi’nin hafta içinde Kiev’e yaptıkları çıkarmada Ukrayna’ya verdikleri “AB üyeliği” sözü fevkalade tarihi ve tayin edici. 

Brexit’ten bu yana AB’de siyasi çizgi belirleyen üç büyük ülke olarak görülen Almanya-Fransa, İtalya’nın devlet-hükümet başkanlarının savaşın ortasında Zelenski’nin ayağına giderek bu taahhüdü yapmaları geri dönüşü olmayan bir adım addediliyor. 

Brüksel’de AB komisyonunun da beri yanda üç liderin siyasi çıkışıyla eşzamanlı, “Ukrayna ve Moldavya’ya adaylık statüsü verilmesi” yönündeki tavsiyesi elbette rastlantı değil. 

Yıllardır AB koridorlarında bekletilen Arnavutluk ve Kuzey Makedonya’nın keza gene AB’nin Doğu Avrupa’ya yönelik ikinci genişleme dalgasına alınması, Türkiye’nin doğu sınırındaki Gürcistan’a adaylık değilse bile bir “Avrupa perspektifi” tanınması da gündemde.  

Bütün bunlar olur ve etrafımızdaki dünya değişir, bu planlar yapılırken, Türkiye Mehmet Metiner’le Bülent Arınç’ın kavgasına odaklanmış vaziyette. Burnun ucunu görmekten büyük oranda yoksun.   

Civarımızda koca AB haritası şekilleniyor ama 2005 yılında -ta 17 yıl önce!- müzakere açılmış Ankara’dan bir dipnot olarak dahi söz edilmiyor. 

Bu tabloda yalnız AB’yi suçlayamayız. 

AB nire? Avrasya nire? Asrika nire?

Bu seçenekler arasında salıncak gibi gidip gelen biziz.  

Bu tektonik levhalar arasında savrulan Türkiye’den yapılacak hiç mi özeleştiri yok? Özeleştiri yapmak niye acaba bu kadar zor bizim için? Bir düşünmek lazım. 



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

‘Belle Époque’ bitti 8 Aralık 2024
Trump, Musk ve Zweig 1 Aralık 2024

Günün Köşe Yazıları