Nilgün Cerrahoğlu
Nilgün Cerrahoğlu nilgun@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

Cesaret ve duyar kasma dersleri

27 Kasım 2022 Pazar

Bir fotoğraf bin söze bedel. 

Genç, güzel bir kadın. 

Alnın ortasına İran bayrağı renkleriyle bir kalp yapmış... 

Gözlerinin altına da sahne makyajı kertesinde ustalıkla kan rengi gözyaşları çizmiş.

Başında trajik bir gelin gibi tüllü beyaz bir taç. 

Ve elinde, göğsünün üzerinde bayrak gibi açtığı bir tişört. Üzerinde ahlak polisinin öldürdüğü Mahsa Amini’nin adı ve futbolcu forması numarası gibi, Amini’nin yaşı “22” yazıyor. 

Skandallar ve polemikler arasında birinci haftayı geride bırakan Katar’daki Dünya Kupası’nın en ikonik fotoğraflarından biri bu. Kupa bittikten sonra da hatırlanacak. 

Doha’nın stadyumları eli mahkûm İran ajanı kaynıyordur. Maçlardan sonra o kız İran’a döner mi? Başına ne gelir? Bilmiyoruz. Bildiğimiz tek şey Al Rayyan Stadyumu’nda kanlı gözyaşlarıyla Mahsa Amini forması açan kızın belleklerde “cesaretin yüzü”ne dönüşmesi. 

KORKUYU ERİTEN ADRENALİN

“Cesaret öyle insanın kendini gaza getirmek suretiyle edinebildiği bir şey değildir” diyor bir İtalyan gazeteci İranlıların Katar Dünya Kupası’na taşıdıkları bu Mahsa Amini protestoları için:

“Cesaret duygu seliyle beynin eşzamanlı olarak tetiklenmesi halinde insana gelen ve birden korkuyu eriten bir şeydir.”

Doha’da İran milli takımı maçlarına bakarken işte hep güneş altında kar gibi korkuyu eriten bu duygu ve müthiş ruh beraberliğini görüyoruz. 

İran rejiminin en ummadığı ve istemediği şeylerden biri bu olmalıydı. 500 insanın yaşamına mal olan gösterilerin olabilecek en çarpıcı biçimde Katar vitrinine yansıması...     

Bir haftadır dünya, İran milli takımının vakur duruşunu konuşuyor. 

Takımın sessiz milli marş protestosu, takım kaptanının hak mücadelesine gönderme yapan cesur ve samimi sözleri; Katar güvenlik güçlerince ellerinden “özgürlük” pankartları toplanan taraftarların her seferinde farklı yaratıcılıklarla zuhur eden dayanışması uluslararası kamuoyunda İran halkına büyük bir saygı ve sempati uyandırıyor.  

Sahalara LGBT ile dayanışma adına gökkuşağı pazubenti ile çıkmayı hedeflerken beri yanda FİFA’nın “sarı kart” tehdidiyle geri adım atan Avrupa (İngiltere, Galler, Belçika, Hollanda, İsviçre, Almanya, Danimarka) takımlarının tersine...

ROLEX’LE DUYAR KASMAK

Yedi Avrupalı takımın bir iki FİFA tehdidiyle sinmesini, Batı basını “hak mücadelesi bakın işte böyle olur!” diyerek İran karşılaştırması ile yan yana sunuyor. “İranlı futbolcular ortaya hayatlarını koyarken, tuzu kurular diskalifye olmaktan çekiniyor” yorumları yapılıyor.

İran böylece sahada Avrupa’nın “alter-ego”suna dönüşüyor. Avrupalı takımlarca sahiplenilen LGBT dayanışması, “virtue signalling” tabir edilen bir “duyar kasma” ile bildiğiniz “tribünlere oynamaya” indirgeniyor.

Durumdan en çok Almanlar rahatsız.

Bunu bir “karizma çizilmesi” olarak değerlendiriyorlar. Alman milli takımı illaki bir şeyer yapmak ve salt medyatik de olsa tepki vermek namına sahaya elleriyle ağızlarını kapatarak çıkıyor. 

Alman İçişleri Bakanı Nancy Faeser, FİFA’nın yasakladığı gökkuşağı bandıyla -FİFA başkanının yanında sözde yasaklara meydan okumak amacıyla- Doha’da boy gösteriyor. 

Bu palyatif jestler ne ki ikna edici olmuyor. 

İngiliz takım kaptanı Harry Kane bu arada kendi gösterisini yapıyor. LGBT renkleri teşhirine karşı havlu atmadığını kanıtlamak amacıyla gökkuşağı renklerinde safir taşlı 600 bin Avroluk bir Rolex saatle poz veriyor. Şaka gibi. 

Duyar kasmanın da bu artık ötesinde bu saat, “Katar Kupa”sı özelinde futbol yozlaşmasının başlı başına simgesine dönüşüyor. 

Bu sadece başlangıç. Sırada Suudi Arabistan var. Katar’dan sonra Suudi Arabistan da Yunanistan ve Mısır’la ortaklaşa almayı hedeflediği 2030 Kupası için sırada. 

Katar’da, uluslalarası bir organizasyonun şeriat devletinde nasıl üstlenildiğini gördük. 

Giyim, kuşam, alkol yasakları, sahte taraftar kiralamaları ve çölden petrol kuyuları gibi fışkıran rüşvetler, akabinde pırlanta safir saatlerle yapılan aktivist çıkışlar sadece birer girizgâh. 

Bir de bunun Suudi versiyonunu düşünün.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

‘Belle Époque’ bitti 8 Aralık 2024
Trump, Musk ve Zweig 1 Aralık 2024

Günün Köşe Yazıları