Duçe’nin yargısı
Nilgün Cerrahoğlu
Son Köşe Yazıları

Duçe’nin yargısı

19.11.2023 03:00
Güncellenme:
Takip Et:

Josef K. bir sabah uyanır ve neye uğradığını anlamadan derdest edilip götürülür ya... 

Kafka’nın ünlü romanı Dava böyle başlar. 

Josef K. açıklanmayan bir neden ve ne olduğu meçhul bir suçtan, polis olduğunu varsaydığı ama kim olduklarını ayırt edemediği kişilerce evinden alınıp, belirsiz bir yargı labirentine salınıverir...

Orson Welles, işte Kafka’nın bu büyük klasiğini... aynı adı taşıyan bir başyapıtla beyaz perdeye aktarmıştır. Ve perdede bu karabasan mahkemenin dış cephesi olarak, 170 metrelik dev bir alana yayılan Roma’nın olağanüstü görkemli adalet sarayını kullanmıştır. 

Ne zaman önünden geçsem, ardında bıraktığı kötü anılar ve beğenilmeyen eklektik mimari tarzı nedeniyle Palazzaccio/Çirkin Saray olarak anılan bu yapının, eski Roma hukukçularını kutsayan heykelleriyle sütunları arasında, Kafka mahkemesinden çıkan Anthony Perkins/Josef K.’yi hatırlarım. 

Welles’in bu dramatik sarayı arka plan olarak seçmesinin nedeni, insanı böcek gibi ezen boyutları ile birlikte ürpertici anısıdır. 

İtalyan başkentinde faşizmi somutlandıran iki göz alıcı binadan biri Venedik meydanına açılan Palazzo Venezia’da diktatörün söylevlerini verdiği balkonuysa, diğeri ön cephesi Tiber’e, yan cephesi Vatikan’a bakan ve Mussolini faşizminin yasal kurgusunu temsil eden “Adalet Sarayı/Palazzaccio” nun kendisidir.          

Tayfun Atay geçende “Milli yargı Führer’ler yaratır” başlığı altında Hitler yargısını anlattı. Ben de bu vesiyle faşizmin mucidi Mussolini yargısını anlatmış olayım.

‘MUHALEFETE İHTİYAÇ YOK’

Mussolini 1922’de iktidara geliyor... 

Baş döndürücü hızla 1926’da yargıyı kendisine bağlayarak ülkenin üzerine faşizm perdesini çekiyor. 

Bizde Cumhuriyet’e giden 1922 yılında, Çizme’de aslen çoğulcu bir yapı var. Muhalafet partileri, sendikalar ve çok sesli bir basın bulunuyor. 

Ama çoğulculuğu, tekelciliğe dönüştürmek için Mussolini hızla bir OHAL yaratıyor ve bunu sonuna dek kullanıyor. 

Kendisine, 1925-1926 güz döneminde yapılan birkaç önemsiz ve başarısız suikast girişimini fırsat bilerek, siyasi suçları hedefe yerleştiren bir DGM (Devlet Güvenlik Mahkemesi) kurmayı amaçlıyor. 

Adalet ve İbadet İşleri Bakanı (!) olarak görevlendirdiği Alfredo Rocco’dan hemen bir ceza yasası hazırlamasını istiyor. Ve de 1926’daki son suikast girişimi ardından kimsenin ağzını açamadığı bir teyakkuz havası oluşturuyor. 

Bu iklimde, önceki yıllarda kaldırılan ölüm cezasını, yeniden ceza yasasına dahil eden bir DGM tasarlıyor. 

DGM tasarısını konuşmak üzere toplanan ilk meclis oturumunda ne var ki ilk iş olarak muhalefet vekillerinin dokunulmazlıkları kaldırılıyor ve milletvekillikleri düşürülüyor. 

Komünist milletvekilllerinden düşünür Antonio Gramsci de bunların arasında... 

Gramsci vakit geçirmeden tutuklanıyor ve ancak ölmek için dışarı çıkabildiği demir parmaklıklar ardına on yıl kalıyor. 

Meclisin muhalefetten arındırılmış böyle bir gül bahçesine dönüştürülmesinden sonra, ölüm cezası sorunsuz onaylanıyor ve başta anlattığım “Palazzaccio”da tesis edilen DGM’nin dehşet yasası onaylanıyor. 

Zafer, yandaş basında ertesi gün, “Meclisin muhalefete ihtiyacı yok. Adalet yerini buldu” başlıklarıyla yankı buluyor.   

‘YA BİZ, YA ONLAR’

Baş hedefi siyasi muhaliflere göz açtırmamak olan, başkan ve 5 yargıçtan oluşan DGM, rejim yanlısı yargıçlara teslim edilyor. 

DGM davalarında yalnız savaş koşullarının ceza hukuku uygulanıyor ve temyizi olmuyor.  

Mussolini’nin düşüşüne kadar 17 yıl ayakta kalan DGM’ler 15 bini aşkın “antifaşist militan”ı yargılıyor ve 77 ölüm cezasına imza atıyor. 

Muhalefeti budayan bu uygulamayı Duçe “Ya biz, ya onlar!” sözleriyle savunuyor ve bu bağlamda istediği tüm yasaları çıkartıyor: Tüm muhalif partileri, dernekleri, örgütleri dağıtıyor. “Gri ve sağır salon” diye tanımladığı parlemento önünde sorumluluktan kendisini azade kılıyor, basını kontrolüne alıyor, gizli polis OVRA’yı kuruyor, eğitimcilere partiye yazılma zorunluluğu getiriyor ve “makbul vatandaş” yetiştirecek yerli ve milli Min. Cul. Pop “Ministero della Cultura Popolare/Halkın Kültürü Bakanlığı”nı tesis ediyor. 

Yargı-yasama-yürütme erklerini bu olağanüstü yasalarla kendinde toplayan Mussolini, faşizmi bu şekilde tüm veçheleriyle yerleştiriyor. 

Bir yıl gibi kısacık bir sürede, Çizme en kötü Kafka kabusunun içine savruluyor. 

Meclisin hiçleşmesi, yürütme, yargı ve yasamanın tek elde toplanması; evrensel demokrasi tükaka edilirken “yerli ve milli”nin ideoloji mertebelerinde baş tacı edilmesinin görüldüğü gibi götürdüğü tek yön var: Duçe faşizmi. 

Ünlü siyaset bilimci Giovanni Sartori’nin ifadesiyle gücün sınırsız, keyfi kullanımı ve liderin, anayasayla kendisini bağımlı kılmak yerine kendi anayasısını dayatmasının kaçınılmaz sonucu bu. 

Köprüden önceki son çıkışta isek, lütfen buradan geri dönelim.

Yazarın Son Yazıları

Masterchef’te yılın kelimesi: Nasip

Görmüşsünüzdür: “Siyaset dışı en güvenilir isimler anketi”nde Sedat Peker ilk sıraya oturdu.

Devamını Oku
07.12.2025
Epstein: Körlerin fil tarifi

“Gerçeklerin, çoğumuzun gözünden kaçan bir yapısı var”...

Devamını Oku
23.11.2025
BBC’ye darbe... Faşizme kayış

İngiliz yazar Ian McEwan uyarıyor...

Devamını Oku
16.11.2025
Mamdani tarih yazdı

Turhan Selçuk’un çok sevdiğim bir karikatürü vardır: Küçük balıklar bir araya gelip devasa bir köpek balığını kovalar.

Devamını Oku
09.11.2025
Mamdani kasırgası

Annesi Mira Nair...

Devamını Oku
02.11.2025
Kaddafi’nin İntikamı

Mezardan yükselen intikamlar bunlar...

Devamını Oku
26.10.2025
Ortadoğu’da altın çağ...

Shehadeh Dajani’nin yüzü hâlâ gözlerimin önünde...

Devamını Oku
19.10.2025
Nobel’in prestiji çakıldı

Michael Wolff... Trump döneminin kara kutusu.

Devamını Oku
12.10.2025
Geç olmadan

"87 yaşındayım" diyor Jane Fonda...

Devamını Oku
05.10.2025
Meşruiyet nedir?

“Cesur bir adım atalım ve ona (Cumhurbaşkanı Erdoğan’a!) bire bir ilişki temelli gereksinim duyduğunu verelim. O nedir? Meşrutiyet!”

Devamını Oku
28.09.2025
Trump’ın korku imparatorluğu

Sizler bu satırları okurken Trump Amerika’sı geçen hafta içinde öldürülen radikal sağ aktivist Charlie Kirk’ü ulusal törenlerle uğurluyor olacak.

Devamını Oku
21.09.2025
Hedef muhalefeti yok etmek

Amaç, muhalefeti etkisizleştirmek ve işlevsizleştirmek...

Devamını Oku
14.09.2025
Titanik’te olmak

Proizvol ve prodazhnost... Rusça iki sözcük.

Devamını Oku
07.09.2025
Hür dünyanın sonu

Prodi’yi hatırlarsınız...

Devamını Oku
31.08.2025
Midas’ın Kulakları

Çocukluğumda “Midas’ın Kulakları” diye çok ünlü bir oyun vardı.

Devamını Oku
24.08.2025
Başyücelik hutbesi

İslam inkılabının ana kanun maddesi şudur: Bütün kanunlar Allah’ın emirlerine uygun ve bağlı olarak insani selim duygu ve düşünceye dayanır.

Devamını Oku
17.08.2025
Epstein Vakası

"Epstein vakası ABD siyaset kültüründe merkezi bir komplo kertesine erişti, bu gidişle Kennedy suikastı mitosu ile yarışır” diyor Michael Wolff.

Devamını Oku
10.08.2025
Kara düzen

II. Trump badiresine karşı Başkanlık yarışına girmek cüretini gösteren Demokrat Parti adayı Kamala Harris ilk kez konuştu ve...

Devamını Oku
03.08.2025
Sevgili Altan bey

Sevgili Altan bey

Devamını Oku
27.07.2025
Siyasette gerçeklik yok oldu

“ Otokratlar rakiplerini artık öldürmüyor” diyor Anne Applebaum ve devam ediyor...

Devamını Oku
20.07.2025
Grok zamanlarında yaşamak

Bir arkadaşımdan geldi. Instagram iletisi... ’70 li yıllar. Bikinili dört kadın güneşin altında mutlu mesut uzanmış.

Devamını Oku
13.07.2025
Zohran efsanesi

Faşizm gemi azıya aldıkça, çarenin yerel siyasetten geçtiği anlaşılıyor.

Devamını Oku
06.07.2025
Venedik’te düğün

Thomas Mann “Venedik’te Ölüm”ü tam Birinci Dünya Savaşı arifesinde, bir “çöküş” hikayesi olarak kaleme almıştı. “Belle époque/Muhteşem devir”tabir edilen 19. yüzyıldaki 2. sanayi devriminin sonu ile 20. yüzyıl başının sonsuz istikrar, refah ve özgüven çağı sonlanmış, baş döndürücü teknolojik değişimlerle toplumun değerler skalası değişmişti.

Devamını Oku
29.06.2025
İsrail’in ‘pis işleri’

Deyim, Almanya’nın yeni Şansöylesi Friedrich Merz’e ait. Bir haftadır Mertz’in şok...şok...şok bu sözleri konuşuluyor.

Devamını Oku
22.06.2025
Trump’ın ‘oyuncak askerleri’

14 Haziran’da Washington’da bir kutlama için, yerleri dolduracak yedeklere ihtiyaç var.

Devamını Oku
15.06.2025
Dekadans

Donald Trump, Beyaz Saray’a çıktığı ilk yıllarda, “New York’un ortasında, 5. caddede çıkıp birini vursam bir tek seçmen kaybetmem!” demişti.

Devamını Oku
08.06.2025
Kurşun hızı

Adına “muzzle velocity” diyorlar. Deyimi siyasi jargona sokan isim Trump’ın “karanlık prensi” Steve Bannon.

Devamını Oku
01.06.2025
Habeas Corpus nedir?

“Habeas Corpus nedir? Tanımlar mısınız?”

Devamını Oku
25.05.2025
Arabistanlı Donald’ın evreni

İç gerilimlerin cümlemizi sersem ettiği, burnumuzun ucunu göremez hale getirdiği Türkiye’nin dışında bir dünya var.

Devamını Oku
18.05.2025
Trump Vatikan’a da göz dikti

Trump Vatikan’a da göz dikti

Devamını Oku
11.05.2025
Psikolojik harekât

Psikolojik harekât

Devamını Oku
04.05.2025
Vatikan’da dönüm noktası

Vatikan’da dönüm noktası

Devamını Oku
27.04.2025
Romancının ölümü

Romancının ölümü

Devamını Oku
20.04.2025
Starmer’ın sessizliği

Starmer’ın sessizliği

Devamını Oku
13.04.2025
İmamoğlu ‘rakip’ olmasaydı...

İmamoğlu ‘rakip’ olmasaydı...

Devamını Oku
06.04.2025
Pikachu’nun anlattıkları...

Pikachu’nun anlattıkları...

Devamını Oku
30.03.2025
Kafka senaryosu

Kafka senaryosu

Devamını Oku
23.03.2025
Avrupa'da neler oluyor?

Avrupa'da neler oluyor?

Devamını Oku
16.03.2025
Avrupa’da yeni kavşak

Avrupa’da yeni kavşak

Devamını Oku
09.03.2025
Yeni bir dünyaya doğru

Yeni bir dünyaya doğru

Devamını Oku
02.03.2025