Kılıçdaroğlu ile yüzleşmek
Nilgün Cerrahoğlu
Son Köşe Yazıları

Kılıçdaroğlu ile yüzleşmek

11.06.2023 03:00
Güncellenme:
Takip Et:

On iki gün sonra çıkıp “Hiç pişmanlığım olmadı” dedi Kılıçdaroğlu ve ekledi: “Her şey benim açımdan doğruydu. Bir pişmanlık söz konusu değil.”

Gecenin açıklaması buydu.  

Diğeri de şu: 

“Ağır bir yenilgi almadık. Tabloyu ağır yenilgi olarak görmeyi asla kabul etmem. Sizin de kabul etmenizi doğru bulmam!”

İpek Özbey, Uğur Dündar, İsmail Saymaz’la ekrana çıkan Kılıçdaroğlu’nun paralel evrenden yaptığı bu acayip siyasi empati yoksunu açıklamaları izlerken CHP genel başkanının Cumhurbaşkanlığı adaylığını baştan beri içselleştirmekte neden bu kadar zorluk çektiğimi anladım.  

Kılıçdaroğlu herşeyden önce bir teflon gibi. Üzerine hiçbir şey yapışmıyor. Ve hiçbir şey nüfuz etmiyor. Daha önce Ekmelleddin İhsanoğlu, Muharrem İnce örneklerinde gördüğümüz gibi zira kamuoyunu kale almıyor ve hiçbir sorumluluk üstlenmiyor. Muhasebe, yüzleşme ve ders çıkarma gibi netameli konulara girmiyor.  

Önceki seri yenilgilerde olduğu gibi tıpkı, sandıkta çıkan sonucu bırakın yenilgi olarak okumayı, kısmi başarı olarak dayatmayı hâlâ düşünebiliyor. 

Neymiş? RTE ilk turu alamamış! Ne ki CHP kırsala ulaşamamış. Zira oralarda yalnız TRT izleniyormuş. Ama “umutsuz olacak bir durum da yokmuş!”

Kılıçdaroğlu’nun anlattıklarına inandığını düşünürsem zekâsından kuşku duyarım. 

Anlattıklarını inanmadan söylediğini düşünmek daha fena. Bu defa da bizim zekâmızla dalga geçiyor demektir.  

Hangisi beter bilemedim. 

Durumu tam kestiremiyorsunuz çünkü genel başkanın yüzünde hep “poker surat” bir ifade oluyor. Muhatapları ne derse desin, ifade değişmiyor. Ne sorulursa sorulsun, esasa dair yanıt alınamıyor. 

LİDER DEĞİL BÜROKRAT

Renk vermeyen çok tipik bir bürokrat profili Kılıçdaroğlu. Boyunu aşan bir fotoğrafın ortasında kendisini bulan bir bürokrat örneği.

Kırsal kesim seçmeninden, Erdoğan’ın oyunlarına uzanan bir yelpazede kendinden başka herkese hesap kesiyor. 

Öyle ki milletvekili listelerinin sorumluluğunu dahi parti başkanı olarak üstlenmiyor.

Listeleri “yeni kan” adına tam da doğrudan doğruya tasviye edilmesi gereken eski kodaman millet vekillerinden oluşan “bir komisyon” belirlermiş. 

Genel başkan “Şunu çek, bunu koy” diye hiçbir müdahalede bulunmazmış!

Kılıçdaroğlu bunu sözde parti içi demokrasi örneği olarak gündeme getiriyor. Ama söz ettiği dinamik gerçekte bir politbüro örneği. CHP milletvekili listelerini politbürovari bir yapının belirlediğini öğreniyoruz.

Sedef Kabaş misali dünyadan haberdar, genç, yetkin isimler bu sebeple bu ihtiyarlar heyetinin blokajını aşamıyor. 

Geçmişe yönelik özeleştiri getirmediği gibi geleceğe yönelik umut vaat eden bir yol haritası da sunmuyor Kılıçdaroğlu.

Defalarca yönetilen “Aday olacak mısınız?” sorusunu her seferinde slalom yaparak karşılıyor. “Evet”, “hayır” netliğinde yanıtlardan kaçınıyor. Cumhurbaşkanlığı sürecinde olduğu gibi kartlarını açmaksızın, son ana dek oyunda kalmaya özen gösteriyor. Bu sebeple usandırıcı bir “dejavu” duygusu yaratıyor.  

CHP’nin bundan böyle bir siyasi bürokrata değil, bu kireçlenmiş yapıyı toplayan, yeni umut ve projeler ilham eden bir “lidere” ihtiyacı var. 

70’lik genel başkan sosyal medyayı hengi oranda kullanıyor bilmiyorum ama Szc TV’deki gecikmiş söyleşisi için Ekşi Sözlük’te açılan başlıklara göz atmasını öneririm. Biriyle -özetle- yazıyı bitirmek istiyorum: 

“ABD den oy verebilmek için iki seçimde de 12 saat yol gittik. Dahası iki seçimde de çok kişiyi ikna ettim oy kullanmaları için. Muhalefetin seçim sonrası tutumunun ardından ben utandım bunca insanı ikna ettiğime. Oy kullanmaları için saatlerce yol gidip masraf yapmalarına sebep olduğuma utandım, muhalefet utanmadı...

Bu muhalefet için mi bunca emek verildi, gözyaşı döküldü ve hepimizin canını bir şekilde yakan hükümetten kurtulacağımız “umut” edildi?...

Anladık ki CHP’nin gözünde tabanı yüzde 25’e hapsedilmiş bir kukla seçmendir ve CHP (ne yapsa) taban onu ana muhalefette tutmaya devam edecektir...

Ülkenin eğitim ortalaması en yüksek seçmen kitlesine harbi geri zekâlı muamelesi yaptınız. Yazıklar olsun. En büyük problem şurada: Seçmen muhalefetin bu kadar altı boş olduğuna inanamıyor ya da inanmak istemiyor. Kılıçdaroğlu aday oluyor, diyoruz ki koltuk sevdası değildir, büyükşehirleri kaybetmeme adına Yavaş ya da İmamoğlu aday olamıyordur. Her şeyi düşünmüşlerdir... 

Veya dünyanın bile 2023’ün en önemli seçimi dediği böyle bir seçimde, İç Anadolu’daki, Güneydoğu’daki sandıkların güvenliğini seçmen olarak düşünmüyoruz. Kaç yıldır aynı hikaye ile mağdur olan ana muhalefet artık bu seçimde her yere adamını koymuştur diye düşünüyoruz. O kadar hazır ve dinamik bir seçmen var ki eksik olsa mutlaka söylenirdi, giderdik diyoruz ve kendi sandıklarımıza sahip çıkıyoruz. Seçime bir giriyoruz yok Suriye’den Hatay’a otobüs getirildi yok Urfa’da seri oy bastılar. Biz hâlâ Urfa’da müşahit olmamasına şok oluyoruz ve tabandan tepeye şoklar silsilesi içerisinde yine kaybediyoruz.

Ne kadar yıkıldığımızı, yıprandığımızı anlayamıyorlar, umurları değil.”

Ama cin şişeden çıktı. Artık sosyal medyayı kullanan genç bir kamuoyu var Sayın Kılıçdaroğlu. Hiçbir şey olmamış gibi yapmayı sürdüremezsiniz.

Yazarın Son Yazıları

Masterchef’te yılın kelimesi: Nasip

Görmüşsünüzdür: “Siyaset dışı en güvenilir isimler anketi”nde Sedat Peker ilk sıraya oturdu.

Devamını Oku
07.12.2025
Epstein: Körlerin fil tarifi

“Gerçeklerin, çoğumuzun gözünden kaçan bir yapısı var”...

Devamını Oku
23.11.2025
BBC’ye darbe... Faşizme kayış

İngiliz yazar Ian McEwan uyarıyor...

Devamını Oku
16.11.2025
Mamdani tarih yazdı

Turhan Selçuk’un çok sevdiğim bir karikatürü vardır: Küçük balıklar bir araya gelip devasa bir köpek balığını kovalar.

Devamını Oku
09.11.2025
Mamdani kasırgası

Annesi Mira Nair...

Devamını Oku
02.11.2025
Kaddafi’nin İntikamı

Mezardan yükselen intikamlar bunlar...

Devamını Oku
26.10.2025
Ortadoğu’da altın çağ...

Shehadeh Dajani’nin yüzü hâlâ gözlerimin önünde...

Devamını Oku
19.10.2025
Nobel’in prestiji çakıldı

Michael Wolff... Trump döneminin kara kutusu.

Devamını Oku
12.10.2025
Geç olmadan

"87 yaşındayım" diyor Jane Fonda...

Devamını Oku
05.10.2025
Meşruiyet nedir?

“Cesur bir adım atalım ve ona (Cumhurbaşkanı Erdoğan’a!) bire bir ilişki temelli gereksinim duyduğunu verelim. O nedir? Meşrutiyet!”

Devamını Oku
28.09.2025
Trump’ın korku imparatorluğu

Sizler bu satırları okurken Trump Amerika’sı geçen hafta içinde öldürülen radikal sağ aktivist Charlie Kirk’ü ulusal törenlerle uğurluyor olacak.

Devamını Oku
21.09.2025
Hedef muhalefeti yok etmek

Amaç, muhalefeti etkisizleştirmek ve işlevsizleştirmek...

Devamını Oku
14.09.2025
Titanik’te olmak

Proizvol ve prodazhnost... Rusça iki sözcük.

Devamını Oku
07.09.2025
Hür dünyanın sonu

Prodi’yi hatırlarsınız...

Devamını Oku
31.08.2025
Midas’ın Kulakları

Çocukluğumda “Midas’ın Kulakları” diye çok ünlü bir oyun vardı.

Devamını Oku
24.08.2025
Başyücelik hutbesi

İslam inkılabının ana kanun maddesi şudur: Bütün kanunlar Allah’ın emirlerine uygun ve bağlı olarak insani selim duygu ve düşünceye dayanır.

Devamını Oku
17.08.2025
Epstein Vakası

"Epstein vakası ABD siyaset kültüründe merkezi bir komplo kertesine erişti, bu gidişle Kennedy suikastı mitosu ile yarışır” diyor Michael Wolff.

Devamını Oku
10.08.2025
Kara düzen

II. Trump badiresine karşı Başkanlık yarışına girmek cüretini gösteren Demokrat Parti adayı Kamala Harris ilk kez konuştu ve...

Devamını Oku
03.08.2025
Sevgili Altan bey

Sevgili Altan bey

Devamını Oku
27.07.2025
Siyasette gerçeklik yok oldu

“ Otokratlar rakiplerini artık öldürmüyor” diyor Anne Applebaum ve devam ediyor...

Devamını Oku
20.07.2025
Grok zamanlarında yaşamak

Bir arkadaşımdan geldi. Instagram iletisi... ’70 li yıllar. Bikinili dört kadın güneşin altında mutlu mesut uzanmış.

Devamını Oku
13.07.2025
Zohran efsanesi

Faşizm gemi azıya aldıkça, çarenin yerel siyasetten geçtiği anlaşılıyor.

Devamını Oku
06.07.2025
Venedik’te düğün

Thomas Mann “Venedik’te Ölüm”ü tam Birinci Dünya Savaşı arifesinde, bir “çöküş” hikayesi olarak kaleme almıştı. “Belle époque/Muhteşem devir”tabir edilen 19. yüzyıldaki 2. sanayi devriminin sonu ile 20. yüzyıl başının sonsuz istikrar, refah ve özgüven çağı sonlanmış, baş döndürücü teknolojik değişimlerle toplumun değerler skalası değişmişti.

Devamını Oku
29.06.2025
İsrail’in ‘pis işleri’

Deyim, Almanya’nın yeni Şansöylesi Friedrich Merz’e ait. Bir haftadır Mertz’in şok...şok...şok bu sözleri konuşuluyor.

Devamını Oku
22.06.2025
Trump’ın ‘oyuncak askerleri’

14 Haziran’da Washington’da bir kutlama için, yerleri dolduracak yedeklere ihtiyaç var.

Devamını Oku
15.06.2025
Dekadans

Donald Trump, Beyaz Saray’a çıktığı ilk yıllarda, “New York’un ortasında, 5. caddede çıkıp birini vursam bir tek seçmen kaybetmem!” demişti.

Devamını Oku
08.06.2025
Kurşun hızı

Adına “muzzle velocity” diyorlar. Deyimi siyasi jargona sokan isim Trump’ın “karanlık prensi” Steve Bannon.

Devamını Oku
01.06.2025
Habeas Corpus nedir?

“Habeas Corpus nedir? Tanımlar mısınız?”

Devamını Oku
25.05.2025
Arabistanlı Donald’ın evreni

İç gerilimlerin cümlemizi sersem ettiği, burnumuzun ucunu göremez hale getirdiği Türkiye’nin dışında bir dünya var.

Devamını Oku
18.05.2025
Trump Vatikan’a da göz dikti

Trump Vatikan’a da göz dikti

Devamını Oku
11.05.2025
Psikolojik harekât

Psikolojik harekât

Devamını Oku
04.05.2025
Vatikan’da dönüm noktası

Vatikan’da dönüm noktası

Devamını Oku
27.04.2025
Romancının ölümü

Romancının ölümü

Devamını Oku
20.04.2025
Starmer’ın sessizliği

Starmer’ın sessizliği

Devamını Oku
13.04.2025
İmamoğlu ‘rakip’ olmasaydı...

İmamoğlu ‘rakip’ olmasaydı...

Devamını Oku
06.04.2025
Pikachu’nun anlattıkları...

Pikachu’nun anlattıkları...

Devamını Oku
30.03.2025
Kafka senaryosu

Kafka senaryosu

Devamını Oku
23.03.2025
Avrupa'da neler oluyor?

Avrupa'da neler oluyor?

Devamını Oku
16.03.2025
Avrupa’da yeni kavşak

Avrupa’da yeni kavşak

Devamını Oku
09.03.2025
Yeni bir dünyaya doğru

Yeni bir dünyaya doğru

Devamını Oku
02.03.2025