Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Zamanın ruhu Meloni
Giorgia Meloni, İngiltere muhafazakârlarının dergisi “The Spectator”a bu geçtiğimiz ağustos ayında verdiği söyleşide “İngiliz olsam, Muhafazakâr Parti’den olurdum” diyordu...
İtalyan siyasetinin yükselen yıldızı için “faşist mi, postfaşist mi, neofaşist mi?” tartışmalarının yapıldığı dönemdi.
“Giorgia Meloni Avrupa’nın en tehlikeli kadını mı?” kapağıyla çıkan dergi, aşırı sağ politikacıya sayfalar ayırmıştı.
O da “Aman işte uzatmayın! İngiliz olsam muhafazakâr olurdum. Aramızda pek fark yok” demeye getirmişti.
Düşünüyorum da İtalya’nın çiçeği burnunda başbakanı Meloni, İngiliz muhafazakârlarının bugünkü durumunu görse o lafları eder miydi?
İki ay gibi çok kısa bir zaman dilimi bile yaşadığımız çalkantılı günlerde çok şey değiştiriyor.
Meloni’nin bu sözleri ettiği evrede, raf ömrü bir süpermarket marulu ile karşılaştırılan Liz Truss başbakan olmamıştı. Johnson istifasını henüz taze vermişti, Kraliçe Elizabeth hayattaydı.
İngiltere herşeye rağmen hâlâ bir istikrar adacığıydı.
İDEOLOJİNİN TAHRİBATI
Bugün Meloni başta olmak üzere İngiliz muhafazakârlarına eminim ki kimse benzetilmek istemez.
Pound’u baş aşağı yere çakan Truss’ın liderliği ardından, 12 yıldır muhalefette bulunan İngiliz İşçi Partisi ile iktidar partisi arasındaki mesafe İşçi Partisi lehine 30 puan açıldı.
Sandığa bugün gidilse İşçi Partisi oyların yüzde 54’ünü alacak, muhafazakârlar yüzde 20’de kalacak. Haliyle bu nedenle seçim istemiyorlar. Parti içi oylamayla yeniden şimdi bir lider seçilecek. Yeni lider seçimi derken, Johnson’ın dönüşünden bahsediliyor. Popülaritesi sıfırlanan partiyi, ancak Boris Johnson gibi bir seçim dehasının tekrar ayağa kaldırabileceği varsayılıyor.
Ne ki bundan sadece 1.5 ay önce skandallar silsilesiyle görevi bırakmaya zorlanan bir liderin sil baştan pazarlanmaya çalışılması bile başlı başına partinin sahipsizliğine ve çaresizliğine işaret ediyor. Parti bu nedenle bölünme yaşıyor.
Sorun bu kadarla sınırlı değil.
Muhafazakârların “ilk günahı” Brexit, o günden bu yana “paralel bir gerçeklik” yaratmış durumda. Ve o paralel gerçekliğin vaatleri elbette karşılanamıyor.
Karşılanamaması bir yana Brexit’in “bir ulusal egemenlik projesi” olarak tam olarak ne olduğu da anlaşılabilmiş değil.
Sonuç çok güçlü bir istikrarsızlık. Brexit’ten bu yana dört başbakan değişti, 2016’da Alman ekonomisinin yüzde 90’ınına tekabül eden ekonominin çapı yüzde 70’e geriledi.
İngiliz muhafazakârlarına bu sebeple değil öykünmek, “Brexit popülizminin” iflasından çıkarılacak pek çok ders var.
Guardian yazarlarından Jonathan Freedland’in dediği gibi, “Post-Brexit İngilteresi, Avrupa uluslarına bir uyarı yapıyor: Siz siz olun ideolojilerden gaz alan ateşi yüksek düşlere kapılmayın. Tarhribatı çok yüksek oluyor.”
İÇTE LE PEN, DIŞTA MACRON
İtalya’da başbakan olarak görevi devralan Meloni’nin şu sıra İngiltere siyasetini izlemeye ne kerte vakti var bilinmez. Ama tarihin garip cilvesi Liz giderken, o Çizme’de başbakanlığa yükseldi.
Söz konusu olan burada iki kadın başbakanı karşılaştırmak değil.
Liz Truss’ın aksine Meloni’nin sıra dışı bir “siyasi zekâ”ya sahip olduğunu, rakipleri dahi teslim ediyor.
Ancak ne ki, Meloni de öykündüğünü söylediği “İngiliz muhafazakârlarının sağ popülizm egemenlikçiliğine” oynayarak işbaşına geldi.
Bakanlıkların isimleri dahi “egemenlikçi sağ perspektifi” altında sloganlaştırıldı. Pek çoğuna yeni misyonlar yüklendi. Eşit fırsat bakanlığı örneğin bundan böyle örneğin “Aile, doğum ve eşit fırsat bakanlığı” olacak.
Tarım Bakanlığı, “Tarım ve gıda egemenliği bakanlığı” olarak anılacak. İş dünyasının sorunlarıyla ilgilenecek bir “Made in Italy Bakanlığı” kurulacak.
Eğitim Bakanlığı “eğitim ve liyakat bakanlığı”na, Çevre Bakanlığı, “Çevre ve Enerji Güvenliği Bakanlığı”na evşrilecek.
Meloni’nin bakanlıklarının adları bile, İtalya’da “Repubblica” gazetesinin “Vatan ve aile” başlığıyla özetlediği yeni sağ hükümetin programını anlatmaya yetiyor.
Gözlemciler Meloni’yi “iç politikada Le Pen, dış politikada Macron siyaseti” ile tanımlıyorlar ve Washington’a verdiği güçlü Atlantikçi destek sayesinde liderlik serüveninin uzun soluklu olacağını belirtiyorlar.
Ama hükümete biçilen ömür konusunda tereddüt içindeler. Meloni’nin birbirinden sağcı ve maço iki koalisyon ortağı, Berlusconi ile Salvini her an arıza çıkartmaya hazır.
Zamanın ruhu, İngiltere örneğinde görüldüğü üzere her sürprize açık ve birkaç ay bile artık çok uzun bir süre.
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Asgari ücret artarsa verimlilik artar
- Yankı Bağcıoğlu'ndan Suriye uyarısı:
- CHP'li Günaydın'dan Bakan Tekin'e tepki!
- Yeni Doğan çetesi davasında çarpıcı itiraflar
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
En Çok Okunan Haberler
- Suriye'yi nasıl terk ettiğinin ayrıntıları ortaya çıktı!
- Petlas'tan o yönetici hakkında açıklama
- Nevşin Mengü hakkında karar
- 3 zincir market şubesi mühürlendi
- Geri dönüş gerçekten 'akın akın' mı?
- Eski futbolcu yeni cumhurbaşkanı oldu
- Fidan'dan 'Suriye Kürtleri' ve 'İsrail' açıklaması
- AKP’nin tabutu CHP sıralarına kondu
- Müge Anlı'nın eşine yeni görev
- Bakanlık 5 ildeki lahmacuncuları ifşa etti