Olaylar Ve Görüşler

6’lı masa ve muhalefetin aday sorunu - Selahattin BALTA

20 Ağustos 2022 Cumartesi

Türkiye kendi tarihinde eşi benzeri görülmemiş çok boyutlu bir kriz yaşıyor. Kurumlar çözülmüş, yolsuzluk ve israf almış başını gitmiş, kamuyu yöneten kadrolar çürümüş, ekonomi yönetimi hepimizi altında bırakarak çökmüş durumda. 

Bu kriz yeni değil. Şiddeti her gün artan bir yönetememe krizi bu. Üstelik yönetemeyenler bu yönetememe hallerini ne pahasına olsun devam ettirmek ve bir kere ele geçirdikleri iktidarı hemen her tür hileye başvurarak ellerinde tutmak istiyorlar. Bu koşullar altında önümüzdeki seçimlerin sadece siyasi partilerin değil, ülkenin de kaderini belirleyeceği hepimizin malumu.

İKTİDAR OLMA SEÇENEĞİ

Böylesi bir kader seçiminde hem muhalefetin hem de tüm siyasal aktörlerin yapması gereken ilk şey kendi menfaatlerini bir kenara bırakmak ve ülkenin ortak kaderine odaklanmak. Bu seçim sadece Türkiye’nin kaderini belirlemeyecek, aynı zamanda Türkiye’deki bütün siyasal partilerin ve tek tek tüm siyasi aktörlerin de geleceklerini belirleyecek. Ve bu belirleyici seçimlerde muhalefet 20 yıl sonra ilk kez iktidar olma seçeneği ile karşı karşıya. 

Bu seçimi demokratik ve adil bir Türkiye’ye geçiş rejimi olarak görmek ve öyle olması için her şeyi yapmak gerekiyor. Yargının iktidarın elindeki bir cezalandırma aracı olmaktan çıktığı, medyada farklı görüşlerin yankı bulabildiği, kaynak dağıtımın iktidara yakınlık değil vatandaşlık üzerinden tesis edildiği, Meclis’in yeniden işlevselleştirildiği bir ortamın tesis edilmesi gerekiyor. 

ÇOK GEÇ OLACAK

CHP bu rolü oynayabilecek tarihsel ve kurumsal hafızaya sahip. Bu ülkenin kurucu hafızası hâlâ CHP’de. Bir lider olarak Kılıçdaroğlu da bu olağanüstü zor dönemde partisini ve kendisini değil Türkiye’yi öncelediğini tekrar tekrar gösterdi. Her tür muhalefetin devlet düşmanlığı olarak görüldüğü bir dönemde Adalet Yürüyüşü’nü gerçekleştirdi. Altılı masayı kurdu ve o masanın en büyük bileşeni olarak “Bizim dediğimiz olacak” diye tek bir an bile diretmedi. Masanın yuvarlak olması bile önemli bir sembolik gönderme. O masa, tek adama karşı çok liderin, çok aklın, çok iradenin eşitler arasında adil bir yönetimine gönderme yapıyor.    

Bugün CHP’nin ve Kılıçdaroğlu’nun siyaset yapma tarzını sorgulayanlar bu büyük resmi kaçırıyorlar. Oysa Kılıçdaroğlu Türkiye’yi düzlüğe çıkaracak olan bu dönemin lideri. Tam da önündeki tek hedef o düzlük olduğu için bu dönemin lideri. Her fırsatta söylediği gibi kendi liderliğini ve mirasını Türkiye’nin yeniden kurulmasına önayak olmak olarak gördüğü için bu dönemin lideri. 

Adına ara dönem, geçiş dönemi, düzlüğe çıkış, ne dersek diyelim; baskıcı ve tüm baskı aygıtlarını gelir eşitsizliğini artırmak, zengini daha zengin etmek üzerine kurmuş bu iktidardan kurtulmak için önümüzdeki fırsatı iyi değerlendirmemiz gerekiyor. Yoksa, çok geç olacak. Çok geç “olabilir” değil, çok geç “olacak”. 

SELAHATTİN BALTA

EMEKLİ BAŞMÜFETTİŞ



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları