Emeklilerin durumu ve devletin görevi - Dr. Ahmet Münci Özmen
Olaylar Ve Görüşler
Son Köşe Yazıları

Emeklilerin durumu ve devletin görevi - Dr. Ahmet Münci Özmen

04.04.2024 04:00
Güncellenme:
Takip Et:

Türkiye açısından bağlayıcı olan uluslararası sözleşmeler (1) ve diğer uluslararası belgeler (2), toplumda saygı görme ve kendine saygı duyma anlamındaki insan onurunu, ana ilke yani, “ilkelerin ilkesi” olarak kabul etmiştir. Yoksulluktan kurtulma ve korunma hakkı, bu ana ilkeden kaynaklanan temel haklardan biridir. Yoksulluktan kurtulma ve yoksulluktan korunma hakkı, insan özgürlüğünün ve insanın kimseye muhtaç olmadan yaşamını sürdürebilme bağımsızlığının vazgeçilmez koşuludur.

Anılan uluslararası sözleşmelere ve belgelere göre, yaşlı insanlar dahil, her insanın insanca yaşayabilmesi, açlık çekmemesine, yokluk içinde olmamasına, sağlığını koruyabilmesine, kendisini geliştirebilme ve amaçlarını gerçekleştirebilme olanaklarına sahip olmasına bağlanmaktadır. Bu ortamın ve olanakların sağlanması ise devlete düşen pozitif bir yükümlülüktür. Sosyal devlet kavramı da devletin pozitif yükümlülüklerine dayanmaktadır.

Bu açıdan bakıldığında, karşımıza yaşlı insanlarla ilgili iki boyut çıkmaktadır. Birincisi, yaşlı insanın, insanca yaşaması için gereken düzeyde bir gelire sahip olmasının sağlanması; ikincisi de gerektiğinde, kendisine, kamu olanaklarıyla, insan onuruna yakışan biçimde bakım hizmetinin sunulmasıdır. Her iki boyut da devletin pozitif yükümlülüklerini yerine getirmesiyle ilgilidir.

Burada, devletin birinci boyuttaki, yaşlı insanın insanca yaşaması için gereken düzeyde bir gelire sahip olmasının sağlanmasıyla ilgili pozitif yükümlülüğüne değineceğiz.

SOSYAL DEVLET İLKESİ

Hemen belirtelim; uluslararası sözleşmeler ve belgelerin yanında, anayasamızın sosyal devlet ilkesi ve sosyal güvenlik hakkı ile ilgili 2., 60. ve 61. maddeleri, Türkiye Cumhuriyeti’ne, yoksulluktan kurtulma ve korunma temel hakkını, uygulama alanında gerçekleştirmek için gerekli ortam ve olanakları sağlama yükümlülüğü yüklemektedir. Bu noktada, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin, temel ihtiyaçların (beslenme, barınma, sağlıklı koşullarda yaşama, toplum yaşantısından kopmama) karşılanmasına olanak tanımayan aşırı yoksulluğun, insanlık dışı ve aşağılayıcı muamele (3) olarak nitelendirileceğinin ilkelerini ortaya koyan üç kararı (4) ufuk açıcıdır.

Bu kararlarda yer alan ilkelerin yaşama geçirilmesi ise sosyal devletin, yaşlı insanları, insanlık dışı ve aşağılayıcı muamele olarak nitelendirilebilecek bir duruma düşürmekten ve bu durumda bırakmaktan kaçınmasını; bununla da yetinmeyip yaşlı insanların, kendilerini güvende hissedecekleri çözümler geliştirip uygulamasını gerektirmektedir.

Ülkemizde, TÜRK-İŞ verilerine göre, Şubat 2024 tarihi itibarıyla Ankara’da yaşayan dört kişilik bir ailenin açlık sınırı 16 bin 257 TL; yoksulluk sınırı (haneye girmesi gereken toplam gelir) ise 52 bin 955 TL’dir.

SONUÇ

2024 yılı asgari ücretinin 17 bin 2 TL olarak, yoksulluk sınırının çok altında olması bir yana, Hazine yardımıyla 10 bin TL olan, en düşük emekli maaşının açlık sınırının bile çok altında kalması vahim bir durumdur ve devletin, sosyal devlet olarak yükümlülüklerini yerine getirmediğini göstermektedir.

Bu tablo, herhangi bir sosyal güvenlik kurumundan emekli olmayanlara “sosyal yardım” olarak ödenen 65 yaş aylığı (2024 yılı için 4 bin 747 TL) bakımından daha da vahimdir.

Yaşantılarını, sosyal güvenlik kurumlarından aldıkları emekli maaşı ile sürdürmeye çalışan kıdemli yurttaşlar yani, emekliler ve 65 yaş aylığı alanlar, açlıkla pençeleşiyor, temel gereksinimlerini karşılayamıyor ve bu nedenle başkalarına muhtaç oluyorlarsa, insanlık dışı ve aşağılayıcı muameleyle yüz yüze kaldıkları sonucuna varılabilir.

Dr. Ahmet Münci Özmen

Emekli Dışişleri Bakanlığı Hukuk Müşavir

(1) Örn., BM İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi (Giriş Bölümü ve md. 22); BM Ekonomik Sosyal ve Kültürel Haklar Sözleşmesi (md. 11); Avrupa Konseyi Sosyal Şartı (md. 23).

(2) BM’nin 1991 yılında yayımladığı “Yaşlılarla ilgili İlkeler (Resolution 46/91); Avrupa Konseyi’nin bağımsız uzmanlardan oluşan Venedik Komisyonu’nun, 12.2.2016 tarihli, “Zayıf ve İncinebilir Durumda Olanlarla ilgili Raporu”.

(3) İnsanlık dışı ve aşağılayıcı muamele, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin işkence yasağı ile ilgili 3. maddesinin kapsamındadır.

(4) 23.4.2002 tarihli Larioshina / Rusya ve 18.6.2009 tarihli Budina / Rusya kabul edilemezlik kararları ile, 7.7.2015 tarihli V.M. vd. / Belçika ihlal kararı.

Yazarın Son Yazıları

Tek Çin ilkesi - Wei Xiaodong

Türkiye’de Çin’in Tayvan bölgesi yaygın olarak bilinse de bu bölgeye ilişkin tarihi ve siyasi bilgiler genellikle sınırlı kalmaktadır.

Devamını Oku
05.12.2025
İktidarın eğitimdeki U dönüşleri - Nazım Mutlu

Siyasal yaşamının toplamı çeyrek yüzyılı bulan iktidar partisinin kısa tarihi, sayısız U dönüşleriyle doludur.

Devamını Oku
03.12.2025
Cumhuriyete sahip çıkma konuşması: Atatürk’ün ‘Bursa Nutku’ - Hamdi Yaver Aktan

Mustafa Kemal Paşa, 3 Şubat 1933 akşamı İzmir Kordon’daki köşkte akşam yemeği sırasında Bursa’daki olayı öğrenir.

Devamını Oku
03.12.2025
Demokraside seçilenler özgür olmalı - Hüseyin Mert

Demokrasi; çağdaş yaşamın, mutluluğun, ekonomik kalkınmanın ve her türlü gelişmenin önkoşulu, altyapısı ve temelidir.

Devamını Oku
03.12.2025
Tekke ve zaviyelerin kapatılması - Doç. Dr. Hüner Tuncer

Tekkeler ve zaviyeler, İslamdaki tarikatların dinsel tören, toplantı ve eğitim yerleridir.

Devamını Oku
02.12.2025
Suyun akışını sürdürmek - Dr. Anıl Yıldırım Poyraz

“Su ateşe galiptir ancak bir kaba girerse ateş onu kaynatıp yok eder.” - Mevlana

Devamını Oku
02.12.2025
21.yüzyılda Türkiye’de sosyal demokrasi - Halil Sarıgöz

Sosyal demokrat partilerin tarihsel serüvenine baktığımızda, parti programlarının yalnızca birer teknik metin değil; toplumun yönünü, siyasal aklın niteliğini ve iktidar imgelemini belirleyen kurucu belgeler olduğunu görürüz.

Devamını Oku
01.12.2025
Gıda güvenliği sistemimiz alarm veriyor - Adnan Serpen

Gıda yaşam için olmazsa olmazdır ancak kirlenirse hastalığa, hatta ölüme bile neden olabilmektedir.

Devamını Oku
01.12.2025
Buğra Gökce, Silivri'den Cumhuriyet'e yazdı

Otuz altıncı pazar...

Devamını Oku
29.11.2025
İhanetin adı barış olamaz… - Erol Ertuğrul

Güzel yurdumuzda 23 yıldır uygulanan politikalarla, üniter devlet yapımıza ve Cumhuriyetimizin kuruluş anlayışına uymayan görüşler seslerini yükseltmeye başladı.

Devamını Oku
29.11.2025
İddianame hukukla bağlı mı? - Doğan Erkan

İmamoğlu iddianamesi başından beri hukuk dili yerine tercih edilen siyasal retoriğiyle, delil boşluğuyla, rivayet anlatımlarıyla tartışılıyor.

Devamını Oku
28.11.2025
İmralı ziyareti ve TBMM - Hüseyin Özkahraman

Türkiye’de “Kürt meselesi”, etnik kimlik tartışmalarını aşan; devlet-toplum ilişkilerini, siyasal katılım biçimlerini, demokratikleşme dinamiklerini ve meşruiyet tartışmalarını doğrudan etkileyen çok katmanlı bir olgudur.

Devamını Oku
28.11.2025
Seçimin sakatlanması - Cihangir Dumanlı

Anayasamızın 2. maddesine göre Türkiye Cumhuriyeti demokratik bir devlettir.

Devamını Oku
27.11.2025
Kurucu felsefeye dönüş - Mehmet Tomanbay

Son açıklanan TÜİK verileri enflasyon, işsizlik ve derinleşen yoksulluğun gittikçe büyüyen sorunlar olduğunu göstermektedir.

Devamını Oku
27.11.2025
Düzensiz dünya nereye gidiyor? - Nejat Eslen

Yeni bin yılın ilk yüzyılının ilk çeyreği yakında bitecek.

Devamını Oku
26.11.2025
İmralı vesilesiyle CHP dövmek - Esat Aydın

İmralı vesilesiyle CHP dövmek - Esat Aydın

Devamını Oku
26.11.2025
Eğitim sürecinde öğretme ve öğrenme - Cihat Karaali

Geçmişte eğitimciler yalnızca öğretmen değillerdi.

Devamını Oku
26.11.2025
Radbruch formülü ve Türkiye bağlamı - Başar Yaltı

Daha önce bu sütunlarda yayımlanan “Adaletsizliği Görmek” (Cumhuriyet, 07.11.2025) başlıklı yazımızda; adalete giden yolun adaletsizliği görmekten geçtiğini, bir hukuk düzeninde karar veren konumundaki tüm görevliler ile hukuk normlarını uygulayan tüm yetkililerin adaletsizliği görmek, önlemek ve adaleti yerine getirmekle görevli olduklarını, adaletsizliği görme yetisine sahip olmayanların yargıç ve savcı yapılmaması gerektiğini belirtmiştik.

Devamını Oku
25.11.2025
Türkiye Araf’ta - Gani Işık

Şimdilerde Türkiye’ye bir hal oldu; Cumhur İttifakı, İmralı ile hemhal oldu.

Devamını Oku
25.11.2025
Öğretmenim, canım benim! - Duran Güldemir

24 Kasım Öğretmenler Günü’nün anlamını ve önemini anlatmak için söylenecek çok söz var elbette ancak Ceyhun Atuf Kansu’nun “Dünyanın Bütün Çiçekleri” şiirinin bu dizeleri sanki bir başka söze gerek yoktur der gibi derin bir duygusallık içine sürüklemektedir bizi.

Devamını Oku
24.11.2025
Uçak kazasının düşündürdükleri... - Cumhur Utku

Geçen hafta Azerbaycan-Gürcistan sınırında düşen askeri uçağımızla ilgili bir tanımı düzeltelim

Devamını Oku
22.11.2025
‘Ot otlayanlar’dan bugüne - A. Celal Binzet

Günümüzün yakıcı sorunlarından birisi olan vergi, bozuk sistemin ana nedenlerinin başında geliyor.

Devamını Oku
21.11.2025
Bir döneğin anatomisi - Çiğdem Bayraktar Ör

Dün söylediğini bugün unutuyor; hayır, unutmuyor; “Dün söylediğini yutuyor”!

Devamını Oku
21.11.2025
Türkiye’de şap hastalığı neden hâlâ bitmiyor? - Gülay Ertürk

Türkiye’de hayvancılığın en büyük sorunlarından biri, aradan geçen yüzyıllara rağmen hâlâ kontrol altına alınamayan şap hastalığıdır.

Devamını Oku
21.11.2025
Dünya Çocuk Hakları Günü - Recep Nas

Çocuk Haklarına İlişkin Sözleşme, 20 Kasım 1989 günü Birleşmiş Milletler’ce kabul edilmiş, 2 Eylül 1990’da yürürlüğe girmiştir.

Devamını Oku
20.11.2025
CHP'nin iktidar kurultayı - Ziya Yergök

Türkiye’nin kurucu ve birinci partisi, iktidarın en güçlü adayı CHP, 28- 30 Kasım tarihlerinde 39. olağan kurultayını yapacak.

Devamını Oku
20.11.2025
Güvenlik kültürü üzerine - Gazi Zorer

Ülkemizin büyük kısmı aktif deprem kuşağında ve sıklıkla depremi yaşıyoruz ama esaslı bir deprem master planımız yok.

Devamını Oku
19.11.2025
Kemalizm karşıtlığının maskesi - Tunay Şendal

Türkiye, 10 Kasım’ın manevi ağırlığı altında, Mustafa Kemal Atatürk’ün mirasına yönelik tartışmaların bir kez daha alevlendiği bir kırılma anına tanık olmuştur.

Devamını Oku
19.11.2025
Gözden gönüle akan bir aydın - Mücteba Binici

Veteriner hekim Nihat Köse ile ilk karşılaşmamız, 1988 yılının ağustos ayında Samsun Sahra Sıhhıye Askeri Okulu’nda başladı.

Devamını Oku
19.11.2025
İhanet ve gerçekler - Doğu Silahçıoğlu

1914-1918 Birinci Paylaşım Savaşı’nda İngiliz, Fransız, İtalyan ve Yunan işgaline uğrayan Anadolu; Mustafa Kemal önderliğinde başlatılan Milli Mücadele ve Kurtuluş Savaşı döneminde, ardında yayılmacı sömürgecilerin ve Saray’ın durduğu ihanet dolu bir sürece sahne oldu.

Devamını Oku
18.11.2025
Kavramların sosyal yaşamdaki etkisi - İsmail Doğan

İnsanlık bir arada yaşamaya başladığı andan itibaren sosyalleşme doğal bir gereksinim olarak ortaya çıkmıştır.

Devamını Oku
18.11.2025
Masumiyet karinesi - Suna Türkoğlu

Hukuk devletinin vazgeçilmez unsurlarından biri olan “masumiyet karinesi” veya “suçsuzluk karinesi”, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 38’inci maddesinin dördüncü fıkrasında, “Suçluluğu hükmen sabit oluncaya kadar kimse suçlu sayılamaz” hükmü ile pozitif hukukta da yer almaktadır.

Devamını Oku
17.11.2025
Çalışma yasalarında değişim gerekli mi? - Dr. Engin Ünsal

Yasalar da canlılar gibi zamanla yaşlanır ve işlevini yapamaz duruma gelir.

Devamını Oku
17.11.2025
KKTC 42 yaşında! - İhsan Tayhani

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin kurulduğu 15 Kasım 1983’te dünyaya gelenler, şimdi 42 yaşındalar ve onlar, anne ve babalarından farklı olarak özgürlüklerinin güvencesi olan bir Cumhuriyetin kucağına doğdular.

Devamını Oku
15.11.2025
Erken yaşta okur yetiştirmek - Prof. Dr. Sedat Sever

Edebiyat yapıtları, Montaigne’in belirlemesiyle, “Bizim kendimizin dışına, ötemize gitmemize” kılavuz olan estetik birer uyarandır.

Devamını Oku
13.11.2025
Sosyalizm ve cumhuriyet - Kaan Eroğuz

Neoliberal küreselleşmenin 40 yılı aşkın sürede yarattığı tahribat...

Devamını Oku
13.11.2025
Hukuk devleti mi, yargı devleti mi? - Av. Erol Türk

Hukuk devleti herkesin, devleti yönetenlerin de hukuka bağlı olduğu, hukukun üstünlüğünü ve temel hak ve özgürlükleri güvence altına alan devlettir.

Devamını Oku
12.11.2025
Ankara Hukuk Fakültesi 100 yaşında - Av. Ahmet AKGÜL

5 Kasım 1925 tarihinde, ilk TBMM binasının toplantı salonunda yapılan törende Ankara’da leyli (yatılı) – nehari (gündüzlü) bir hukuk mektebi açılmıştı.

Devamını Oku
12.11.2025
Onlar daha çocuktu… - Şükrü KARAMAN

Kocaeli’nin Dilovası ilçesinde merdiven altı parfümeri imalathanesinde meydana gelen patlamada üçü çocuk altı emekçi...

Devamını Oku
12.11.2025
Efsanevi bir dönemin sonu - Doç. Dr. Hüner Tuncer

10 Kasım 1938 tarihi, tarihte hiç kuşkusuz bir dönüm noktasıdır! Bu tarihle birlikte Türkiye’de efsanevî bir dönem sona ermiştir. Cumhuriyet’in kuruluşundan itibaren gözlerini her gün yeni bir masala, gerçekleşmesi olanaksız gibi görünen yeni bir düşe açan Türk ulusu, bundan böyle hiçbir şeyin eskisi gibi olamayacağının ayırdına varmaya başlayacaktır.

Devamını Oku
11.11.2025